Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaliteli yalnızlık
Kaliteli insanlar neden yalnızdılar biliyor musunuz? Çünkü onlar kolay kanmazlar, çabuk inanmazlar. Pahalı hediyeler ya da lüks yaşantılar onlara sökmez. Hava atan kibirlenen ya da maddi gücü ile her şeyi elde eden insanlara prim vermezler. Onları ancak kalbinizle ya da karakterinizle tavlayabilirsiniz. Bu da sabır, mücadele, uğraş, emek ve çaba gerektirir. Kaliteli insanların prensipleri vardır. Mesela şımarık insanlara tahammül edemezler. Sahte ya da basit insanlara hayatlarında yer vermezler. Özgürlüğü severler ama sınırlarını da kendileri belirler. Ve kendileri gibi kaliteli olmayanları asla öteye geçirmezler. Kaliteli insanları sevmek ve sahiplenebilmek zordur. Çünkü onlar bedenleri ile değil kalpleriyle, yaşantılarıyla değil hisleriyle sevilmek isterler. Aşkı, tanımı gibi yaşamak ve bazı şeyleri tadında bırakmak onlar için daima önceliktir. Hiç kimselere karşı çıkar ve menfaat beslemezler ve kendilerine karşı çıkar ve menfaat beslemeye çalışanları da sevmezler. Ancak günümüzde birçok insan kolaya kaçtığı ve çıkarları için yaşamaya çalıştığı için kaliteli insanlar kendileri gibi düşünen, yaşayan sevgiyi ve saygıyı ön planda tutan, nefsine hâkim, zoru seven ve zorunluluklarını bilen insanlarla karşılaşamıyorlar ve yalnızlığı seçiyorlar. Kaliteli insanlar için yalnız kalmak dünyanın sonu değildir. Çünkü onlar için kaliteli yalnızlık, kalitesiz aşklardan çok değerlidir.
Tekfir meselesi günümüzde insanların çoğu tarafından karıştırılan meselelerden bir tanesidir. Tekfir; İslam'ı sabit olmuş, şirk ve küfürden berî olan muvahhid insanlar hakkında sakınılması gereken bir hüküm olduğu halde, kimileri bunu şirk içerisinde yaşayan, hayatına Allah'tan başkalarının karıştığı, yaşantılarında İslam'ın yalnızca sureti olan ve sadece "kimlik Müslümanı" diyebileceğimiz bazı zevat hakkında sakınılması gereken bir olgu olarak lanse ederek tekfirin kural ve kâidelerini bu gibi insanlar üzerinde tatbik etmekte ve içerisinde bulundukları şirk ve küfür amellerinden dolayı onlara Müslüman muamelesi yapmayan insanları "tekfircilik" ve "haricilik ile suçlayabilmektedirler.
Reklam
Ayasofya neden önemli
Gerek TV programlarında gerek söyleşilerde dünyada para akışını kontrol eden sapkın inançlı grupların varlığından söz ediyoruz. Bunlar gerçekten güçlü ve siyasetin etkili kişiler. İnançları tapınakçıların inançlarına çok benziyor. Bu kişiler Tevrat ve incil'lerde anlatılan efsanelere ve kehanetlere meraklı insanlar. Ellerindeki siyasi gücü kullanarak kutsal emanetleri aradıklarını da varsayabiliriz. Hitler'in bile kutsal emanetleri aradığını düşünürsek durum daha iyi anlaşılır sanırım. Yaygın inanca göre kutsal emanetler çeşitli kiliselerden getirilmiş ve Ayasofya'da toplanmıştır. Burada pay edilmiş ama bazılarında kaybolmuştur. Günümüzde hala bazı gizli örgütler kutsal emanetlerin burada olduğuna inanmakta ve bir gün ortaya çıkacağını düşünmektedir. Hatta bir punduna getirip ortaya çıkarmak istemektedir.
Sayfa 285Kitabı okudu
Sevgiye ya da geleneksel evliliklerdeki gibi toplumsal göreneklere ve alışkanlıklara dayalı evliliklere dikkatle bakacak olursak, birbirini gerçekten seven çiftlerin azınlıkta olduğunu hemen fark ederiz. Toplumsal görev duygusu, gelenekler, karşılıklı ekonomik çıkarlar, çocuklara olan ortak ilgi, karşılıklı bağımlılık ya da korku, bazen de birbirine duyulan nefret, genellikle "sevgi" olarak yaşanmaktadır. Eşlerden birinin ya da ikisinin birden birbirlerini sevmediklerini, belki hiç sevmemiş olduklarını anlayana dek, bu böyle sürüp gitmektedir. Günümüzde bu konuda bazı olumlu gelişmeler olduğunu hemen ekleyeyim. İnsanlar eskiye oranla daha uyanık ve gerçekçi oldular. En azından cinsel çekicilik ve cinsel tutku ile sevgiyi birbirine karıştırmayanların sayısıda artma olduğu bir gerçek. Dostane ve sınırlı bir grup ilişkisi de artık aşk sayılmıyor. Bu gelişmeler, insanlar arasında eskiye oranla dürüstlüğün artmasına ve sık sık eş değiştirme eğiliminin yaygınlaşmasına yol açtı. Ama ne yazık ki bu yeni anlayış da, sevginin yaşanması konusunda eskisinden üstün bir toplum yaratmadı.
Sayfa 71 - SayKitabı okudu
Günümüzde, ancak bazı bilinçsiz insanlar ün tenekesini peşlerinden sürüklemeyi gönüllü olarak kabul edebilirler.
