Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat,seni kendinden uzaklaşmaya başladığında yakalar ve öyle bir köşeye sıkıştırır kaçamazsın.
İşte çocuğun kalbine ilk nefret buradan girmişti. O vakit Sermet için öyle bir soğukluk meydana geldi ki hele öyle bir his, bir çocuk kalbinde uyanırsa ne haksızlıklar çıkarır?
Reklam
دلی کسزن و ر معنی نیست روشن مخوانش دل که آن سکنست و آهن دلی کز کرد غفلت زنگ دارد از ان دل سنگ و آهن ننك دارد Anlamı: Bir gönül ki mana nurundan, maneviyat ışığından aydınlanmamıştır, ona gönül deme! O taştır, demirdir. Bir gönül ki gaflet tuzundan pas tutmuş olur, öyle bir gönülden taşlar ve demirler bile utanır.
Sayfa 251
Dedi ki: (92) — Kaygılarımızdan hiçbirini başımızdan savamayacağız; çünkü sebepleri dışımızda değil, kendimizdedir. Zihnimiz öyle düzenlenmiştir ki, her şey onu sarar ve ancak yalnızlıkla biraz huzura kavuşur; o zaman da Allah düşüncesi onu tasalandırır.
Varlık ve OluşKitabı okuyor
Rüzgâr, şafağın söktüğünü haber vermekten başka bir şey yapmamıştı her zamanki gibi. Öyle mi? Bunu hafife alıyoruz ama gecenin ardından günün gelmesi her gün yaşanan bir mücize değil midir?
Aradın, ama ben doğru-dürüst konuşamadım da birileri mi var?" diye sordun -"Etrafın- doğru bildin... Çünkü konuşma biçimim, senin ile benim, yanyana, baş- başa olduğumuzdaki biçim değildi. İlişkide öyle olur, biliyorsun: Gerçek, sahici, som bir ilişki oluşuyorsa iki kişi arasında, her birinin konuşma biçimi de ona uygun hâle gelir gerçek, sahici, som olur o da; başka hiçkimseyle konuşmadıkları bir biçimde, ama tam da kendi oldukları biçimde, konuşmağa başlarlar kişiler, biribirleriyle - dilin, yalnızca anlamını, ya da 'göstergeler düzeneği'ni (!) değil, biçimini bile belirlemeğe başlar ilişki. Hele, kişilerden biri (bazen ikisi birden), zor konuşan, zorlukla konuşan kişi(ler)se, ilişkinin ilerleyen aşamalarında, dillerine ket vuran, onu yapmacıklı kılan herşey bir kenara atılmış olacağından, bülbül kesilir(ler)!...
Reklam
Öyle sanatkârlar vardı ki Roma'da, eserinin hiçbir yerine adını yazmasa, mührünü kazımasa bile keskisinin tarzından kimliği anlaşılır, sanat onların elinden su gibi akarak çıkardı.
Sayfa 51
Gözlerin yine öyle bir bilinmez renkteydi Gözlerin gözlerimde erimekteydi
Saplantı öyle rahatsız edici bir hal alırki sonunda bu işi yapmaya karar veririz; ama bittiği zaman artık o geç vakitte bitirilmiş her işin ge­tirdiği sevinci duyamayız.O halde her şeyi yapılması gereken zamanda yapalım ve sonuna kadar yapalım.
"Olmaz Öyle Saçma Tarih'' diyoruz ve nunchaku'muzu alıp teker teker girişiyoruz.
Reklam
Benim için öyle gerçektin ki, daima yanım­daydın.
Gel
Sen pişmanlığı bilmezsin... Gözlerin olmasaydı, beni ağlatmasaydı Alıp giderdim başımı uzak iklimlere yarın Hani bahar gelince pembe güller açar ya Seninde öyle mektupların. Şarkıların, türkülerin en güzel olduğu yerden Ne olursun bir ses getir bana yetecek. Seni güzelliğin mi alıp götürdü birden? Ama bu yalnızlığım beni hep kahredecek.
Sayfa 89 - Yakın Plan
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.