Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
4/10 puan verdi
Cengiz Aytmatov'a Eleştiri
Önecelikle eleştiri sınırlarım Toprak Ana, Cemile ve Sultanmurat kitapları çerçevesinde olacak. Yazarın akıcı dili, betimleme yeteneği vs bunlar yazarın su götürmez yetenekleri olarak düşünüyorum. Bununla birlikte söz konusu 3 kitap aynı köyde 3 ayrı evde yaşanan hikayeler gibi. Kitabın başında Fransız şair Louis Aragon'un "Cemile"
Cemile - Sultanmurat
Cemile - SultanmuratCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 20132,196 okunma
Vatan sağ olsun!!!
2001 yılında Isparta Eğirdir Dağ Komando okulunda üç ay olan acemi birliği eğitimimi Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı'na çıkan dağıtımım yüzünden dört aya çıkardılar ve ben fazladan bir ay daha katlanılmaz eğitimleri alarak dördüncü ay sonunda "usta" Komando Er olarak adaya gittim. Bizim zamanımızda askerlik şubesinde ilk imza attığımız
Reklam
. . . ŞİİR-MİİR K/aralamalar (Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
166 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kitap yirmi iki öyküden oluşuyor; öykülerin genelinde, Almanya'ya çalışmaya giden vatandaşlarımızın orada karşılaştığı siyasi, ekonomik, kültürel zorluklardan bahsediliyor. Karşılaştıkları ırkçılıklar, uyum süreci, vatan hasretleri anlatılıyor. Öykülerin birinde kahramanımız Türkiye'den götürdüğü üç beş kilo meyve sebzeyle hasretini gidermeye
Telli Yol
Telli YolFakir Baykurt · Literatür Yayıncılık · 201572 okunma
Halk toplulukları okuma haklarını almak için otoriteleri zorlarlar. Bizde de zorladılar. Ve bunun sonucu olarak Köy Enstitüleri kuruldu. Köy Enstitülerinin kuruluşu vatanda görülmedik bir iş oldu. Toprağın yüzü güldü. Vatan sathı canlandı. Cıvıl cıvıl. Yüzlerce binlerce toprak çocuğu Enstitülere geldiler akın akın. Kendi okullarını kendi elceğizleriyle kurdular. Beş yıl içinde yüzlerce inanmış toprak adamı bilgilerle, zanaatlarla köylerine geri döndüler. Bu inanmış toprak adamlarıyla kara güç arasında zorlu bir dövüş başladı. İftiralara kurban gidenler, vurulup öldürülenler oldu. Ama onlar yürüdüler. Bir ışık gibi yurdu bir uçtan bir uca sarıyorlardı ki… Karşılarına aşılmaz bir duvar çıktı ve her şey tersine döndü. Artık ağzına ve akla ne kötülük gelirse onlara yakıştırılıyordu. Vatan hiyanetliği karasını bile sürdüler onlara.
63 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Acının kıymetini ancak çeken bilir.
