Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Öğrenilmiş çaresizlik popüler kültürde sürekli karşımıza çıkan bir konu aslında. Ne zaman birileri birilerini motive etmek için bir film çekse, kitap yazsa veya hikaye anlatsa öğrenilmiş çaresizlik konusuna değinir. Meşhur fil hikayesi mesela. Filler büyüdüklerinde bağlandıkları minik kazıkları yıkıp gidebilecekken bunu asla denemezlermiş çünkü
Yazarımız Alison Stone, Lancaster Üniversitesi Felsefe Bölümünde profesördür ve uzmanlık alanı da feminist felsefe üzerinedir. Eserin ilk giriş kısmında kitabın kullanımı için kısa bir rehber ile karşılaşıyoruz. Kitapta bulunan teknik terimlerin açıklaması verildiği gibi, her bölümün sonunda da bizi konuyla alakalı ek okuma önerileri
- Polisin kabusu, yılbaşı geceleridir. Herkesin gülüp eğlendiği, mutlulukla dans ettiği o gece, polisler için korkunç saatler demektir; öğleden sonra başlayıp yeni yılın ilk günü ışıyıncaya kadar süren, bir türlü bitmek bilmeyen kanlı, karanlık bir kabus. Bunları düşündüğümüz yeni yılın ilk saatlerinde Tarlabaşı'nda bulunan bir erkek cesediyle
Yeraltından notlar, insanın iç dünyasına ulaşan bir eser. Dostoyevski’nin bundan bir önceki eseri olan “Suç Ve Ceza” insanın ruhen ve davranışsal olarak yansımalarına yer vermesinden sonra bu eserinde yine insanlığı kaleme alarak onlara asla yaranılamayacağını, nankör bir varlık olmaktan kendini geri alamayacağını ve daha da önemlisi bu şekilde
”Uzun yaşamı boyunca aklın her silahını kullanarak bitmek bilmez bir heves, tutkulu bir adanmışlık, hepsinden de öte korkunç alay etme yeteneğiyle uğruna savaş verdiği ideal kazanımları; hoşgörüyü, ruhani özgürlüğü, insanlık onurunu, adaleti kafalarımıza adam akıllı işlemiş ve bunlar sanki artık doğal yaşamımızın bir parçası, soluduğumuz hava,
Bir kitap okudum hayatım değişti değil ama bir kitap okudum hayatla ilgili pek çok sorgulamaya giriştim.
Neden Yeni Hayat koymuş Orhan Pamuk bu kitabın adını? Hayat ancak bir kere oynanan bir kumarsa eğer bunun eskisi yenisi mi olur?
Yeni hayat arayışı devinim halinde olan hep şekil değiştiren bir döngü.. diye geçirdim aklımdan kitabı ikinci
Sürekli mavi bir araba düşünürseniz, mavi bir araba görmeniz kolaydır. Sürekli yeni fırsatlar düşünürseniz, yeni fırsatlar bulmanız kolaydır. Sürekli kızgınlığı düşünürseniz, kızmanız için sebep bulmanız kolaydır.
Sürekli düşündüğümüz şeyler haline geliyoruz.Olumlu düşünün.
Yirminci yüzyılın en önemli düşünür ve devlet adamlarından biri olan Aliya İzetbegoviç, "Doğu Batı Arasında İslam" adlı bu başyapıtta, zihnimizde standartlaşmış, içi boşaltılmış birçok kavramı yerinden sarsarak bizi bunlar üzerinde yeniden düşünmeye sevk ediyor.
Yaratılış ve Evrim, Kültür ve Medeniyet, Toplum ve Topluluk gibi iç içe
Not: Bu incelemede yine Antik Yunanistan’a bir yolculuk gerçekleştiriyoruz. Homeros eserleri ve mitolojiye, Sophokles ve tragedyaları ekseninde bir bakış atmak isteyenler buyursunlar. Birçok farklı konu başlığına ayırdım, ilginizi çekene yönelmek de yine sizin tercihinizdir. Okuyacak olanlara teşekkürlerimle.
“…çünkü soylu insanlar
haksızlığa
Vaaoooovvv Vaooovv Vaooovv!!!
Bu adam gerçekten yazmayı biliyor. Açık ara farkla bu sene okuduğum en iyi bilimkurgu kitabıydı. Andy Weir gerçekten mizahtan ve yazmaktan anlıyor. Uzaya göndersin biri şu adamı. Yani kitabı okurken astronot okuluna mı geldik bu ne dedim. (Öyle bir yer var mı bilmiyorum)
Adam harbiden bilimsel verileri, matematiği,
Merhaba sevgili okur, akışta sürekli karşına çıkan bu kitap hakkında ki düşüncelerimi seninle paylaşmak istiyorum. Devamlı karşıma çıkıyor olmasının yanında oldukça merak uyandırıcı ve kaliteli alıntılara sahipti, yazarını da uzun zamandır takip ettiğim ve yazdığı incelemelerde ki üslubu beğendiğim için daha fazla ertelememeye karar verdim.
> Evet, sihirli parmaklar yavaş yavaş kendine geliyor ve geldik gene okumuş, bitirmiş olduğum güzel bir kitabın incelemesine daha. Çaylar, kahveler hazır mı? Konumuz gene bir hayli uzun ve bu sefer Carl Sagan ile birlikte, uzayın engin derinliklerine ve sonuz çıkmazına doğru yol alacağız. Bu aralar ufak tefek hadiseler yüzünden canım sıkkın