Günümüzde bazı insanlar için;
İktidarı kimin elinde tuttuğu önemli değildir, yeter ki hiyerarşik yapı hep aynı kalsın.
Sayfa 214 - Can Yayınları - 44. BaskıKitabı okudu
Reklam
Günümüzde insanoğlu birtakım zihinsel karışıklıklar yüzünden ciddi sıkıntılar çekmektedir. Bu kaygıyı ve sorunları yaşayan insanlar akıl hastası değil, bilakis düşüncenin karmaşıklığı içinde bir şeylerin üstesinden gelemeyenlerdir.
Müzik dinlemenin sakıncaları
..."Günümüzde bir takım müzikleri dinlemek muhtemelen insanın ahlâkî ölçülerini kaybetmenin en kolay yolu. Bugün bazı müzikler sesli pornografi gibi. Öyle aşikar, öyle hayasız ve edebe aykırı ki, insanlığınızı sizden alıp götürüyor. Kadınlara birer nesne gibi, hatta nesneden daha alçak şekillere bakmamızı teşvik ediyor. Bu şarkıları üreten insanlar kadınlardan hayvanlardan bahseder gibi bahsederek kadını metalaştırıyor. "...
Kur'an tek başına yeterli değil midir? Hadislere gerek var mı?
İslam literatüründe Peygamberimizin sözleri, fiil ve davranışları ve onayladığı şeylere “ hadis” denir. Allah, Kur’an’ı her konuda insanlara aydınlatan, anlaşmazlık durumlarında aralarını bulan, onlara yol gösteren sevgili peygamberimize gönderdi. sonra ondan, gönderdiği mesajları insanlara ulaştırmasını, yani tebliğ etmesini istedi. Dolayısıyla
Reklam
Günümüzde birtakım müzikleri dinlemek muhtemelen insanın ahlakî ölçülerini kaydetmenin en kolay yolu. Bugün bazı müzikler sesli pornografi gibi. Öyle aşikar, öyle hayasız ve edebe aykırı ki, insanlığınızı sizden alıp götürüyor. Kadınlara birer nesne gibi, hatta nesneden daha alçak şekillerle bakmanızı teşvik ediyor. Bu şarkıları üreten insanlar kadınlardan hayvanlardan bahseder gibi bahsederek, kadını metalaştırıyor.
Sayfa 184
William, mademki tek bir kişinin yasaları kötü yapma olasılığı vardır, birçok insanın yapması daha iyi olmayacak mıdır? Doğal olarak, laik işleri düzenleyen dünyasal yasalardan söz ettiğini vurguladı. Tanrı Adem'e iyilik ve kötülük ağacından meyve yememesini söylemişti; bu kutsal yasaydı, ama sonra ona nesnelere ad koyma yetkisi vermiş, hatta onu yüreklendirmiş ve yeryüzündeki uyruğunu bu konuda özgür bırakmıştı. Gerçekten de günümüzde bazı kimseler, "No-mina sunt consequentia rerum," (Adlar, nesnelerin sonucudur.) diyorlarsa da, "Yaratılış" kitabı bu noktada çok açıktır. Tanrı onlara ne ad vereceğini görmek için tüm hayvanları Adem'in yanına getirdi ve Adem her canlı yaratığı nasıl çağırdıysa onun adı o oldu. Kuşkusuz ilk insanoğlu, kendi Ademce dilinde her nesneye ve her hayvana yapısına uygun bir ad verecek ölçüde zekiyse de, kendi görüşünce o hayvanın yapısına en uygun düşecek adı tasarlamakta bir tür egemenlik hakkını kullanıyordu gene de. Çünkü gerçekten de insanların kavramları belirtmek için koydukları adların birbirinden değişik oldukları, ancak nesnelerin tümü için aynı olan şeyin yalnızca nesnelerin imleri olan kavramlar olduğu bugün bilinmektedir. Böylece hiç kuşkusuz nomen (ad) sözcüğü, nomos, yani yasa sözcüğünden gelmektedir, çünkü nomina(adlar), insanlar tarafından ad placitum, başka bir deyişle, özgürce ve toplu bir anlaşmayla verilir.
Sayfa 490 - Can Sanat Yayınları, 36. baskı, Çev. Şadan KaradenizKitabı okudu
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Günümüzde hastalıklara çeşitli mikropların neden olduğunu ileri süren mikrop teorisini hala reddeden Hristiyanlık bilimi adında bir din vardır; bu dine mensup olan bazı insanlar ettikleri dualar boşa çıktığında çocuklarına antibiyotik vermektense, onların gözlerinin önünde ölmelerini izlemeyi tercih eder.
Sayfa 30 - Say YayınlarıKitabı okuyor
Gerçekten de sürekli tedirgin oldukları halde sakin bir insan izlenimini veren kişilerin sayısı oldukça fazladır. Ne var ki, bu insanlar belirli bir süre boyunca yakından izlendiklerinde kaçınma tepkilerini farketmek pek de güç olmaz. Üstelik günümüzde pek çok sayıda insan, kaygılarını aşın denetim altına almalarının bedelini psikosomatik hastalıklarla ödemektedirler. Mide ülseri, barsak spazmı, hipertansiyon, astım, bazı deri hastalıkları ve de birçok diğer bedensel bozuklukların gerisinde doğrudan yaşanmayan duygular bulunur. Boşalım yolu bulamayan bu gerilimler ve kaygılar organlar aracılığıyla anlatım bulurlar.
Sayfa 84 - Epub
530 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.