İnsan ne zaman kahrolur, çaresiz kaldığında mı? Yoksa sevdiklerini kaybettiklerinde mi? Ya kaybedilen evlat, koca gibi yakın akrabaların öl bedenleri hemen az ilerinizdeyse ve gömme merasimi yapmak için size verilmiyorsa, ne yaparsınız? Tabi ki de çevre şehirlerden yardım talep edersiniz. Hele ki adaletiyle nam salmış bir Atina kralı Theseus
Yakarıcılar
YakarıcılarEuripides · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2011469 okunma
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
·
28 günde okudu
İran ve Mavi Turan'a çıkış
İran ve Mavi Turan'a Çıkış Dr. Yüksel Hoş Perşembe 10 Kasım 2022 İnsanlar cinsiyet değiştirirken ülkeler de bazen milliyet değiştirir. Hâkim yönetim değişir, resmi dil veya saray dili değişir, zihniyet ve eğitim şekli değişir ve başa geçen kimselerin milli anlayışları ile ülkeler de milli cinsiyetlerini değiştirirler. Transseksüellik gibi
Türk Kültürü ve Milliyetçilik
Türk Kültürü ve MilliyetçilikErol Güngör · Ötüken Neşriyat · 2011329 okunma
390 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Hayat her dönem acımasız
İşgal dönemi ve o dönem içinde yaşanılan aile ilişkilerinin ele alındığı romanda... Ülkeyi kurtarmak için mücadele veren Ahmet Reşat’ın sonrasında nasıl vatan haini olduğu, yine vatanı kurtarmak için mücadele veren Kemal’in vatan hainliğinden vatan perverliğe dönüştü çok güzel kaleme alınmış. Zorunlu memleketten gidenler vatanı için canını feda edenler ve babasız doğan çocuklar... Geçmişle ilgili sıkılmadan okunabilecek bir kitap Sıra da devamı olan
Umut  1928 - 1941
Umut 1928 - 1941
Ayşe Kulin
Ayşe Kulin
Veda
VedaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202314,3bin okunma
62 syf.
10/10 puan verdi
Gerçek bir hikâye
Yüz Yüze, 1957 yılında AlaToo Dergisinde yayımlanmıştır. Betmebet (Yüz Yüze)” yahut Betmebet Kelgende (Yüz Yüze Gelince) adları orijinal olarak kullanılmıştır. Aytmatov'un ilk dönem eserlerinden birisidir. Henüz otuz yaşında bile değildir. Gerçek bir hadiseye dayanmaktadır. Hatta hikâyedeki İsmail'in gerçek adı da İsmail'dir. Aytmatov yıllar sonra
Yüz Yüze
Yüz YüzeCengiz Aytmatov · Elips Kitap · 20123,763 okunma
Farklı insanlar için farklı hızlarla döner dünya. Uzak mesafelerde çember çizmek daha kolaydır belki de. Frene basan da olmadığı için hiç bir şey gerçek değilmiş gibi gelir insana.Hiçbir şey sizi kurtaramazsa ne kadar çok şey bildiğinizin ya da ne okuduğunuzun ne önemi kalır, ya da kaç defa ne yazdığınızın bir metin içinde. En baştan başlayalım
Reklam
Bir solukta anlaşılır gibi.. :)
İnsanlık tarihi boyunca, toplumların yaşamlarında; beylik demagoglar, zamane uşakları, saray soytanlarıları ve sirk cüceleri, hecin devesi gibi yol alanlar, söylenenleri yapan adamlar, tipik mandacılar, sömürge psikolojisiyle yaşayanlar, idarecinin en kötüsüne talimli olanlar, korkaklıklarını gizledikleri için "kapalı ağza armut
Sayfa 78
Vatan Gazetesi (1884)
Gazete göçün meydana getirdiği tahribatı örneklemek için ise ilk göç dalgasında nüfusunu büyük ölçüde kaybeden şehirlere dikkat çekiyordu: İşte size ibretlik bir örnek Trebin (Trebinje), Ehlüne ve Tsazin (Cazin) kazalarıdır. Çok iyi bilirsiniz ki birkaç sene öncesine kadar bu kazalar İslam nüfusunun yoğunluğu ile parlak memleketler; içinde yaşayan Müslümanlar da nüfuzlu ve itibarlı adamlar idiler. Bir kimse Ehlüne ve Trebin hakkında söz açacak olsa, ilk sözü oradaki Müslümanların zenginlik, servet ve itibarlarına dair olurdu. Bugün o yerlerlerin hallerine bakınız ve ibret alınız. Nerede o eski parlaklık, nerede o zenginlik ve şöhret? Orada Müslümanların adı okunmuyor. Nasıl okunsun, göze çarpacak Müslüman kalmadı ki. Peki gidenler iyi mi yaptılar? Hem kendilerine hem memlekette bıraktıkları din kardeşlerine kötülük ettiler. Onlar mal mülklerini yok pahasına satıp dünyanın her tarafına dağıldılar. Birçoğunun elinde avucunda bir şey kalmayıp her türlü sefalete düçar oldular. Geride kalanları ise üzüntü ve karamsarlık içinde bıraktılar. Bu haller devam ederse en nihayet Bosna'da İslam varlığını yerinden sarsacak ve belki temelinden yıkacaktır..
