Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Mobbing Bank Diyor ki;
İnsanın yaşadıkları ve yaşattıkları tesadüf değildir. Yaşamın bana öğrettiği en anlamlı olgulardan biri budur. Tefeci bankada sırrımı bilmeden çalıştığım yıllar da kendime kızardım ben böyle bir işi neden yapıyorum diye. Yüzüm kızarırdı kendi yüzüme bakarken. Diğer taraftan içimden bir ses ya yarın bu pisliğin ortadan kaldırılması adına bir fırsat doğarsa bu topladığım bilgiler nasıl işe yarama düşüncesi beni orada tutuyordu. Sonrasını biliyorsunuz çok yazdım. Önder Karaçay
Allah Filistinli Ummu Nidal'i korusun. Bu kadın Mahmud adındaki oğlunu Filistin'de Yahudilerin işgal ettikleri bir bölgeye göndermiştir. Oğlu yedi saat boyunca pusuya yatıp avını bekledikten sonra otomatik tüfeği ve el bombalarıyla oraya saldırmış ve öldürülene kadar savaşmış, öldürmüş ve sonunda kendisi de öldürülmüştür. Öldürülmesinden sonra annesine onun hakkında sorulduğunda; onu bu gün için hazırladığını, kör bir kurşunun isabet etmesiyle temenni etmiş olduğunun gerçekleştiğini ve onu sakladığı büyük eyleminden engellememesi için onu Yahudileri taşlamaya göndermediğini söylemiştir. Ona şöyle diyormuş: "Ben seni taştan daha büyük bir şey için istiyorum!" Bu anne şöyle demektedir: "Benim Allah yolunda sunabileceğim altı evladım var, ancak Mahmud'un gerçekleştirdiği gibi şerefli bir eylem için." Mücahid genç ne zaman olgunlaşacak ve düşüncelerini bu ve daha büyük işler için kullanacak? Bu gün bizim çabalarımızın, mallarımızın ve kardeşlerimizin fedakârlıklarının dörtte üçü kendi kısır görüşlülükleri ya da başlarının ve komutanlarının kısır görüşlülükleri sebebiyle meşru olduğu gerekçesiyle değersiz ve yersiz işlerde dağılıp gitmektedir! Ne zaman çabalarımız ve cihadımız ümmet için en doğru ve yararlı olan işlere yönelip odaklanacak? Ne zaman ümmet için daha uygun, daha değerli ve düşmanlarına daha zararlı olan seçimlerde bulunacağız? Sadece câiz ve meşru hudutlarında durmayıp câiz ve meşrunun derinliklerine dalarak onlardan cihad sancağını parlak ve pürüzsüz bir şekilde yükseltecek en değerli, en büyük ve en temiz olanını seçip çıkaracağız?
Reklam
Nilgün, . ..
Pek az zamanı kaldı bu zora koşulmuş bedenimin, Olduğum gibi ölmeliyim, olduğum gibi... Tüy, kan ve hiçbir salgıyı düşünmeden, Kesmeliyim soluğunu doğmuş olmanın! Nasıl da biçilmiş kaftan ölüm bu solgun yürek için. Sevinçlerle sevinçleri bağlamayan zaman bir, bir boz köprü ve onun dayanılmaz gölgesi. Yitiyor işte gözardı edilen bedenim, Olduğum gibi ölmeliyim, olduğum gibi... Dost, ana baba ve hiçbir umudu düşünmeden Doğramalıyım bu tiksinç vücudu beynimle! Bilir miydim yaklaşan karanlığı daha önceleri, Son verilebilir yaşamın benimki olduğunu? Şendim, şendim ben, Kahkaham insanları ürkütürdü! Zamanı azaldı artık, zorlanmış bedenimin, Olduğum gibi ölmeliyim, olduğum gibi... Aşk, bağ ve hiçbir utkuyu düşünmeden, Kalıvermeliyim öylece kaskatı! Ocak '82
Sayfa 80 - Everest şiirKitabı okuyor
Julia, onun üzerinde yukarı aşağı hareket ederken acele etmiyordu, yavaş ve tensel bir ritim yakalamış- tı, çünkü zamanları vardı. Saat yoktu, bir tarih yoktu, birbirlerine dolanan bedenleri dışında hiçbir şey yok- tu. Clay onun kalçalarını tuttu; bazen hareketlerini kontrol ederek, bazen de kendi hızını belirlemesine izin vererek. Julia
Sayfa 191
en az benim kadar mücadele etmeyi bilen birine ihtiyacım var ayakta kalmanın fazla ağır geldiği günlerde ayaklarımı kucağında tutmaya razı birine daha ben bile ne istediğimi bilmezken tam da ihtiyacım olan veren biri konuşmasam bile beni anlayan istediğim bu işte -ihtiyacım olan sevgili
