Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
183 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
İnsanlar bazen kendi yaptıkları hatalarından çok, başkaları hataları yüzünden yıllar boyunca deli olmadığı halde ve başkaları tarafından deliymiş gibi görünüp, tımarhaneye yatırıldı. İsyan bunlardan biriydi.! Babası öldükten sonra, kardeşi tarafından bir tımarhane hastanesine kapatılıp yıllarca eşi Clara’ya ve yeni doğmuş kızı Bakü’ye hasret
Doğunun Limanları
Doğunun LimanlarıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 199832,4bin okunma
Gelen gideni aratır mevzusu bu olsa gerek
Sonra ... müdür değişir.Herkesi anlatılmaz bir sevinç sarar birdenbire. Eski müdürün yaptığı eziyetler bir bir anlatlır koridorda.Baskının sona erip hürriyet güneşinin doğduğu sanılır bir süre.Yeni güneş ortalığı ısıtmaya başlar .Oysa doğan tam bir anarşidir.
Reklam
Türkeş, CKMP Genel Başkanı: Arkadaşlarıyla birlikte CKMP'ye giren Türkeş de hızlı bir şekilde çalışmalara başlamıştı. Parti müfettişi olmuştu ve bu sıfatla teşkilatları geziyor, denetliyordu. Bir yandan da Türkçülerin partiye kaydolmalarını sağlamaya çalışıyordu. Birçok ilde yeni gençlik kolları kurulmuş ve bu kolların yönetim kurullarına
Oaristys
Ey hatırası içimde yemin kadar büyük, Ey bahçesinin hoş günlere açık kapısı Hâlâ rüyalarıma giren ilk göz ağrısı, Çocuk alınlarda duyulan sıcak öpücük. Ey sevgi dalımda ilk çiçek açan tomurcuk, Kanımın akışını yenileştiren damar, Gül rengi ışıkları sevda dolu akşamlar, İçimde yeni bir fecir gibi doğan çocuk. Tahta havalenin üzerinden aşan hatmi Ve havaları seslerimizle dolu bahar, Koşuştuğumuz yollar, oynadığımız sular, Kâğıttan teknesinde sevinç taşıyan gemi. Duyup karşı minarede okunan yatsıyı Yatağıma sıcaklığını getiren rüya, Denizlerinde onunla yaşadığım dünya Ve ey ufku beyaz cennetlere giden kıyı. Ah! Birçok şeyler hatırlatan erik ağacı Ve o ilk yolculukta başlayan hasret, zindan; Atları çıngıraklı arabanın ardında Beyaz, keten mendilimde sallanan ilk acı.
Sayfa 161Kitabı okudu
Siz yaysınız, çocuklarınız da bu yaylardan fırlatılan canlı oklar. Okçu sonsuza giden yoldaki hedefi görür ve oklarının hızlı ve uzağa gitmesi için tüm gücüyle gerer sizi. Onun elinden gerilmeniz Sevinç nedeni olsun size; Çünkü o fırlatılan oku sevdiği gibi, elindeki sağlam yayı da sever.
Kalk, sevinç dolduralım garip gönüle İçelim doğan güne karşı bülbülle Yırtalım biz de gömleği âşık gülle Verelim çiçekler gibi ömrü yele.
Reklam
Parlak kravatlara, şık tayyörlere, rüzgârlı eşarplara nasıl bakıyor? Nasıl bakıyor gözleriniz, gözlerinize hiç baktınız mı? Ne var sizin gözlerinizde, elem mi, keder mi, çaresizlik mi, korku mu, sevinç mi, ümit mi, bezginlik mi? Kilitli bir kapı gibi mi yoksa? Şehir ışıklarına nasıl bakıyor gözleriniz? Bulutlara, doğan güne, akşam kızılına... Silahlara nasıl bakıyor gözleriniz? Üstünüze tutulan silahlara... Kelepçelere, hapishanelere, darağaçlarına... Sokak çocuklarına... "Hakkımı istiyorum," diye bağıran o ihtiyara... "Yalnız değilsin kızım" diye hapishaneye giden kızının ardından hıçkıran anaya... "Nerede benim kocam" diye soran yaşlı kadına... Sizi korkutan eski generallere nasıl bakıyor gözleriniz? Dünyaya, hayata, dostlara ve düşmanlara... Nasıl bakıyor sizin gözleriniz? Kilitli bir kapı gibi mi, hiç ışık sızdırmayan? Gözleriniz, bir aynada gözlerinize değdiğinde, nasıl bakıyor? Utançla m ı, ıstırapla mı, ko rkuyla mı? Sizin gözleriniz nasıl bakıyor, hiç merak ettiniz mi? Nasıl bakıyor o gözleriniz şu yaşadığınız hayata?
