Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Sen başka bir şeysin, kızıl." "Kızıl. Ne kadar da yaratıcı," dedim düz bir sesle. "Nasıl bu kadar benzersiz ve kesinlikle bariz olmayan lakaplar bulabiliyorsun aklım almıyor." "Sana taktığım lakapları düşünmeye bu kadar çok zaman harcadığını fark etmemiştim." Saçımın bir tutamını çekiştirirken gözlerinde şeytani bir parıltı belirdi. "Bu lakabı saç rengin yüzünden takmadım. Sana kızıl diyorum çünkü çoğu zaman gözümün kan bürümesine neden oluyorsun. Ayrıca söylemesi JR’dan daha kolay."
Sayfa 106
«Ne kafasız şeysin sen! Bedenin uyuyor, dükkanın uyuyor, bütün hayatın, uyuyor. Seni uyandırmaya çalışarak niçin kendimi yoruyorum ben de! Sen ölü bir adamsın. Bu kuru hayatın nasıl umutla dolabilir? Asla! Ne yaparsan yap, sen ancak sürünebilirsin.» Berberin üzüntüsü gözlerinden okunuyordu, alçak sesle konuştu : «Tanrı böyle istemiş.»
Reklam
Bu sadece başlangıç :)
''Benim içimde hep hırs var.Unuttun mu?Öldürme hırsım olmadan bir hiçim.'' ''Öldürme hırsı değil,intikam hırsı.Dünyadaki acıların intikamını alıyorsun sen,adeletsizliğin intikamını.''Ayağa kalktı.''Farkında mısın?Birilerini öldürmeden önce yaptıkları tüm pislikleri öğrenmeden elini sürmüyorsun.Ancak Alanguva'nın daha ne iş yaptığını bile bilmeden,Cebonayan'ın ne olduğunu bilmeden öldürme hırsıyla yanıyorsun.'' İhtiyar yine son sözünü söyleyip çıktı kulübeden.O çıkar çıkmaz Tarık girdi,kapıda bizi dinlediğine o kadar emindim ki... Gözleri hızla üstümde gezindi iyi olduğuma emin olmaya çalışırcasına.''Sen var ya,çok manyak bir şeysin.''Az önce İhtiyar'ın kalktığı yere oturdu.''Amazon kadınısın sen,başka bir açıklaması yok.''Hayretler içindeydi. ''Başım ağrıyor.'' ''O denizde kanlar içinde yüzüşün,çıplak elle kurşunu çıkarışın...''diye hayranlıkla soludu.Ardından çatıldı kaşları.''Bir de peşimi bırak diyordun!Bıraksaydım o denizden çıkamazdın.'' ''Emin misin?'' ''Yani öyle rahat çıkamazdın.Her haltı nasıl biliyorsun sen?Mühendislik değil de tıp okusaydın keşke.Canlı ameliyat yaptın kendine ya!Hayır,beni bir de kan tutuyor,zor tuttum kendimi bayılmamak için.''
Sayfa 114Kitabı okudu
insan nedir ?
Oysa Adem, ey güzel yolcu, sen öyle misin? Hatırla nasıl yaratıldığını. Bu toprak bedene neler katılıp karıldığını, suyuna mizacına neler karıştırıldığını. Hani ruhun, hamurunun yoğrulma­sına tanık tutulmuştu. Bir yanın karanlık senin bir yanın ışık. Bir yanın melek kanadı bir yanın şeytan ıslığı. Bir yanın çamur beden, bir yanın kutsal ruh. Bir yanın iyiliğe açık bir yanın iyiliğe kapalı. Tek başına ne duru iyilik ne de saf kötülük sensin. Ne baştan ayağa cennetsin ne de tümüyle cehennemsin. Aynı ânda birbirine zıt iki şeysin. İçinde iyilik ve kötülüğü besleyip büyütecek yeteneğe aynı ânda rastlayacaksın. Hataya da sevaba da aynı derecede ehli­yetli olacaksın. Bir yanın yükselmeye çekecek seni bir yanın düş­tükçe düş diyecek. Zirvelerle çukurlar arasında gidip geleceksin.Ama. Bu ikilik kabahatin değil senin mahiyetin. Üstünlüğün, zayıflığın olan bu şeyde. Tepeden tırnağa çamursun Âdem ilk bakış­ta. Toprağın topraklığına batmış gibisin. Ama bu halinle kıymetli­sin. Çünkü bu halini aşabilirsin. İçindeki kutsal ruha sahip çıkabi­lirsin. İşte o zaman melek değil ama melekler gibisin. Ve ey Âdem unutma, böyle bir tartıda melek gibi olmak melek olmaktan ağır çeker. Çünkü sen o iki şey arasında özgür irade-bilinçli seçimsin.
Sayfa 40 - TimaşKitabı okudu
“Seni nasıl istemem? Sen, istediğimi asla bilmediğim her şeysin.”
Sayfa 281 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
Ah beklenti, sen ne korkunç şeysin, hele bir de ümitten ziyade korkuyla beslendiğinde! Nasıl da kalbin etrafına dolanıp o her attığında işkence çektiriyorsun. Nasıl da çelimsiz düzeneğimize kancalarını takıp kâh bizi cam kırıkları gibi parça parça ediyor, kâh içimizde tazelediğin ama hiçbir işe yaramayacak bir güç hissiyatıyla işkence ediyor, böylece prangalarını büken ama kıramayan güçlü adamlar gibi hissetmemize sebep oluyorsun.
