Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siz de biliyorsunuz, değil mi? Bu doğru, öyle değil mi? Hepimiz sonumuzu bekliyoruz.
Sayfa 102Kitabı okudu
Tûr Sûresi, 52:29-43.
"Sen öğüt vermeye devam et. Rabbinin sana verdiği peygamberlik nimeti hakkı için, sen ne bir kâhinsin, ne de bir mecnun. • Yoksa onlar "O bir şâirdir, biz onun başına gelecek felâketi bekliyoruz" mu diyorlar? • Sen "Bekleyedurun," de. "Ben de sizinle beraber bekliyorum." • Onlar akıllarını kullanarak mı bunu söylüyorlar, yoksa onlar sırf bir azgınlar gürûhu mudur? • Yahut Kur'ân'ı kendisi mi uydurdu diyorlar? Doğrusu onların îmân etmeye niyetleri yoktur. • Eğer doğru söylüyorlarsa, Kur'ân'ın benzeri bir söz getirsinler. • Yoksa onlar bir yaratıcı olmaksızın mı yaratıldılar? Veya kendi kendilerini mi yaratıyorlar? • Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattı? Doğru onların düşünüp îmân etmeye niyetleri yoktur. • Yoksa Rabbinin hazineleri onların yanında mı? Veya kâinatın tedbir ve idaresini onlar mı ele geçirdi? • Yoksa göklere çıkıp da gök ehlinin haberlerini dinlemek için bir merdivenleri mi var? Öyle ise dinleyicileri, işittiklerine dair açık bir delil getirsin. • Yoksa kız çocukları Onun, erkek çocuklar da sizin mi? • Yoksa sen onlardan bir ücret istedin de onlar ağır bir borç altına mı girdiler? • Yoksa gaybın ilmi onların yanında da oradan mı alıp yazıyorlar? • Yoksa sana bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Fakat o kâfirler tuzağa düşecek olanların tâ kendileridir. • Yoksa onların Allah'tan başka bir ilâhı mı var? Allah onların ortak koştukları şeylerden münezzehtir."
Reklam
ATLANTİS VE LEMURYA
Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D020903, Atlanta, GA. Soru: Bize, Atlantis Kıtası'ndan söz eder misiniz? Grup: Binlerce yıl boyunca, gezegeninizin tektonik tabakaları hareket ederken, bazı yerlerde kırılmalar ve yeniden birleşme­ ler meydana gelmişti. Yaşadığınız bölge tektonik bir tabaka­ nın
ben de hep böyle derdim, bunu o zaman düşünürüz.
-Sen yine de öyle de, doğru olmasa bile. —Ne diyeyim? -Mutluyum de. —Mutluyum. -Ben de. —Ben de. -İkimiz de mutluyuz. —İkimiz de mutluyuz. (Sessizlik.) Madem ki mutluyuz, şimdi ne yapıyoruz? -Godot'yu bekliyoruz. (Estragon ıstırapla inler. Sessizlik.) Dün böyle değildi burası. —Peki ya gelmezse? -(bir anlık şaşkınlıktan sonra). Bunu o zaman düşünürüz.
Sayfa 77 - -Vladimir, —Estragon
Tokat'ta Ortaokul: İlk Gazetem Yaltırık'ı Çıkartıyorum Tokat'ta en büyük kazancım Yekta [Güngör Özden] olmuştur. Yekta ile Tokat'ta tanıştık. En eski arkadaşım Türkiye'de halen Yekta'dır benim. Yekta da Tokat Lisesi'nde. Ben ortaokul 3'deyken o Lise 1'deydi, leylîydi [yatılı]. Oradan ahbap
Ne olacak hiç bilmiyorum. Bekliyoruz bakalım. Evlenip gitseler de işimiz bitse bunlarla diyorum. Ben öyle babam gibi yemeğe gelin falan demeyeceğim hiç. Gelen gelir, gelmeyen kendi bilir. Özgür olsun çocuklar, canları nasıl istiyorsa öyle yaşasınlar. Birimizin kasveti hepimize bulaşıyor böyle. Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Hayırlara vesile olmuş
Öyle böyle, kavga gürültü, söz verdi, yemin etti bırakacağım diye. "Biraz zaman ver bana, hemen bırakamam" dedi. Ya biz evlendiğimizde sen daha yirmi yaşındaydın, ne ara bağımlı oldun da neyine bırakamıyorsun? "Bırakır herhalde" dedim, yaptık düğünü. Öleceğiz yakında, bırakacak bakalım daha. Bekliyoruz. Zaman verdik Hülya Hanım'a. O gece yataktan bin yıllık bir kül tablası kokusu yükseliyordu. Dayanamadım. Nasıl bir tiksinti bastı anlatamam. Kalktım, giyindim. Sabahın beşi daha. Giyinip çıkacağım evden, nereye kadar gidebilirsem o kadar gideceğim. Kaçıp gitme isteği yapıştı yakama, aç pencereyi atla aşağı... Yatağın kenarına oturdum, çoraplarımı giyiyordum ki; "Sen nereye be gecenin bi yarısı?" diye dikildi yatağa inzibat askeri. "Namaza gidiyorum" dedim. "Sabah namazını camide kılacağım."