Karanlıkta Sabah Kuşları
Karanlıkta Sabah Kuşları
bir çatışmadan doğan trajedi, seyirciye de bir çatışma yaşatır. dünyanın yapısındaki çatışmayı göstererek, seyirciye kendi kendisini gösterir. seyirci kendi kendisini anlamaya başlar, yok olmanın ne demek olduğunu, onu çevreleyen insanların, şeylerin ne olduğun anlamaya başlar. Trajiğin verdiği seçinse, trajiğin kendisi gibi çatışmalarla dolu bir sevinç, uyumsuzluktan doğan bir sevinçtir. çünkü insan çatışan bir varlık, uyumsuz bir varlıktır, nietzsche bu çatışmayı, insanın ana belirtisi olarak görür, ve bir toplum aynı zamanda bir insanda yaşantılarına ebedilik damgasını vurabildiği ölçüde değer taşır.
Doğan Cüceloğlu’nun dediği gibi annen yoksa kimsen yok.
Oblomov rüyasında, çoktan ölmüş annesini görünce sevinç ve sevgiyle ürperdi; uykuda olmasına rağmen kirpiklerinin arasından iki damla sıcak yaş süzüldü ve yanaklarının üstünde kaldı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Aşksa mevzu bahis
Hiç böyle güzel bir su, hiç böyle doğan güneş, hiç böyle bir gökyüzü görmemişti. Hiç böyle bir dünyaya doğmamıştı. Bütün dünya bir dost kıvancı içinde kaynaşıyordu. Pul pul bir sevinç yağıyordu dünyanın üstüne.
Sayfa 358Kitabı okudu
Reklam
Kudret cömerttir, gerçeklerin karşısında boyun eğer, ama zaaftan doğan tutkular ise merhametsiz olur. Evdeki meyveleri yemeyip, çaldıklarını iştahla yiyen çocuklar gibi davranmak, böylesi tutkulara sevinç verir.
Acıyı yadsımıyorum. Yanlış anlaşılmasın. Çile, her sanat adamı için varoluş şartı. Ancak, sanat, onu aşmakla başlar. Acılar, çileler, ancak hatıra olarak, dönüştürülen sevinç olarak sanatın harcına karışırlar. Burada, bahsettiğim sevinç, nefisten, bedenden gelen hazlar değil, ruhun ışımasından doğan aydınlıktır. Dünyanın toptan acısını karşılayacak güçte olan Tanrı armağanı. Hakikati bulmaktan ve ona ermekten doğan sevinç.
Nasıl bakıyor sizin gözleriniz? Kilitli bir kapı gibi mi, hiçbir ışık sızdırmayan? Karanlık ve kapalı mı? Hiç merak ettiniz mi, nasıl bakıyor sizin gözleriniz... Oğlu kaybolmuş bir anneyi gördüğünüzde, gözleriniz nasıl bakıyor? Bir zengin gördüğünde gözleriniz nasıl bakıyor? Bir general gördüğünde... Çocukları yerlerde sürüyen polislere nasıl
Kaygusuz Abdal’ın Mısır Gezileri ve Kıyı Olayları -Eğitimi
İsmail Kaygusuz
İsmail Kaygusuz
1359’larda Abdal Musa Sultan ömrünün son yıllarını yaşıyordu. Henüz 18-19 yaşlarındaki ve yola kabul edilmiş Kaygusuz Abdal’ın akıl, inanç ve bilgi gücünü çok iyi anlamıştır. Ona en gözde abdalı-dervişi olarak bakıyordu. Belli ki Kaygusuz’u, kendi yerine baş ardıl (halife) yetiştirmek istiyordu. Bunun için genç Kaygusuz’un zamanın tüm
Empatinin doğuştan oluşu (Ayna nöronlar sayesinde)
Kızgınlık, korku, üzüntü, sevinç, acı, şehvet, suçluluk, utanma ve aşk gibi birçok temel duyguya empati duyarız. Yokluğu psikopatiye yol açan empati, kompleks ve çok katmanlı bir özelliktir. Bu kadar önemli ve kompleks bir özellik olan empati ile ilgili özelliklere yeni doğan bebek aşamasından itibaren rastlanır. Yapılan birçok farklı deneyde yeni doğanlara diğer bebeklerin ağlamaları dinletilince ağlamaya başladıkları, stresli olduklarını gösteren yüz ifadeleri sergiledikleri ve emzirme oranlarının değiştiği saptanmıştır. Bu reaksiyonların gerçekten ağlamaya karşı mı, gelen sese karşı mı olduğunun anlaşılması için yeni doğanlara, aynı şiddette başka sesler, sentetik ağlama ve kendi ağlamalarının kaydı dinletilince ise diğer bebeklerin ağlamalarına gösterdikleri reaksiyonu göstermemişlerdir.
1.365 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.