Sayfa 53 - DönüşümKitabı okudu
Reklam
Aldığım zevke direnmeye çalıştım ama ağzımdan kaçan iniltiye engel olamadım. "İşte böyle meleğim" diyerek teşvik etti beni. "Senin için nasıl sertleştiğimi hissediyor musun? Bana neler yaptığım hissediyor musun?" "Beni seksle cezalandırma" diye söylendim, topuklarımı yatağa bastırarak. Bir anlık bir
Sayfa 105
Sen ancak sana tabi olan şeyle bir şeysin. Öyleyse nasıl olur da yeryüzünde bir hiç olursun?
bugüne dek hissettiğim en güzel şeysin sen. ve hayatım boyunca öyle kalacağını inanmıştım. bunun ne kadar sınırlayıcı bir duygu olduğunu biliyor musun? bu genç yaşımda hayatım boyunca tanıdığım en neşe veren insanı yaşadığımı sanmak. hayatımın geri kalanını sadece bununla yetinerek nasıl geçireceğim? balın en ham halini tattığımı ve diğer her şeyin rafine ve yapay olduğunu düşünmek. bundan öteye yol olmadığını önümde uzanan tüm yıllar toplansa da senin verdigin tadı vermeyeceğini
"Benim en sevdiğin erotik rüyanın gerçekleşmiş hali olduğumu söylemiştin bir keresinde. O rüyaların hepsi kızı tatmin etmekle ilgili değildi herhalde. Ağzına vermek yok muydu? Ya da eline? Memelerime bayılı­ yorsun. Onlara sürte sürte üstüme boşalmak istemez misin?" "Tanrım, Eva." Aleti kalınlaştı elimin altında. Aralık dudaklarımı dudaklarının üstünde gezdirirken beceriklice açtım pantolonunu. "En açık saçık fantezin olmak istiyorum senin" diye fısıldadım. "Ahlaksız bir kadın olmak istiyorum senin için." "Sen zaten olmam istediğim şeysin" dedi gizemli bir sesle. "Öyle miyim?" Tırnaklarımı vücudunun yanlarında gezdirdim ve çıkardığı ıslıklı soluğa altdudağımı ısırarak karşılık verdim. "O zaman bunu benim için yap. Benim işimi hallettikten sonra kendi orgazmının peşine düştüğün o anlara bayılıyorum. Ritmin ve odaklamşın değişiyor, vahşileşiyorsun. O zaman yalnızca aldığın zevki, duyduğun heyecanı ve nasıl boşalacağını düşündüğünü biliyorum. Seni öyle azdırmak çok hoşuma gidiyor. İşte bütün bir gece boyunca o hissi yaşamak istiyorum."
Sayfa 114
Reklam
Yağmur altında
Ne zaman yağmur yağsa ben hep böyle oluyorum. Bir küskünlük, bir bezginlik sarıyor içimi. Yağmur damlalarının toprakta kayboluşu bana insanoğlunun çaresizliğini hatırlatıyor durmadan. Hepimiz bir yağmur tanesinden başka neyiz ki? Önce bir buğu halinde topraktan yükseliyor, sonra bir küçük damla olarak yine toprağa dönüyoruz. Yağmur altında
Sayfa 229
adam: bir şey söyleyebilir miyim? şehir: yine ne var? adam: benim aslında seninle hiçbir ilgim yok, biliyor musun? şehir: nasıl ilgin yok? sen bende yaşamıyor musun? adam: yaşıyorum da... yani ne bileyim, bana hiçbir şey ifade etmiyorsun. arada böyle soran falan oluyor: şehrin en çok neresini beğeniyorsun, nereleri seviyorsun, sürekli gittiğin bir yerleri var mı falan diye... şehir: eee? adam: eesi benim için öyle yerler yok işte... yani ha sende yaşamışım ha başka bir şehirde. ne bileyim, çünkü senin sevilecek bir tarafın pek de yok aslında, farkında mısın? heyula gibi bir şeysin! sana göçen her insanla yeni bir şey olup çıkıyorsun! kişiliğin yok bir kere! her gelen değiştiriyor seni... ama mesela bazı şehirler hiç öyle değil...
Başın çok yükseklerde eğil selvi boylu Eğil bir kez nasıl bir şeysin göreyim (...) Ya sen selvi boylu nesisin Ya ben neyiyim körlüğün Eğil hakkımızla Birlikte bağralım içine esirliğin
SAZ
Ey benim akıl sır ermez sevdam, Nasıl bir şeysin sen? Ucu bucağı olmayan rotalarımı Seni hedef buluyor. Sende kaybolmuş sazım, Seni çağırıyor Gizli gizli. Hele akşamlar... Bir türkü çalıyor, Öyle alelade değil, Söylüyor, Veyseller, Aliler, Neşetler.... Dinledikçe, 'Sen' oluyorsun. Küskünüm akşamlar! Varın gidin işinize! Gayrı ne bir türkü Ne de tütün gelir hakkından. Yalnızca sevdam otursun yanıma. Veya Subsun'dan... Ey benim akıl sır ermez sevdam, Aklımdan çıkmıyorsun.
Sayfa 27 - Parana Yayınları - 2019 - Elif MadenKitabı okudu
ÜNAL YALTIRIK Diyarbakır'da İlkokul 8 yaşında herhalde Diyarbakır'a geliyorsunuz, 1940-41 arası... Kabaca 8-12 yaş arasında Diyarbakır'dasınız diyebilir miyiz? Evet. İlkokula orada başladığım için o hesaba geliyor. 8 yaşında ilkokula Diyarbakır'da başladım. Diyarbakır'daki evinizi hatırlıyor musunuz? Nasıl bir evdi?
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.