Sevdiğimi görmüşüm rüyamda. Başımda oturmuş saçlarımı okşuyor elleriyle. Saçlarımsa olmuş bir sarhoş. Geçip kendinden, kucağında dalgalanmak istiyor köklerini saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Oysa ben!.. Ben ki geçmişim kendimden yüreğimi saran aşk sarhoşluğunun yakıcı esintisiyle. Ve de yitirmişim bu yakıcı esintinin büyüleyen
Sayfa 106 - Kırmızı Yayınları - 2. Baskı (2011)
Reklam
Tuhaf bir leke oturuyor yönetmen koltuğunda sureti hapisti -yorsa da tersim güzeldir diye bilinsin sen ancak bu kafayla ezberindeki evlere gidersin de, ben evin içine beton gibi çöktüm uzaktan kumanda, alkol, sigara ve köreltilmiş leblebi
Biliyordum ki yaşam, doğduğun an değil, korkuların öldüğü an başlardı. Ve yaşamak içine ilmek ilmek işlenen korkuların zincirini parçalamaktı, başını göğe kaldırıp bulutların ardında kalan güneşi görmeyi beklediğin an duyduğun heyecandı. Ne kadar üzülsen de bu defa bitti, yolun sonundayım, ışıkları kapattılar. ben kayboldum, desen de dünya dönmeye devam edecekti. Biliyordum, belki o bulutlar hemen dağılmazdı ancak çok dikkatli bakarsan, nefesini tutup bıraktığın o ufak zaman diliminde bile onların hareket ettiğini fark ederdin. İki kalp atışı arasındaki andı yaşamak. Gözlerini kapatsan da güneşin varlığını bilirdin, hemen ısıtmazdı tenini ancak oradaydı, bir gün senin için doğacaktı.
Sayfa 262 - Ephesus Yayınları PDFKitabı okudu
Daha fazla sıkıntı doğurmaktan başka derdi olmayan bir sıkıntı; bugün çektiğiniz acının acısını yarın çekeceğinizi şimdiden size muştulayan acı – ne büyük bir açmaz bu, hem yararsız, hem bir o kadar sahte, ne büyük bir açmaz... ... perişanlığımdan yapılma uzun kaputuna sıkıca sarınmış, garda bir bankta kıvrılmış uyuyor kendimi beğenmişliğim... ... düşlenmiş imgeler dünyasından, eşit paylar alarak doğmuş bilgeliğim ve hayatım... İçinde yaşadığım anın kaygısı vız geliyor, uzun da sürmüyor. Zamanın enginliğine açım ben; ve koşulsuz olarak ben olmak istiyorum.
Bir zamanlar benim hiçbir şeyim değildiniz ve ben hayatımdan hoşnuttum. Şimdi benim için gene hiçsiniz; gelgelelim bu ikinci hiçlik birincisinden nasıl da bambaşka! Keşke bana hiç göz koymasaydınız, mademki sonunda yüz çevirecektiniz!”
Sayfa 255Kitabı okudu
Reklam
Soruma yanıt arıyordum. Oysa sorumun yanıtını bana düşüncelerim veremedi, düşüncelerim, sorumla karşılaştırılamayacak durumda. Yanıtı bana hayatın kendisi verdi, neyin iyi, neyin kötü olduğu benim bilgim içindeydi. Bu bilgiyi ben kazanmadım, herkesle birlikte bana da bu bilgi verilmişti, verilmişti, çünkü ben onu hiçbir yerden alamazdım.
Birçok insanın çeşitli hobileri vardır. Kimileri eski para veya pul biriktirir, kimisi el işlerinden zevk alır, kimisi de bütün zamanını bir spor dalına ayırır. Okumaktan hoşlananlar da çoktur. Ancak okuduğumuz şeyler de birbirinden çok farklıdır. Birileri sadece gazeteleri ve çizgi romanları okur, başka birisi roman okumaktan, diğer birileri ise astronomi, hayvanlar alemi veya teknik buluşlar gibi deği­şik konuları içeren kitaplardan hoşlanır. Eğer ben atlarla veya değerli taşlarla ilgileniyorsam diğer. bütün insanlardan bu ilgimi paylaşmasını bekleyemem. Televiz­yondaki bütün spor karşılaşmalarını nefes almadan seyrediyor­sam, başka birinin sporu can sıkıcı bulabileceğini de kabul et­mem gerekir.
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Takipçi
Bruno, keşke sadece o anlardaki gibi ya da çalarkenki gibi yaşayabilseydim ve zaman da değişiyor... Bir buçuk dakika içinde neler olabileceğinin farkına varıyorsun... İşte o zaman bir insan, sadece ben değil, şu, sen ve bütün çocuklar yüzlerce yıl yaşayabilirdik, eğer yöntemini bulsaydık şu anda saatler yüzünden, bu dakikalar ve öbür gün saplantısı yüzünden yaşadığımızdan bin kat daha uzun yaşayabilirdik...
Sayfa 351 - Can Yayınları
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.