Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sümeyye

Sümeyye
@Smyy_slhn
57 syf.
·
Puan vermedi
Mesele, çocuklarına vereceğin herhangi bir ders değil, örnek bir yaşamdı...
Bu kitabı tüm babalara okutmak isterdim. Değil ki fiziksel şiddetin, hakaretin olması hiddetli bir bakışın, beden dilinin, duruşun bir çocuğun ruhunda nasıl da tamir edilemez derin yaralar açtığını görmelerini isterdim. Beni gerçek anlamda bir kez bile dövmediğin de doğrudur. Ancak bağırman, yüzünün kızarması, pantolon askılarını telaşla çözüp sandalye arkalığında hazırda bekletmen benim açımdan neredeyse daha berbattı. (Syf.20) Kitabı okurken kendi çocukluğumu hatırlamaya çalışırken buldum kendimi. Okudukça hüzne kapılmamak elde değil...
Doğan Cüceloğlu
Doğan Cüceloğlu
şu sözü tam olarak bu kitap için geçerli sanırım. "Bir insanın anavatanı çocukluğudur. Çocukluğunu doya doya yaşayamamış bir insanın mutlu olması çok zordur." Bu cümleler bana hep anne babalığın kutsallığını önemini hatırlatır. Bu kitabı okurken de Kafka'nın o dönemde yaşadıklarını ülkemiz de yaşananlarla kıyaslamamak elde değil. Evet derin acılar, çileli yaşantılar böyle muazzam eserler ortaya çıkarmasına vesile olabiliyor. İçimden keşke böyle yaşantılar olmazsa hiçbir çocuk böyle kötü muamelelere maruz kalmasa diyorum. Benim gözümde çocuklar çok masum dünyaya karşı çok savunmasız adeta ustası tarafından şekil almayı bekleyen elmas kadar değerli... Umarım bir gün ülkemizde dahil tüm dünya da çocukların değerlerinin olduğu içindeki cevheri ortaya çıkaracak bir cennete dönüşür. Evlenmek, bir aile kurmak, doğmak isteyen bütün çocukları kabullenmek, bu güvenilmez dünyada onları var etmek ve hatta biraz da yol göstermek benim inancıma göre bir insanın ulaşabileceği en yüksek noktadır. (Syf.45) youtube.com/shorts/iJIIfGIE...
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202240,1bin okunma
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
Kalbe Dair...
Neredeyse her satırını çizerek okudum. Notlar aldım. Yeri geldi paylaştım. Okurken kalbimle kendimle yüzleştim. Dünya denen bu hengamenin içinde ne kadar da kirletiyoruz ve yoruyoruz bu kalbi... Zaman akıp gidiyor ve bizi bekleyen sona daha fazla yaklaşıyoruz. Ölümü sorgulamadığımız her an daha da meyil ediyoruz geçici olan bu aleme... Bize maddeye tapmamızı aşılayan bu çağda kalbimizi temiz tutmak en büyük direniş. Nefsimizin kölesi olmamak için her gayretimiz bize en güzel şekilde geri dönüş yapacaktır inşallah. Bu kitapta hastalıklı bir topluma dönüşen kalbi kirlilikle mücadele etmek için son derece sade bir dille yazılmış bir kitap. Nasıl iyi bir insan olabilirim sorusunun temelinde yatan kalbi temiz tutumanın el kitabı. Peygamberimizin şu hadisi kitabın özeti niteliğinde... 'Her insan hata yapar; hata yapanların en hayırlısı, hatasını telafi etmek için uğraşanlardır.' Yine, kalbimin özüne ilham edildi ki hiçbir can bu dünyada takdir edilen nasibini ve tayin edilen vakti tamamlamadan ölmeyecektir. Allah'a karşı takva sahibi ol ve talebini vakarla yap. Hülâsâ, faydalı olan her şeyin temelinde tövbe, takva ve dürüstlük vardır. Hakikat apaçıktır, onun incelikleri ise ağır ve mühimdir. Her iş yalnızca Allah'a aittir ve tevfik O'nun elindedir."