cinayet nasıl işlenir..
birini ilk beğendiğimizde, onun her davranışı parıltılı geliyor. daha sonraları onu kendi istediğimiz şekle sokmaya çalışıyor, bizim düşündüklerimizi düşünsün, sevdiğimiz şeyleri yesin, biz nasıl istersek öyle davransın diye medet umuyoruz. resmen bi cinayet.. birinin kendi olma hakkını çalıp, bize ait olmasını bekliyoruz.
Öyle şeyler diyordu ki insanın tüyleri diken diken olur. Diyordu ki: "Irkı­mızdaki bozukluk çocuğundan, gencinden, yaşlısından belli. Yaşadığımızı sanıyoruz, oysa hayatla dalga geçiyoruz. Bir eşek kadar bile kafamız çalışmıyor; hep kazığı yiyen biz oluyoruz. Ama kendimizi en akıllı varlık sanıyoruz. Mucizevi bir şekil­de ortaya çıkacak ve canımıza okuyacak bir diktatör bekliyoruz hep. Yirmi yıldır Rıza Han'ın soytarıları tepemize bindiler. Ar­tık sesimiz çıkmaz olmuş; aynı senaryoları tekrar oynatıyorlar.Kültürel, bilimsel ve sosyal hiçbir faaliyette aklımızı kullan­mıyoruz. Sanatımız çanak çömlek yapmak, kurumlarımız nuh nebiden kalma, felsefemiz şüpheler, hatalar üstüne tartışmak, yemeğimiz ciğer tava. Ne zevk var, ne sanat, ne de mutluluk. Hep hırsızlık, hep üçkağıtçılık, hep ağıt yakma. Kokuşup par­çalanıyoruz.
Fasulyeler döktü, patlıcanlar minicik minicik çıktı, kabak çiçekleri her yanda, incirler dalları bastı ama yenmeleri için çatlamaları gerekecek. Daha var yani. Her şeyin zamanı var. Çamdan kopan parçalar hâlâ yaş, kurusunlar da, kesip kömürlüğe koyalım diye bekliyoruz, şimdilik asmanın altında yığılılar. Üzümün kuruyan yaprakları dökülüyor
Reklam
Her geçen gün oraya çıkan bu kadını tanımaya çalışıyorum. Ne ister? Ne sever? Onun yaşamı nasıl olmalı? O kadar bağlantımı kaybetmiştim ki kendimle, bu aymış kafamla, huzur, dinginlik ve hatta neşe hissederek kendimle vakit geçirmek büyük bir yenilik benim için. Yepyeni ve çok sağlam bir dost edindiğimi fark ediyorum. Birlikte vakit geçirmekten
Sayfa 251Kitabı okudu
Birçoğumuz tıpkı Beth gibi eskiden keyif aldığımız şeylere geri dönebilmek için kendimizi daha iyi hissetmeyi bekliyoruz. Ancak öyle olduğunu hissetmesek bile bu aktiviteleri yapmaya adım adım başlamak çok daha etkilidir. Aktivitelere ilgi duyma ardından gelecektir.
Bir Santa Monica pazartesi gününde başlarına güneş geçmiş erkeksiz kadınlar; erkekler ya çalışıyorlar ya da cezaevindeler ya da delirmişler; kızlardan biri balık adam kıyafetiyle yüzüp geçiyor, bekleyerek... evler kayaların kenarlarından aşağı kayıp denize düşüyorlar. barlar boş istakoz yenen mekânlar boş; resesyon, diyorlar, eski güzel günler mazide kaldı, işsiz bir adamı bir sanatçıdan ayırt etmek mümkün değil artık, hepsi birbirine benziyor, kadınlar da öyle, ama onlar biraz daha çaresiz. Topanga Vadisi'nde bir hippi mekânında duruyoruz... ve bekliyoruz, bekliyoruz, bekliyoruz: vadi ve kumsal alanı bütünüyle cansız, yararsız, BOŞ ODA, diyor. Tahtanın ateşi eksik deniz kirli tepeler kuru kiliseler çansız aşkın yatağı yok güneş çarpmış erkeksiz kadınlar bir yelkenli boğulmuş hayat.
333 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.