Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
I
kurbağalara bakmaktan geliyorum, dedi Yakup bunu kendine üç kere söyledi onlar ki kalabalıktılar, kurbağalar o kadar çoktular ki, doğrusu ben şaşırdım ben, yani Yakup, her türlü çağrılmanın olağan şekli daha hiç çağrılmadım biri olsun "Yakup!" diye seslenmedi hiç Yakup!  diye seslenmedi ki, dönüp arkama bakayım ve içimden durgun ve çürük bir suyu düşüreyim ceplerimdeki eskimiş kağıt parçalarını atayım sonra bir güzel yıkanayım da... ben size demedim mi. evet, kurbağalara bakmaktan geliyorum sanki böyle niye ben oradan geliyorum telaşlı, aç gözlü kurbağalara bakmaktan bilmiyorum bilmiyorum, bilmiyorum ben, yani Yusuf, Yusuf mu dedim? hayır, Yakup bazen karıştırıyorum.
Sayfa 9 - Yapı Kredi Yayınları - Birinci Basım - İstanbul, Ağustos, 2018Kitabı okudu
Eski düşmanların bile hakkında çok güzel sözler söylüyorlar. Ben en çok eski İngiltere başbakanına şaşırdım. 'Türkleri Orta Asya'ya sürmek lazım' diyen Lloyd George demiş ki, 'Birkaç yüzyılda bir dâhi yetişir, bu sefer maalesef Türklere nasip oldu.''
Sayfa 153 - Doğan EgmontKitabı okudu
Reklam
“Ayrıca ihtiyatlı olmalı; insan, kafasındaki meseleyi durmadan düşünmeli ki sonuçla birdenbire karşılaşmasın. Yalnızlığa dayanmanın en önemli şartı, her şeye karşı hazırlıklı bulunmaktır. Gene de telefon birdenbire çaldı ve ben şaşırdım. Beklediğim bir haber yoktu. Yanlış numara çevirmiş olmalılar. Kimler? Münasebetsizler.”
KÜRK MANTOLU MADONNA YAZILIŞI VE YAYIMLANIŞI Kürk Mantolu Madonna önce Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940/8 Şubat 1941 tarihleri arasında 48 sayı tefrika edilmiştir. Sonra 1943'te kitap halinde birinci basımı,1966' da ikinci, 1976'da üçüncü ve 1992'ye değin yedinci basımı yapılmıştır. Gazetede "büyük hikâye",
Ve bir gün her şey bitti... O kadar basit, o kadar kati bir şekilde bitti ki, ilk anda işin azametini anlamak benim için mümkün olmadı... Yalnız biraz şaşırdım, bir hayli üzüldüm; fakat bu hadisenin hayatın üzerinde bu kadar büyük, bu kadar değişmez bir tesiri olacağını asla düşünmedim.
Beytullah’ta ben
Bir sancak altında, kaç milyon insan Ne tenleri benzer, ne dilde lisan Olmuştur tek yürek, tek bedende can ınsanlığı gördüm, Beytullah’ta ben Yedi bağın gülü, aynı destede, Yetmiş iki millet aynı listede, Kaç milyon “Amin” der aynı bestede, Tevhidle haşroldum, Beytullah’ta ben Sinelerde alev; ne kül, ne duman Dillerde bir soru: “Vuslat ne
Sayfa 19 - Sahhaflar Kitap Sarayı, 10.BaskıKitabı okudu
Reklam
Ve bir gün her şey bitti.. O kadar basit, o kadar kati bir şekilde bitti ki, ilk anda işin azametini anlamak benim için mümkün olmadı.. Yalnız biraz şaşırdım, bir hayli üzüldüm; fakat bu hadisenin hayatım üzerinde bu kadar büyük, bu kadar değişmez bir tesiri olacağını asla düşünmedim.
Sayfa 136 - yapı krediKitabı okudu
Öleceğimi öğrenince çok şaşırdım. Azrail’i atlatmayı umduğumdan değil; bir gün herkes gibi ruhumu yetkili makamlara teslim edeceğimi elbet biliyordum. Ama o gün öyle uzak ve muğlaktı ki, galiba ölümümü görmeye ömrüm vefa etmez sanıyordum. Bilmek farkında olmama yetmiyordu.
