Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dağları göğü deler, hırçın dalgalar kıyıları döver. Bir bakarsın iki kat olur, üç kat olur sola kıvrılır, sağa yığılır. Sırtlarsın kucaklarsın; çocuğun, torunun gibidir. Çamların zümrüt yeşili dalları ve yaprakları denizden gelen rüzgarla salınır. Güzel kadın çehresini andıran manzara kadim zamanda tanrıların elinden çıkmış gibidir. Değme ressamların fırçaları, ünlü şairlerin sözleri bu manzara karşısında aciz kalır.
YEŞİL RENKLİ NAMUS GAZI OPERASI «Hasan Âli Yücel, bu hikâyeyi oyun olarak yazmamı önermişti. Hikâyemi Yücel'in anısına adıyorum.» Uvertür Dünyanın tarihi iki milyar dörtyüz milyon yıllık deniliyor. Benim bitmemiş tarihim, şimdilik elli yıllık. Kelebeğin tarihi bir günlük. * Arkeologlar yeraltında yeni bir kent buldular. Bu kentte birçok
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Tsinandali'de esir alınan Prensesler ve Madam Drancy, acı ve korku dolu bir diyara doğru yol alıyordu. Başlarındaki dağlılar, esirleri kendi malı gibi görüyorlardı. Onları İmam'a teslim ettik­lerinde büyük bir mükafat alacaklardı. Fakat dağlılar, esirlerinin önemi ve konumunun farkındaydı. Son derece gaddar tavırlar sergileseler de kimse
Madam Drancy, Çavçavadzeler'in teklifini sevinçle kabul etti. Eve dönmeyi hiç istemiyordu. Hem evliliğinde hem de işlerin­de başarısız olduğu için ailesine karşı çok mahcuptu. Ne yardım isteyeceği biri vardı ne de göze çarpan bir özelliği. Yabancı bir ülkede köşeye sıkışmıştı. Mürebbiye olma teklifi, ona hem bir iş kapısı hem de saygınlık
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
Reklam
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
_Şeytanla anlaşmak, yani Nevrotik kişinin kendi benliğinden vazgeçmesi, ruhunu satmasına karşılık gelmektedir. Psikiyatride bunu "kişinin kendine yabancılaşması" olarak adlandırıyoruz. Tıpkı bellek kaybı ve kişiliksizleşmede olduğu gibi kişi, kimlik duygusunu yitirmiş, kendine aidiyeti kalmamıştır. Sanki bir sis bulutu icindeymiş gibi
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Reklam
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
1444 yılı kışında Agnes Sorel’i ilk gördüğünde VII. Charles’ın yaşı kırkının üzerindeydi. Yarı yaşında, dikkati çekecek ölçüde güzel Agnes, ona kendisininkinin yakınlarında bir şato ve onunla birlikte Agnes’in de sonraları aynı şekilde anılacağı dame de beaute adını hediye eden ve pek de yakışıklı olmayan kralı derhal büyüleyecekti. Bunca aşırı lükse rağ­men Agnes, Fransa tarihine pozitif bir figür olarak geçmeyecekti; çünkü VII. Charles’ı krallığına ilişkin meselelerdeki duygusallıktan arınmış ta­vırlarını terk etmesi ve Normandiya eyaletinin İngilizlerden geri alınması konularında cesaretlendirmişti. Charles, öyle görünüyor ki askeri faaliyetleri için bir kadın tarafından harekete geçirilmeye gereksinim duyuyordu. On beş yıl önce bu kadın azizelik mertebesine yaraşır Jeanne d’Arc’dı. Şimdi ise sıradan dünyevi bir yaratıktaydı ve Agnes, cinsel ilişkiden kaynaklanan tüm çıkarların semeresini alacak olan ilk kral met­resiydi. Ancak saltanatı kısa sürdü. VII. Charles’la ilk buluşmasından altı yıl sonra hastalandı ve birkaç gün içinde öldü. Ardında, annelikle ilişkilendirilen kutsal meme idealinden, cinsel hazzı ifade eden erotize edilmiş memeye geçişe işaret eden çok ünlü iki portredeki, tek memeli güzelliği­nin mirasını bırakarak. Sanat ve edebiyatta, meme gittikçe bebeğe ya da kiliseye ait olmaktan uzaklaşacak ve dünyevi iktidarın erkeklerine daha çok ait olacaktı ve erkekler memeye sadece arzunun uyarıcı nesneleri olarak bakacaklardı.
Davut
tevrat'ta adı geçen en ünlü isim hitit güzel kadını batşeba 'dir.Bu kadın uriya'nın eşidir ve çok seksidir.davut bu kadını o kadar çok beğenir ki hemen onunla yatar.kadın hamile kalır bununla ilgili çıkabilecek sorunları engellemek icin,davut sadık adamı uriya 'yı ölümle sonuçlanabilecek bir savaşa gönderir ve beklenen olur uriya savaşta ölür ve davut batşeba 'yı karısı olarak alır.... ve bunun neticesinde davut'un iki oğlu ölür yani tanrı cezalandırır davut'u...
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
_İnsan, Meleklerin Cevherindendir. _Nurlu bir cevher, melek gibi marifet-i ilahi ile süslü olunca, elbette meleklerin arkadaşı olur. _İnsanlar görünüşte insana benzeseler de hakikatte halleri başkadır. Kıyamet gününde manalar görünecektir. _İnsanın içindeki ahlakın tamamı 4 kısımdır. Hayvan, canavar, şeytan ve melek ahlakları. _Allah’tan başka
183 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.