Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu halde?... İnsan olmak ve hayatı hayvanlardan daha az anlamak, ne hazin şey!... Neden kinin yanında merhamet? İnsan neden seviyor? Neden öldürüyor? Neden biz başkalarına ve bize fenalık eden hislerin elinde oyuncağız?
Kin
"Kinin asıl kaynağı cehennemdir ve insanın kini ise onun bir parçası olup dinin düşmanıdır."
Reklam
Unutma ki!.. Nefret ve kinin ertesi pişmanlıktır. Ve her canlıya ölüm vardır. İnsan ölür ama ölmeyen "insanlıktır".
şehrazat
“Ben ölünce, beni de bu boynu bükük Lavinya gibi susuz bırakma ne olur. Eğer şuncacık suyu getirmeye üşenirsen, yine de susuz bırakma beni. Su yoksa şu denizin Öresund Köprüsü altında köpüren sularına inat gözyaşlarınla sula toprağımı. Sula ki bu aşk, susuz kalmasın, kalbindeki sevginin yokluğunda beliren kinin, öfkenin, ihanetin ve intikamın kızgın ocağında, hiçbir mutluluk göz göre göre yanmasın. Yansa da, bu küllenmiş aşkı susuz bırakma ki küller içerisinde kalmış kalplerimizin duracağı an bile, ne çiçeğimiz solsun ne de aşklarımız sekteye uğrasın!” dedi.
alter yayınlarıKitabı okudu
Son Latin uygarlığından söz ederken, sanat kültürünü anlattım, bunun için halkın kaynağına çıktım. "Kültür" önce kanlı canlılığı, sağlık bolluğunu belirtir, sonra donar, sertleşirdi, aklın doğayla kusursuz bağıntılar kurmasını baltalar; sürekli yaşam görünüşü altında yaşam azalışını saklar, içinde huzuru kaçmış aklın sararıp solduğu bir kın oluşturur, akıl bu kının içinde ışıksızlıktan solar, sonra da ölürdü. En sonunda düşüncemi sonuna kadar götürüyor: kültür yaşamdan doğup yaşamı öldürür, diyordum.
Kino, içindeki öfkeyle kinin eridiğini, yerini korkuya bıraktığını duydu. Kendisi kesinlikle bilmiyordu ama bu doktor belki de biliyordu işin aslını. Ve kendi kesin bilgisizliğini bu adamın belki de işe yarayacak bilgisiyle aynı kefeye koyamazdı. Halkının her zaman düştüğü tuzağa o da düşmüştü, demin kendi ağzıyla söylediği gibi kitapta yazılı oldukları söylenenlerin kitaplarda gerçekten olup olmadığını anlayana kadar da düşeceklerdi bu tür tuzaklara. Böyle bir kumarı göze alamazdı, Coyotito'nun yaşamını, sağlığını ortaya süremezdi. Yana çekildi, saz kulübeye giren doktorla usağa yol verdi.
Sayfa 41
Reklam
Bunu vahşet sayan Avrupalıların Türkistan'da büyük kırgınlar yapan ve teslim olan bazı şehirlerin ahalisini topyekun öldürten Makedonyalı İskender'e "büyük" sıfatını vermeleri mantıksızlığın ve biraz da bize karşı kinin mahsulüdür. Avrupalılar bütün Asya milletlerini yenebildikleri halde Türklerin tek başlarına bütün batı dünyasına karşı yüzyıllarca süren şerefli mücadele ve savunmasını unutamıyorlar. Onun için kendilerinde ve başkalarında normal gördüklerini bizde kusur olarak ileri sürüyorlar. İlhanlıların Azerbaycan kesin olarak Türkleştirmeleri Acemleri de garip iddialara sevk ediyor: Onların fikrince "Moğollar" Azerbaycan'ı alıp Acem olan ahalisinin diline iğneler sokmak suretiyle halkı "Türkçe" konuşmaya zorlamışlardır. Bir milletin, diline iğne sokulduğu için yabancı bir dili topyekun öğrenerek konuşmaya başlanmasının gerçekle bağdaştırılmasındaki gülünçlük meydandadır.
Aslında kimseye kötülüğü dokunmamıştı ama, “Ne diye bu kadar kutsallaştırıyorlar onu?” sorusu tekrarlana tekrarlana yavaş yavaş bitmez tükenmez bir kinin kaynağı olmuştu.
Sayfa 431
‘’ Hayat var oldukça her şey zıddı ile anlaşılmakta devam edecektir. Ölümsüz hayat olmayacağı gibi, kin olmadan da sevgi olamayacaktır. Büyük insanlık hamleleri yapmak, milli ülküler ardında mı koşmak istiyorsunuz, sevginin yanına mutlaka nefreti de koyacaksınız. Türklerin milli ülküsünden mi bahsediyorsunuz, “Türk’e sevgi”nin yanında, “Moskof’a kin”i de yerleştirmeye mecbursunuz. Türk’ü sevmek demenin Moskof’a düşmanlık demek olduğunu, Türklüğe tapmanın içinde Moskof’a kinin de yer alacağını bilmek için derin bilgiye ve düşünceye lüzum yoktur. Tarihe ve haritaya bakmak yeter.’’
Kin’in Yas’ından eser kalmaz bu gidişle. İsmim Ahmet olur. Pierre olur. İnsanın hayvanından eser kalmaz bu gidişle. Mesleğim işçilik olur. Politikacılık olur. Hayatın ölümünden eser kalmaz bu gidişle. Evim uyku olur. Kinyas rüya olur...
Sayfa 49 - Doğan YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Ruhun saf kalması, kinin verdiği her türlü heyecandan uzak bulunması, gençliğin ömrünü uzatan şeylerdir.
“Aşk bir hastalıktır,” dedi hoca. “Acil ilacı da, haklısın, evliliktir. Ama tifonun ateşi düştükten sonra, bütün hayatı boyunca kinin alır gibi yavan bir ilaç alacağı için hemen pişman olur insan.”
Sayfa 180 - YKYKitabı okudu
Ey çarkıfelek senin, kinin viranlıktandı. Keyfe göre idare, ancak sana layıktı. Toprağın şu göğsünü yararak bak içine; İçinde bulunanlar, ne kıymetli varlıktı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.