Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sanki içinde iki kişi yaşıyordu. Biri sıradan bir okul çocuğuydu, annesi babası ile günlük rutinlerine devam eden 1 numaralı kişilik diyecekti buna. 2 numara ise oldukça farklıydı, o gezer, doğaya, düşlere ve Tanrı'ya yakın dururdu.
Ancak, çocukken babası öldüğü za­man, annesi, babasının vasiyeti üzerine evini, tüm varını yoğunu sattı. Parayı altına çevirdi ve valizlerini alıp Kerbela'ya gittiler. Bir iki yıl sonra paralar harcandı ve yoksulluğa düştüler. Fakat Hacı binbir zahmetle, dişini tımağına katarak Hemedan'daki amcasının yanına gelebilmişti. Tesadüfen amcası öldü. Başka varis olmadığı için amcasının tüm varlığı Hacı'ya kalmıştı.
Reklam
agzim acik okuyorum allahim ALLAHIM NEY
Parmağını kan damlasını emmek için ağzına götürdü. Diğer elini günün kalan ganimetlerini çıkarmak için cebine attı. Bir cüzdan, iki kol saati, altın bir nikâh yüzüğü. Yüzük bir nebze suçluluk duymasına neden olsa da Muhaliflerin kaderi belirsiz olduğundan hayatta kalmak için ne gerekiyorsa yapması gerektiğini düşündü. En iyi olduğu alan da hayatta kalmaktı zaten. Ganimetini gizledi. Fakat cebinden çıkardığı son parça elinde kaldı. Hep yanında taşıdığı iyi şans tılsımı. Kaybolmasın diye gizlediği küçük, gümüş kurşun. Onu öldürmemesi mucize olan kurşun. Daha bebekken ailesinin dairesine giren bir hırsız onu vurmuştu. O gece anne-babası öldürülmüştü. O gece ablası kaybolmuş ya kaçmış ya da kaçırılmıştı ve bir daha ondan asla haber alınmamıştı. O gece uykuda olan güçleri uyanmıştı.
Sayfa 625 - evieKitabı okudu
RAHİP Doğrusu ne söyleyeceğimi bilemedim. Kıza yazık doğru, ama oğlana da yazık ... Düşünsene ya çocuğun babası o değilse!
Oopsss!
Zira Mustafa Meraki Efendi on altı yaşındayken babası tarafından evlendirildiğinde on iki yaşında bir kızla evlendirilmişti. Öyle ya! Kadının kocasından dört beş yaş küçük olması gerekmez mi?
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okudu
Bir çocuk, onu anne kompleksinden çekip çıkaracak bir babası olmadan her zaman çocuk kalır. Anneye bağımlıdır ya da dişil yönünü maçolukla bastırmaya çalışır.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
"...Bir çocuk neden mahzun olur? Ya itilip kakılmış, dövülüp sövülmüştür, ya karnı açtır, üşümüştür, onu ısıtacak, yedirip içirecek, koruyup kollayacak kimsesi yoktur ya da en çok da onu sevecek, başını okşayacak, bağrına basacak, ona kendini çok değerli hissettirecek, her ne olursa olsun ondan vazgeçmeyecek bir ana babası, yani sahibi yoktur..."
Salih’in ağası ve Salihlerin, Salihlerin, Salihlerin, binlerce Salih’in ağası, babası Çanakkale içinde vurulurken, yâd ellerde kalırken, Niko’nun ve Nikoların ağası yaman bir aşçı, yaman birer tüccar olmuştu. Haydi bu bir şey değil. Ama ya şu olan “Ufak tefek şeyler?”
Sayfa 35 - İLETİŞİM YAYINLARI-12. BASKI-2008-İSTANBULKitabı okuyor
Yediğimiz her şeyin evrime dayanan bir geçmişi var. Süpermarketlerdeki rafların her biri evrimin ürünleriyle dolu, ancak süt ürünlerinin üzerinde yer alan etiket bunu bize Jura Devri'nden kalma son kullanma tarihleriyle hatırlatmaz ya da meyve sebze reyonundaki etiketler mısırın Kolomb öncesi dönemde Amerikalılar tarafından 6000 yıl boyunca yapay seçilime uğratıldığı gerçeğini açığa vurmaz. Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin'le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.
Sayfa 13
Hızır
Biri varmış, biri yokmuş... Bir Padişah varmış. Bu Padişah bir gün tellallar bağırttırmış: "Kim bana Hızır’ı bulup getirirse ona ne isterse vereceğim," diye. Hızır’ı kim bulabilir? Hiç kimseden ses çıkmamış. Bir fakir adam varmış. Bir sürü oğlu uşağı varmış bunun. Karısına demiş ki: "Karı, nasıl olsa hepimiz nerdeyse açlıktan
Reklam
Biz neden böyleyiz?Öyle ya canım, bu anasının oğlu, babası bellisiz Zübük başımıza getirmedik bela bırakmamış.Hepimizin ayrı ayrı canını yakmış.Biz herbirimiz bunun ipini çekmeye gönüllüyüz, öyleyken neden bu uğursuzu daha aramızda yaşatırız, neden yalanlarına inanmayız da inanır görünürüz?Benimkisi korkudan..."Korku dağları bekler," demişler.İnsan yüreği dağ olsa bunca yalanın saldığı korkuya dayanmaz.
Sürya: (Göksel Tanrılar) Güneş yuvarlağını belirtir, güneşi simgeleyen tanrılar içinde en belirli olanıdır. Sürya'ya on kadar ilahi sunulmuştur. Sürya'nın gözünden, çeşitli yerlerde bah­ sedilirse de o, daha çok *Mitra ve *Varuı;ıa'nın, *Agni'nin ve başka tannlann gözü olarak anılır. O, her şeyi ve her yeri gö­ rendir; bütün
Küçük bir oğlan çocuğu, babasına özel bir ilgi gösterecektir ve onun gibi olmak, her yerde onun yerini almak isteyecektir. Çocuğun babası böylelikle özdeşleşmesinin nesnesi haline gelir. Bununla melankoli arasında özel bir alaka vardır; sevilen bir nesnenin reel ya da duygusal kaybı, melankolinin en dikkate değer uyarıcı sebepleri arasında sayılmaktadır. Bu tür vakaların başlıca özelliği, egonun kendisini amansızca küçük düşürmesidir ve buna, kendini acımasızca eleştirme ve sert bir biçimde suçlama eşlik eder.
Sayfa 102Kitabı okudu
Garba Açılan Pencere
O günden sonra, nerede bir tören, bir toplantı olsa, Müftü Efendiyi nutuk söylemeye çağırdılar. Müftü Efendi de her gittiği yerde hep o nutku tekrarlayıp durdu. Yalnız nutkun içinden "tren" kelimesini çıkarıyor, geri kalanlarını olduğu gibi söylüyordu. Nutuk herkese o denli güzel geldi ki, hiç birimiz nutku tekrar tekrar dinlemekten
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Yalnızlık
Narsist insan, aslında kendi anne ya da babasının narsisizminin ürünüdür. Bir başka deyişle, vaktiyle anne ya da babası onu kendi uzantısı olarak algılamış olduğu için kendisi de diğer insanları öyle algılar.
Sayfa 117Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.