Kalbin Simyası
Kalbin SimyasıHamza Yusuf · Timaş Yayınları · 20191,229 okunma
407 syf.
·
Puan vermedi
"Bu azametli âlemin içinde biz, bütün bu gürültülerimiz, boğuşmalarımızla ne kadar silik kalıyorduk.." "Kaldı ki bugün harbin hikâyesi, artık insanın hikâyesi olmaktan da çıkmıştır. Şimdi tekniğin, teknolojinin kudreti, aktif bir faktör olarak, adına insan denilen garip yaratığın kaderini, harpte de barışta da, dilediği gibi yoğurur. Şimdi insanlar değil, insanların hayata davet ettiği, sonra da bir türlü nizam altına alamadığı kör kuvvetler, yani teknik harp eder. Biz onun, hem efendisi hem esiriyiz. Fakat bizim gençliğimizde harp, biraz daha insanların harbiydi. Harpte insan denilen mahlûk, biraz hâkim, biraz daha yaşayan bir varlıktı. Eski harbin, hem kendimizi, hem kendi insanımızı tanıyabilmek için, bize bıraktığı bazı vakitler, imkânlar da vardı. "
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan Adam
/
Şevket Süreyya Aydemir
Şevket Süreyya Aydemir
Suyu Arayan Adam
Suyu Arayan AdamŞevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitapevi · 20213,438 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
456 syf.
10/10 puan verdi
·
35 günde okudu
Köpek gibi değil gül gibi çocuklar..
Erken çocukluk döneminde yaşadığımız tramvaların geleceğimize nasıl yön verdiğini okudukça hayretim kat kat arttı. Belki de bunu kanıtlarıyla ortaya koyması bazı şeyleri daha anlaşılır kılmıştı. Beynimizin depresif durumlara nasıl tepki verdiğini yazar gayet açık ve anlaşılır bir dille anlatmış. Elbette bu dünyaya çocuk getirmek marifet değil ancak dünyaya getirdiğimiz çocukların her anlamda egitiminden sorumluyuz. Nasıl ki her alanda yeterlilik arıyorsak anne baba olmak için de bu kriterler konmalı. Erken çocukluk döneminde onlara verdiğimiz zararların geri dönüşü olmayabiliyor. Hayatları boyunca bu tramvalarla baş başa kalmaya onlarla savaşmaya mecbur bırakıyoruz onları. Kitabı okurken sorumsuz, anne baba şuurundan eksik bireylerin yetiştirdiği çocukların hayatlarına tanık olacaksınız. Belki kendinizden bir şeyler bulacaksınız ya da sizi çocukluğunuza götürecek. Kitap için söylenecek o kadar çok şey var ki... Umarım bizler her anlamda sağlıklı bireyler yetiştirmek için elimizden geleni yaparız. Köpek gibi değil gül gibi çocuklar yetiştiririz. Özellikle ebeveyn ve öğretmenlerin okumasını tavsiye ederim.
Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk
Köpek Gibi Büyütülmüş ÇocukMaia Szalavitz · Koridor Yayıncılık · 20177,3bin okunma
145 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
"Bir ben vardır bende benden içerü." Yunus Emre
Siz aradığınız saadeti bulmak için eşyayı kendisinin zaruri bir yarımı halinde tanımak kâfi imiş. Hâlbuki ben, varlıkları ve insanları kendime en müthiş yabancılar gibi tanımak için bütün aşkımı harcadım, kalbimi bu uğurda kullandım da şimdi onların hasretiyle benliğime binbir işkence yapıyorum. Hâlbuki ben de saadeti duyabilirdim, çünkü bu şeyler herkesle olduğu gibi benimle de paylaşılmıştı. Yaşayışımın her hâileli safhasında, hayatın her korkunç ânında âteşîn bir tecrübenin benliğime şunu öğrettiğini söyleyebilirim: Herkes gibi yaşamak lâzımmış. (Syf:97)
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
/
Var Olmak
Var Olmak
Var Olmak
Var OlmakNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20183,902 okunma
Reklam
208 syf.