Sayfa 58 - Yeditepe YayıneviKitabı okudu
Aşağılık: Siyonist lider ve hâlâ o köpeğin izinden gidenler...
Fakat Avrupa'dan göç eden Aşkenazi Yahudileri için aynı şey söylenemezdi. Dışardan gelip misafir konumunda olmalarına rağmen ev sahibi Filistinli Arapların varlığından rahatsız oldular. Herzl'in şu ifadesi bu durumu gayet iyi açıklamaktadır: "Size, milletsiz bir vatan vermeye söz veriyorum".
Sayfa 77 - Nev Y.Kitabı okudu
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Vatan Olmadan Hiçbir Şey Olmaz
Bir yanda vatan, diğer yanda aşık olduğun insan. Bir yanda elinde yitip gidenler, diğer yanda kendi ellerinle kazandıkların. Vatan aşkı, insan aşkına benzer. Lakin insandan bile vazgeçersin vatandan vazgeçemezsin. Vatandır sınırlarında güvenle yaşattıran. Namık Kemal dönemin şartlarını, kültürünü, insan karakterlerini ortaya koyarak Vatan Yahut Silistre'yi yazmıştır. Vatanı için, sevdiğinden vazgeçen İslam Bey gönüllü olarak Askere gider, ardından sevdiği kadın ise dayanamaz gizlice onun ardından gider ve birlikte savaşırlar İslam Bey ile Zekiye Hanım. Zekiye Hanım'ı ise savaşın sonunda bir başka bir mutluluk bekler. "Vatan olmadan gelecek olmaz. Vatan olmadan aşk olmaz."
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201821,4bin okunma
"Vatanımızın bu tarihi köşesinde, mukaddesatına ve şanlı mazisine bağlı köylü vatandaşlarım! Huzur ve hürriyet dolu havasından milli ruhumuzu doldur­duğumuz bu topraklar üzerinde vekarla ve vazife aşkıyla yaşamakta olduğunuzdan şüphem yoktur. Tarihin Türk'e suratını astığı ve hayat ufuklarını kararttığı bir günde bu korkunç karanlıktan faydalanarak, medeniyelin mana ve meziyetlerini unutup da, namertçe gazabını üzerimize yağdırmaya koyulanlara nasıl bir ders vermişsek, bugün de aynı mukaddes topraklar üzerinde medeniyetin nurlu ufuk­larına doğru hızla ilerlememiz elimizdedir ve bizler bunu yapacağız. İnsaniyeti, ihtiraslarına ve küflü ideolojilerine kurban etmek isteyenler ve maddenin, menfaatin iğrenç merdivenlerine tırmanmak için mert ve şerefli bir milletin kanını içmek isteyen­ler nasıl hayal sükutuna uğramışlarsa, cehalet ve gerilik de yılmaz azmimiz önünde elbette dize geleceklerdir. Bizim en kutsal görevimiz hep vatan olacaktır. En büyük gayemiz, vatanı omuzlarımızda yükseltmek ve hür, mutlu bir vatan haline getirmektir. Biz, vatanımız üstünde milletimize ve hür insanlığa şerefle hizmet ettiğimiz sürece, sizler huzur ve mutluluk içinde çalışın, uykunuzu rahat uyuyun... İnsanlığı ve medeniyeti, düştüğü vahşet uçurumundan kur­taracak olan daima bizleriz..."
85 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.