Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bazen çocukları kıskanıyordum. Baş ettikleri acı ne denli büyük olursa olsun çocuk olmak her şeyde bir sevgi, bir güzellik bulmalarını sağlıyordu. Acılarını unutup oyuna kapılacak kadar umutla dolu, hayatı dolu dizgin yaşayacak kadar cesurlardı.
Hiçbir şeyin size ait olmadığını keşfetmek ne büyük bir gurur, ne büyük bir keşif.
Reklam
… ne ağlıyor, ne gülüyor, ne çırpınıyordu. İçinde acı da yoktu, öfke de, ağrı da! Hayatın dışında kalmış, hayatla bağlantısı kesilmiş, yüzü, gözleri soğuk, umutsuz, beklemesiz, öylece yatıyordu.
Sayfa 200Kitabı okudu
Yüce bir ruha sahipken, olabileceklerden neden endişe edeyim? Zihnimi dağıtacak, beni rahatsız edecek ya da bana acı verecek ne olabilir? Gücümü bana bahşedilmesindeki amaç doğrultusunda kullanmamalı, olup bitenler konusunda ağlayıp sızlanmalı mıyım?
Nefret, ne denli büyük bir duyguydu, değil mi? Hayatınız nefret içinde geçmişse mutluluğu hiç yaşamadınız demekti çünkü nefretin ve mutluluğun bir arada olması mümkün değildi. Birinin olduğu yerde diğeri yaşayamazdı. Evet, mutluluk nedir hiç bilmedim ve evet, en şen kahkahaları hep ben attım ama bu kahkahalarım mutluluktan olmadı hiç. Ben ağlarken güldüm, kanarken güldüm, acırken güldüm çünkü kimse bana mutluyken gülmeyi öğretmedi. Ben bilmiyordum, onlar da öğretmedi ve ben de sahip olduğum tek şeye gülmeyi öğrendim: Saf acı. Güldüğüm tüm o acılar ise bana bir şeyi öğretti: Nefret. Tutmadı ki kimse elimden, biri de çıkıp bana güzel bir şey öğretmedi ki. Kendi kimsesizliğimin içinde yaşam savaşı Verirken hayatın bana öğrettiği sadece iki şey olmuştu: Nefret ve acı. Beni yargılamak kolaydı, değil mi? Ama biri de çıkıp nasıl bu hale geldiğimi sorgulamadı. Siz hiç acıyı benliğine katıp nefretle doğan bir bebek gördünüz mü? Hayır, değil mi? Çünkü doğarken her bebek masumdur, büyürken hayat kirletir onu.
480 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Alexander Dumas'ın "Siyah Lale" kitabını okuyup, bu çiçeklere olan hayranlığım bir üst safhaya çıkınca eşim bana bu konuda asıl okumam gereken kitabın "Katre-i Matem" olduğunu söyledi. Ben de uzun zamandır okumak istediğim İskender Pala'nın bu romanını okumaya karar verdim. Gördüm ki lale bir sanat, aşk hatta bir
Katre-i Matem
Katre-i Matemİskender Pala · Kapı Yayınları · 202222,1bin okunma
Reklam
Hayat bazen ne acı, değil mi?İnsan hayatı seçemiyor.Hayat insanı seçiyor.
"Sen bilmezsin ama Oğuz Atay demişti, sevmek yarıda kalan bir kitaba devam etmek gibi kolay bir iş değildi. İşte ben o büyük işe kalkıştım. Seni sevmek gibi büyük kocaman bir iş.. yanımdayken gülümsemesine bakıp içinden “Bu şimdi benim mi?” diye çaktırmadan sevinmek, ya da aradan çok zaman geçer bazen bir kaç mevsim, bir kaç insan, bir kaç anı, bir kaç acı.. Her şey biter, hesaplar ödenir, defter kapanır. Sonra olmadık zamanda, olmadık bir yerde saçma sapan bir karşılaşma olur. Sonra... Sonra bir şey olmaz. Çünkü hesap etmediğin bir kalbin vardır, o ne ayların ne yılların geçmesine aldırış etmeden ilk gün gibi taptaze seviyordur.. Omuzdan öpmek diye bir şey vardır. Yüküne ortağım der gibi. Öyle güzel.. Eğer bu aşk değilse ben sana daha önce kimsenin kimseye olmadığı bir şey oldum.."
1-Sana bir beden verilecek; Onu begenebilir veya begenmeyebilirsin ama tum ömrün boyunca onunla olacaksın ve ona iyi bakmalısın. 2-Dersler Göreceksin; Dünya tam zamanlı okuldur. Dersleri zor veya saçma bulabilirsin ama ruhunun bunlara ihtiyacı var. 3-Hata yoktur, sadece öğrenmen gerekenler vardır: Deneme yanılma yoluyla türlü deneyimlerden gececeksin. Başarısız olmak da başarılı olmak kadar bu yolculugun bir parçasıdır. 4-Bir ders öğrenilene kadar tekrar eder: Alamadığın dersler değişik şekillerde hep karşına çıkacaktır. 5-Öğrenmek hiç bitmeyecek: Yaşadığın müddetçe dersler hep var, yaşlansan da dersler hiç sona ermez. 6-Buradan daha iyi bir 'orası' yok: Dünyada nereye gidersen git, iç dünyanı da beraberinde götürdüğün için derslerden kaçamazsın. 7-Başkalari sana hep ayna tutacak: Başkaları sevdigin ve sevmedigin herseye ayna olacak, kendini onlara bakarak göreceksin. 8-Bu yaşamdan ne öğreneceğin sana kalmış: Sana gerekli tüm araçlar verilecek; acı ve guzel deneyimlerden ne öğreneceğini sen belirleyeceksin 9-Cevaplar icinde saklı olacak: Kendi içini dinleyip, içindeki bilgelikle bağlantıya geçmen gerekecek. 10-Olur ya da olmaz dedigin herşey dogru olacak: Neyi nasıl düşünürsen o senin gerçekliğini olusturacak. Düşüncelerin hayatını şekillendirecek.
"Bazen bir şey insana o kadar acı verir ki yapamazsın, ne söz vermiş olursan ol."
Sayfa 240Kitabı okudu
Reklam
Acı çekilen zamanda içkinin kuruntulara güç vermekten başka ne etkisi olur?
ne çok acı barındırıyoruz çığlık çığlığa sessiz kelimeler yüreklerimizde ruhumuzu aramaya çıkmışız bir kez dönüş yok çok uzun çok zor bir yolculuk bu yolculuk sustukça bağırıyor sessiz kelimeler sensizliğin derinliklerinde
17 Eylül 1914'te Mustafa Kemal Sofya'dan Tevfik Rüştü (Aras) Bey'e bir mektup göndermişti. Mustafa Kemal bu mektubunda 1. Dünya Savaşı'nın geleceğini nasıl gördüğünü açıkça ortaya koymuştu: "Birtakım insanlar vardır ki hakkımdaki fikirleri daima olumsuzdur. … Benim, her ne şekilde olursa olsun vücudumun ortadan
Sayfa 25 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Bütün çocukluğu ve gençliği boyunca belirsiz bir huzursuzluğun sıkıntısını çekmiş, ne istediğini hiç bilememişti. Ruth’a rastlayana kadar ne olduğunu anlayamadan boşu boşuna arayıp durduğu bir şey istemişti hep. Şimdiyse bu huzursuzluğu çok daha keskinleşmiş ve acı vermeye başlamıştı, ama artık ne istediğini açık ve net olarak biliyordu: Güzelliğe, aydın bir bilince ve aşka sahip olmak istiyordu.
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.