9/10 puan verdi
·
27 günde okudu
"Felsefesi olmayan milletin mektebi olmaz..." Sanırım kitabı bu cümle çok güzel özetliyor. Eğitime İslam ahlakı ile yaklaşmış Topçu. İyi insan yapmak her şeyden önce ruh, kalp işidir. Bunun başarılmasını İslami terbiye ve ahlaka bağlamaktadır. Zaman içinde eğitim ve daha birçok sahada nasıl yozlaştığımızı, kültürel anlamda yıkılışımızı bu bağlamda yaşadığımız bunalımları aktarmış kitabında. Kitabın temeli ahlâk, iyi insan, karakter meseleleri üzerinde duruyor. Nefis, ahlâk, kalp terbiyesi birçok şeyden önde gelmektedir. İlkokul, lise, üniversitesi eğitiminin nasıl şekil alması gerektigini, eksik yanlarını muhteşem bir şekilde okuyucuya aktarmaktadır. Tanzimattan bu yana eğitim sistemimizin çok vahim durumda olmasının temel nedenlerini, durumun düzeltilmesi için neler yapılabileceğini engin düşünceleri ve birikimiyle aktarmaktadır. Kitapta yer alan şu cümle Topçu'nun gençliğe verdiği önemi gözler önüne sermektedir; "Yarınki hayatı yaşamaya değer yapan çocuklarımızdır. Onlara ne emek verdik ki, gençliğimizden ne bekleyelim?" Her eğitimcinin değil, "Elhamdülillah Müslümanım" diyen her bir ferdin, Türk'ün okuması gerektiğini düşünüyorum. Dilin ağır olmasına rağmen ortaya atılan fikirlerin toplumumuzun aynası olması nedeniyle insanları içine çekmektedir.
Nurettin Topçu
Nurettin Topçu
Türkiye'nin Maarif Davası
Türkiye'nin Maarif DavasıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 20164,633 okunma
140 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
“Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bir gün Almanların pabucunu yalayan, ertesi gün İngilizlere takla atan, daha ertesi gün de Amerika’ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakeş milletimizdir.” “Yoksa şu veya bu yabancı devletin, kendi parlamento ve gazetelerinde bile şiddetle tenkit edilen yanlış siyasetini bazı başyazarlarımız gibi dalkavukça övmediğimiz için mi kökümüz dışarıda?” “Yalancının en büyük azabı, sözlerine kimsenin inanmaması değil, kendisinin kimseye inanmaması imiş. "Ne kadar doğru. Kendi menfaatlerinden başka bir şey düşünmeyen, dünyada, bütün varlıklarını, kendi hasis emellerini doyurabilmeye harcayan zavallılar, bu dünyada, -sadece rahat gönülle yaşayabilmek için de olsa,- bazı insanların rahatlarından, saadetlerinden, hatta selametlerinden fedakârlık etmeyenlerin başka insanların hayrına çalışabileceğine akıl erdiremiyorlar.”
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Değirmen
DeğirmenSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202144,6bin okunma
240 syf.
8/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Osmanlı tarihinde bir seferde yaşanan en büyük toprak kaybı Haziran 1916'da Şerif Hüseyin'in liderliğini yaptığı Arap İsyanı ile gerçekleşmiştir. İsyan İngilizlerle işbirliği yapan Şerif Hüseyin, dört oğlu ve merkez karargâhları Şam' da bulunan Arap milliyetçileri tarafından örgütlenmiş ve Orta Arabistan'daki Suudlar dahil Yarımada'nın hemen her vahasında yakılan çoban ateşlerinin birleşiminden oluşmuştur. Nitekim isyanın önemli etkisiyle de Arap Yarımadası Osmanlı Devleti'nden kopmaya başlamıştır. Bu dramatik olay sadece Yarımada'yı Türk idaresinden ayırmamış, beraberinde bir dizi felaketi ve sonu belirsiz savrulmayı da getirmiştir. Ancak hem isyanın hem de Birinci Dünya Savaşı'nın üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen gerek asilerin elebaşı Şerif Hüseyin ile isyanın gelişimi ve gerçekleşme süreciyle ilgili, gerekse isyanın kapsamı hakkında tartışmalar halen devam etmektedir...
