Hesse etkinliğinden önce Hesse’yi yakından tanımak istedim. Kitaptan öğrendiklerimi notlar alarak yazmaya çalıştım. Mış, miş’li rivayet zamanıyla kullanmak istemedim yazının okunabilirliğini daha da karmaşıklandırmamak adına. Anlayabildiğim kadarı ile özet şeklinde aktarmalı bir yazı oldu . Değinmediğim bir çok şeyle birlikte genel olarak böyle
Bergson, fikirleri ve dinamik felsefesiyle, yaşadığı 19. Yüzyıldan itibaren birçok sanatçı ve düşünürü etkilemiş, beğenilmiş, tartışılmış ve hala konuşulmakta olan bir filozof. (Daha fazla detayı burada anlatmıştım: #40629364 )
Nurettin Topçu (1909-1975) ise, Avrupa’da eğitim görmek için girdiği sınavı kazanarak
'Köylü hayatı bütünüyle varkalmaya adanmıştır.'
'Varkalmacı sözcüğünün iki anlamı vardır. Belirli bir sınavı atlatan insanı gösterir. Aynı zamanda, başkaları yok olurken ya da ölürken yaşamaya devam eden birini de gösterir. Ben köylülere ilişkin olarak, sözcüğün bu ikinci anlamını kullanıyorum. Genç ölenler, göç edenler, dilenciliğe düşenlerden farklı olarak, köylüler çalışmayı sürdürdüler.'
.
'Onların Emeklerine' başlığı taşıyan üçlemenin ilk kitabı: Domuz Toprak.
Ne öykü ne roman türüne ait bu eser. Biraz öykü biraz şiir biraz novella ve biraz da deneme.
John Berger kitabın başında şunu diyerek ortaya çıkan eserin çeşitliliğinin kökenini anlatıyor sanki:
'Benim köylüler hakkında yazmam, hem beni onlardan ayırıyor hem de beni onlara yaklaştırıyor. Ne var ki ben, yalnızca bir yazar değilim. Ben aynı zamanda küçük bir çocuğun babasıyım, gerektiği zaman ekmek parası için çalışır iki elim; hikayelerin öznesiyim, konuğum, ev sahibiyim.'
Domuz Toprak köylere-köylülere yapılan bir güzelleme olmadığı gibi köylülerin destanı da değil. Berger'in köyleri mekan bellediği düşünceleri, hikayeleri aslında. Emektar insanlar da var bu sözlerde arkadan işler çeviren insanlar da..
Sanat yazıları ile tanıdığım Berger'i bu sefer farklı bir alan ve konuda okusam da anlatımındaki canlılık, kelimelerin bir resme ait renklermişçesine akması hiç de uzak hissettirmedi yazara.
.
Kapak resmi Jean François Millet'nin Angelus adlı çalışması iken; çeviride Taciser Belge yer alıyor.
Selam arkadaşlar,
Dertleşmek için uzun bir yazı yazacağım. Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın. Öncelikle konu bu güne kadar benim hiç karşılaşmadığım bir tespit olması hasebiyle iyi açıklamam ve gelecek tepkilerin belki de anlaşılmamaktan ileri geldiğini bildiğim bir konu olacak. Türk eğitim sistemindeki hatalar malumunuz. Bununla birilikte fark
Dünyanın en iyi tablolarından biri.
Paha biçilemez...
Neden?
Rus sanatçı Fedor Rishet Nikov'un yaptığı resim.
"1952 yılında yapılan "Yine düşük notlar " başlıklı resim.
Sınavı geçemeyen ve okuldan dönen bir çocuk ile ailenin ona nasıl baktığını anlatan bir resim...
Ressam onlara şöyle der:
"Ona köpeğin davrandığı gibi davranın. Çünkü köpek, başarılı olsun yada olmasın, kendisi için sever. ".
Elazığ’da doğan ve orada yaşayan Esra Gülmez, ilkokulu başarıyla bitirdikten sonra babası tarafından ortaokula gönderilmeyerek okuması engellendi. Genç yaşta evlendirilen Esra, zamanla üç çocuk annesi oldu.
Esra Hanım’ın büyük oğlu Emrah Anadolu Lisesi sınavlarına girdiğinde beklemediği bir sonuçla karşılaştı. O, oğlunun iyi bir puan alacağını