Eksilmeyen çilemsin, Orada ufuk çizgim, burada yanım yöremsin Beni ruh gibi saran sonsuzluk dairemsin Çaresizim, çaremsin. Şaşırdım kaldım işte bilmem ki n'emsin?
Dünya mı yalan söyle bu canlar mı yalan Sessizce gidenler mi kalanlar mı yalan Anlat! Nice yıl var ki şaşırdım kaldım Gerçek mi yalan! Yoksa yalanlar mı yalan
Reklam
İnsanlar kendilerine değil başkalarına inandıkları için çeşit çeşit din var. Ben de insanlara inandım ve taygada gibi yolumu şaşırdım, hem öyle bir şaşırdım ki bulabileceğimi hiç ummuyordum. Çeşit çeşit tarikatlar. Her inanış bir tek kendini över, göklere çıkarır. Bak işte hepsi de kör enikler gibi dağılıp gittiler. İnanç çok, ama ruh bir tanedir. Sende de, bende de, onda da. Demek ki her birimiz kendi ruhumuza inansak hepimiz birleşmiş olacağız. Her insan kendine inansa herkes bir araya gelecek.
Sayfa 601Kitabı okudu
"Şey...Sevgili Tanrım... Durum şu ki konuşmuyorsun benimle. Kendi içimi kesen bu bakir günahları, nereye kusacağımı şaşırdım!"
Din Nasıl saptılır?? Ezan sesi yükselince “Namaz, namaz!” dedi. “Beraber gidelim.” dedim. “Olur, yolda konuşuruz.” dedi. Sonra hızlı hızlı yol aldığını gördüm, çok şaşırdım. Oldukça aydın görünen, İslam dünyasında yaşanan olaylara -en azından Arap dünyasında yaşananlara- vakıf olan birinin namaza bu kadar hassas olması ilginçti benim için! Onunla gittim ve abdest almadan namaza durduğunu gördüm. Dedi ki: “Niyet ettim, Kral Faysal’ın emriyle, Allah için dört rekât öğle namazını kılmaya.” (Abdestsiz!!) İşte bir insan bu hale geliyor. Bir namaz bu hale geliyor.
Hücremde oturuyor, vakit geçirmek için has talara bakıyordum; Paşa'nın beni çağırdığını duyunca heyecanla, neredeyse mutlulukla koşarak gittim. Önce acele acele övdü beni, fişek gösterisi herkesi memnun etmiş, çok eğlenmişler, ben çok yetenekliymişim, filan. Sonra, birdenbire söyleyiverdi: Müslüman olursam beni hemen azat edecekmiş. Şaşırdım, aptallaştım, ülkeme dönmek istediğimi söyledim, o aptallıkla kekeleyerek annemden, nişanlımdan söz etmek gibi bir küçüklük bile yaptım. Paşa, beni hiç işitmemiş gibi yeniden aynı şeyi söyledi. Biraz sustum. Aklıma nedense tembel ve haylaz çocukluk arkadaşlarım; babalarına el kal dıran ve nefret edilen çocuklar geliyordu. Din değiştirmeyeceğimi söyleyince, Paşa bana öfkelendi. Hücreme döndüm. Üç gün sonra Paşa bir daha çağırdı. Bu sefer keyifliydi. Din değiştirmemin kaçmama yarayıp yaramayacağını çıkartamadığım için bir karara varamamıştım. Paşa düşüncemi sordu, burada beni güzel bir kızla kendi eliyle evlendirirmiş! Bir cesarete kapılarak, dinimi değiştirmeyeceğimi söyleyince, Paşa şaşırdi biraz, sonra, aptal olduğumu söyledi. Dinimi değiştirdim diye yüzüne baka mayacağım kimse yokmuş ki çevremde. Sonra, biraz İslamiyet hakkında konuştu. Susunca húcreme geri yolladı beni. Üçüncü gidişimde Paşa'nın huzuruna çıkartmadılar...
Sayfa 23 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı yarım bıraktı
TURNAYI GÖZÜNDEN VURMAK Herhangi bir hususta uzun süre suskun ve hareketsiz kalındıktan sonra gerek tesadüfen, gerekse bilinçli olarak büyük bir başarı elde edildiğinde "Durdu, durdu da turnayı gözünden vurdu" deriz. Tecrübeyle değil de zamanın akışıyla ölçülen hemen bütün başarılar, bu deyimin değişik zaman kiplerindeki bir versiyonu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.