İsmail Köse
İsmail Köse
youtu.be/c57BxrDlN5U
Büyük Oyun'un Küçük Aktörü: Şerif Hüseyin
Büyük Oyun'un Küçük Aktörü: Şerif Hüseyinİsmail Köse · Kronik Kitap · 201870 okunma
520 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Biliyorum ne yazsam eksik kalacak ama ben seni unutmayacağım Martin Eden. Muhteşem bir insandan muhteşem Jack London yorumu.. youtu.be/O1QciLT5Gj0
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,3bin okunma
536 syf.
·
Puan vermedi
·
44 günde okudu
"Bugün tüm çıplaklığıyla ortaya çıkan gerçek şudur: Çok kez vurguladığımız gibi ABD, yardım ettiği her ülkeye, bu arada elbet Türkiye'ye, kendi çıkarları için kendi ideolojisinin yayılması amacıyla gelmektedir. Evet, yardım sözcüğünün ardındaki gerçek, ABD'nin yardım adıyla yabancı ülkelere sızması, bu ülkelerin Silahli Kuvvetlerinden
Oltadaki Balık Türkiye
Oltadaki Balık TürkiyeM. Emin Değer · Kilit Yayınevi · 2012714 okunma
Reklam
240 syf.
10/10 puan verdi
Mevlana, Şems-i Tebrizi ile tanıştıktan sonra Şems, Mevlanâ’ya ayna oldu. Mevlânâ,Şems’in aynasında gördüğü kendi eşssiz güzelliğine hayran oldu. Mevlânâ,artık vaktinin tamamını Şems’in sohbetlerine ayırır olmuş, Şems’in sohbeti ile nurlarına gömülüp gitmiş,artık bambaşka bir aleme girmişti.Şems’in cazibesinden yana yana dönüyor,ilahi aşkla
Aşkın Gözyaşları
Aşkın GözyaşlarıSinan Yağmur · Karatay Akademi · 201018,8bin okunma
264 syf.
10/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Kimilerine göre Kızıl Sultan, kimilerine göreyse Ulu Hakan... Türk tarihinde hakkında en çok tartışılan padişahıdır. II. Abdülhamid dönemi Osmanlının en çalkantılı yıllarıydı. ● I. ve II. Meşrutiyet, Kanun-i Esasî, 93 Harbi, Rumeli'nin kaybedilmesi, Doğudaki kentlerin Rus işgaline uğraması, Kıbrıs'ın elden çıkması, Ermeni İsyanları, 31 Mart Vakası, İttihat ve Terakki'nin güçlenmesi, Bağdat ve Hicaz demiryolunun açılması, Panislamizm Politikası bu ve daha birçoğu Abdülhamid döneminde gerçekleşmiştir. II. Abdülhamid'in Osmanlı toprakları üzerinde emelleri olan devletlere karşı uyguladığı denge politkası (siyaseti) sayesinde bu emellerine uzun yıllar ulaşamamışlardır. Kanımca Abdülhamid'in dönemin şartlarına göre değerlendirilmesidir. Birçok konuda olduğu gibi Abdülhamid hakkında da çeşitli görüşler yer almaktadır. Tarihçilerin üzerinde uzlaşamadığı padişah olarak günümüzde hâlâ tartışılmaktadır. Kitaba gelince olaylara objektif bir şekilde yaklaşılmakta. Doğrusu yanlışı okuyucuya bırakılmıştır. Tarafsızlığı da gözden kaçmayacaktır. Tarih meraklıları için o döneme dair sağlam bir alt yapı oluşturacaktır. Bilgilerin taze kalması adına tekrar tekrar okunabilir. Güzel bir kaynak kitap Peşin hükümler yerine okunması gerektiğini düşünüyorum. En azından bazı konular hakkında karınca kararınca fikir sahibi olabilelim. "Ecdat tarih yazmış evlat okumaktan aciz." Der Necip Fazıl. Tarih öğrenmeyeler onu tekrar yaşamak zorunda kalır. Bilinçli nesiller yetiştirmek adına okumalı okutturmalı. Özellikle her eğitimciye düşen en büyük görev bu olsa gerek !
