"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
"Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Hasan Âli Yücel Klasikleri Sıralı Tam Listesi"
(14.01.2021 Güncel)
Bu liste sürekli güncellenecek, yeni basılan her kitap yoruma ve konuya eklenecektir. Kitap ve yazar adları kolay ulaşım sağlanması adına yavaş yavaş link haline getirilecektir.
Karamazovlar’ı Dostoyevski’nin zirvesine hatta cahilliğimden cüret alarak edebiyat tarihinin zirvesine koyarak başlamak istiyorum. Bu noktada Suç ve Ceza’yı öne atarak itiraz edenler olacaktır ki bana kalırsa bu iddiada bulunanlar henüz Karamazovlar’ı okumayanlardır. Ecinniler de Raskolnikov karakterini şöyle böyle içinde barındırdığından Suç ve
Arthur Schopenhauer, 1851’de yayınladığı “Parerga ve Paralipomena: Kısa Felsefi Denemeler” adlı eserinin 396. bölümünün bir kısmında, kirpilerin soğukta kaldığı anlarda karşılaştıkları ikilemi anlatıyor: “Soğuk bir kış sabahı çok sayıda oklu kirpi, donmamak için birbirine bir hayli yaklaştı. Az sonra, oklarının farkına vardılar ve ayrıldılar.
(Kitapla ilgili yorumlarımı okumak yerine dinlemek/izlemek isterseniz: youtu.be/hUo7lJUHCLI )
Schopenhauer'in kadın düşmanı olduğunu düşünen insanlara sesleniyorum: Haklıymışsınız... Bekliyordum bir şeyler; ama bu kadar kadınları yermesini, aşağılamasını ve hor görmesini beklemiyordum. Beğeni kasmak için süslü cümleler kurmak amacında
Ömer Gezen' e ve tüm dostlara teşekkür ederim.Sizler de bu anlamlı harekete katılmak isterseniz #51007323
{Liste Güncellenecektir. Yoruma Siz de Sevdiğiniz İncelemeleri İliştirebilirsiniz.}
*Gülnaz Eliaçık
Sene 2009… Üniversite hayatımın ilk yılları… “Topluma Hizmet Dersi” kapsamında körler okuluna gideceğimiz söylendi. Tam adıyla “Gaziantep GAP Görme Engelliler Ortaokulu”. İlk duyduğum anda gitmek istemedim çünkü dersine gireceğimiz sınıf, görme engellilerden oluşan bir sınıftı. İsteksiz olma sebebim o hüzün dolu duygu dolu atmosferi bünyemin
“o mahur beste çalar
Müjgânla ben ağlaşırız.''
İncelememe bu sözlerle başlamak istedim.
Çünkü biliyorum okuyan, okumayan kitabın ismini duyan herkesin aklından geçecektir.
Peki burda 'mahur' nedir? Müjgân kimdir?
**Mahur besteyi çalan “o” herhangi bir enstrüman, müjgan ise Klasik edebiyatın kirpik remzidir: Geniş bir hayal ve rüya dünyası