Kurtlar Sofrası
Kurtlar SofrasıArif Tekin Kutlu · NoktaKitap · 197561 okunma
632 syf.
10/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kitabın Adı: Oblomov Yazar: İvan Aleksandroviç Gonçarov Çevirmenler: Sabahattin Eyüboğlu-Erol Güney Sayfa: 622 Yazara Dair.. İ.A.Gonçarov Rus yazardır. Oblomov en ünlü eseridir. Dostoyevski tarafından tarafından kayda değer, itibarlı bir yazar olarak tanımlanmıştır. Anton Çehov kendisinden başarılı bir yazar olarak söz eder. Hiç evlenmemiştir
Oblomov
Oblomovİvan Gonçarov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202139bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Henüz Vakit Varken Gülüm
Kimine göre romantik komünist" kimine göre "mavi gözlü dev" Nâzım Hikmet. Okuduğum ilk Nâzım Hikmet kitabı. Ne bilgim ne de havsalam onu değerlendirmeye yeter. Ancak okuduğum onca şiir kitaplarına rağmen kendimden bir şeyler bulamadım. :( Ya da bir türlü kendimi veremedim. Kitapta beğendiğim şiirler şunlar oldu; ~Kerem Gibi (sayfa 22) ~24 Eylül 1945 (sayfa 49) ~Yaşamaya Dair (sayfa 62) ~Ben Beni Bir Daha Ele Geçirsem (sayfa 65) Pek anlamasam da Nazım'ı Türk televizyon tarihinin belki de gelmiş geçmiş en faydalı olan şu dizideki şiiriyle hatırlayacağım.. youtu.be/Y232Aom7GWo Kim bilir yaş ilerledikçe belki daha iyi anlarım seni mavi gözlü dev :)
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken Gülüm
Henüz Vakit Varken GülümNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 202223,3bin okunma
48 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Monna Rosa
Kitabın Adı: Monna Rosa Yazar: Sezai Karakoç Baskı: 24 Sayfa sayısı: 48 Kitapları okurken kitapların yazarlarından hep bir şeyler barındırdığını düşünürüm. Acıları, yaşanmışlıkları hayata karşı duruşları... Bu yüzdendir ki okuduğum her kitabın yazarının hayat hikayesini araştırırım. Bu kitapta da kısaca Sezai Karakoç'a bir göz atalım derim
Şiirler 1 -Monna Rosa
Şiirler 1 -Monna RosaSezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 20209bin okunma
339 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bana öyle geliyor ki, hayat dene mülâkata bu kitabı yazmak için geldim: Etimin eti,kemiğimin kemiği." Diyor Cemil Meriç. 38 yaşında görme yetisini kaybetmiş, o çok sevdiği kitaplarından mahrum kalmıştır. Ki bu onun için engel olmamıştır. En verimli dönemi bu süreçte görülmektedir. Cemil Meriç'i anlamak için hayat hikayesine de bir nebze hakim olmak gerektiğini düşünüyorum. Düşüncelerini daha iyi anlayabilmek ve mukayese edebilmek için. Bu kitabında doğu-batı ikilemine, sağ-sol mefhumlarına önemli tespitler de bulunmaktadır. Ortaya attığı aforizmalarla insanı düşündürüyor. Fikir işçisi olarak tanımlanması kesinlikle boşuna değildir. Tavsiye ederim okunması gereken bir kitap.
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma