Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
•Gülümseme•
...Aslında "doğal seçilim" başlığı altına girmeyen bu tür (şans meleği veya ihtimaller de dahil) birçok kural var. Yine de ultra-Darvinciler, öğrenilmiş olanlar dışında neredeyse tüm özelliklerin doğal seçilimin ürünü olduğu görüşüne sadakatle yapışmıştır. Onlar için, pre-adaptasyon, olasılık ve benzerleri evrimde sadece ufak bir rol
"Yani, O'nun (Allah) vücudu zâtîdir..." Şimdi geldik benim kelimeye, benim kelimenin adı "zâtî". Bunu ezberleyeceğiz. Zâtî demek, kaynağı kendinden olan demektir. Peki sıcaklık zâti midir? Zâtîdir. Neden? Kaynağı Güneş. Peki soğukluk zâti midir? Hayır. Neden? Çünkü sıcaklığın olmaması soğukluktur. Işık zâti midir? Evet. Kaynağı belli, Güneş. Karanlık zâtî midir? Hayır. Neden? Işığın olmaması karanlıktır. İman zâtî midir? Evet. Küfür, yani inkâr zâtî midir? Hayır. İmanın olmaması küfürdür. Bu yüzden hepiniz mesulsünüz etrafınızdakilerden. Şimdi tamamen dikkatleri bana verin. Bir kaşık suyu başkasına atsam, bir bidon suyu da size atsam hanginiz daha çok ıslanırsınız? Siz ıslanırsınız değil mi? Peki, çok önemli bir soru geliyor: Okyanusa bir bardak suyu mu boşaltsam daha çok ıslatırım, bir bardak suya okyanusu boşaltsam mı daha çok ıslatırım? İkisi de değil. Çünkü zâtî olan ıslaklığı içinde barındıran bir şey, yani islatan bir şey islanamaz. Onda ıslaklığın mertebeleri olamaz çünkü ıslaklık onun zâti özelliğidir. Nasıl ıslaklık onun zâtî özelliğiyken, daha ıslak veya da yorumları asla yapılamazsa, yaratma özelliği için de zâ /Yaratıcı'yı "Kim yarattı?" diye ahmakça bir soru sorulmaz!
Reklam
"...Unutulur gibi değil. Zihnimde, genç Kızlığımdam bu yana hiç düşünmemiş olduğum bir soru uyandırıylrsunuz Hepsi bu mu? Yani, hepsi bu gündelik dünyadan ibaret mi? Acaba bir yerlerde, anlayanlarımız için, bizleri bekleyen tanrısal güzellik ve görkemler olamaz mı? Yeter ki bunu görmeye ve sahiplenmeye cesaretimiz olsun... Evin içi öyle sessiz ki! Keşke şimdi burada olsaydınız da size şahsen teşekkür edebilseydim. Harika bir şey yapıyorsunuz. Dünyaya, hayattan kaçmasını öğretiyorsunuz!"
Can YayınlarıKitabı okudu
– Söyleyin, buraya gelmeye nasıl razı oldunuz, diye sordu. Sizi çağırışım, bütün mektubum saçma… Durun, nasıl olup gelmeye razı olduğunuzu tahmin edebilirim ama niçin geldiniz, işte asıl sorun? Sadece korktuğunuz için mi geldiniz? Katerina Nikolayevna ürkek, dikkatli dikkatli onun yüzüne bakarak: – Sizi görmek için geldim, dedi. İkisi de çok
...Yoldaş başkan kaşlarını kaldırıp onlara baktı fakat hiçbir şey söylemedi. Doğruca evine gitti, iki gün boyunca da dışarı çıkmadı. Üçüncü gün çapasını aldı ve tarlalara döndü. Yüzündeki şişlikler epeyce inmişti. Tarlaya geldiğinde herkes etrafını sardı ve onu soru yağmuruna tuttu. Hâlâ ağrısı olup olmadığını sorduklarında başını salladı. "Acı çekmek o kadar kötü değil de, lanet herifler uyumama izin vermediler. Bu en büyük işkenceydi." Yüzünden yaşlar süzülürken Yoldaş Başkan devam etti: "Nihayet kimin ne olduğunu anladım. Ben size her zaman kendi çocuklarım gibi sahip çıktım, ama benim başım derde girince yanımda sadece şansım vardı. Hiçbiriniz yardım etmeye çalışmadınız."
Sayfa 172 - jaguarKitabı okudu
Onlara yeni bir dostunuzdan söz ettiğinizde size onun hakkında hiç bir zaman önemli şeyler hakkında soru sormazlar:Hic bir zaman "Sesinin tonu nasıldır?Hangi oyunlardan hoslanir ?Kelebek koleksiyonu yapar mi ?demezler.Bunun yerine hep Kaç yaşında?Kaç erkek kardeşi var ?Kaç kilodur?Kaç para kazanıyor?"gibi sorular sorarlar .Sadece bu soruların cevabını alınca onu tanıyacaklarını sanırlar.
Reklam
Bilgisayarlar düşünebilir mi?
Bu noktayı açıklamak için bir düşünsel deney düzenledim: Bilgisayar programcılarının bilgisayarın Çince anlamasını sağlayan bir bilgisayar programı hazırladıklarını varsayın. Örneğin bilgisayara Çince bir soru verdiğinizde, cevapları hafızası veya veri tabanında eşleştirip, uygun cevabı Çince verebiliyor. Ve düşünün ki bu cevaplar ana dili Çince
Sayfa 61 - Üç aylık Düşünce Dergisi, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, Sayı: 13 Yıl: 1998Kitabı okudu
DAVA ÖNCESl FGBnin alıp götürdüğü bir insana ne olur? 1937nin Çekası tarafından, Soljenitsynin Çekası tarafından ve Soljenitsynin Gulagına götürülen insanlardan söz etmiyorum; günümüzün vergi mükellefleri tarafından giderleri karşılanan, Çekanın modern hali olan bir örgüt tarafından alıp götürülen bir insana ne olur? Hiç kimsenin elinde bu konuyla
Birisiyle tanıştığınızda size sorduğu ilk şeylerden biri "ne ile uğraştığınızdır." Bu masum soru aslında şunu demektedir. Ben, hayatını nasıl kazandığına göre seninle ilgili bir yargıya varacak ve sana, mesleğine göre belli bir sosyal statü yakıştıracağım. Bu soru insanlara o kadar sık sorulur ki onlarda kariyeri ile bütünleşirler; "ne ile uğraştıklarını" kendi özkimlikleri yerine koyarlar ve mesleklerine hak ettiklerinden daha fazla toplumsal değer verirler.
Sayfa 83
Açık uçlu bir soru tam olarak nedir? Kapalı bir soruya bakarak başlayalım. Kapalı bir soru, kısa bir “evet” veya “hayır”la cevaplanabilen bir sorudur. Konuştuğunuz kişiyi size talep ettiğinizden daha fazla bilgi sunmaya teşvik etmez. Eğer bu insan herhangi bir dalaverenin peşindeyse, kapalı bir soru kapıyı daha fazla şey öğrenme fırsatlarınıza kapatır. Kapalı sorulara örnekler şunlardır: “Rakiplerimizden biriyle mi görüşüyorsun?” “6:15 uçağıyla New Jersey’ye gittin mi?” “Akşam çıkmadan önce o raporları masama bıraktığından emin misin?” Şu şekilde sormuş olsaydınız, nasıl farklı bir karşılık alabileceğinizi hayal edin: “Continental Metrics yerine bizimle anlaşma yapmayı tercih etmeye nasıl karar verdin? “Havaalanına doğru yola çıktıktan sonra ne oldu?”“Ofisten çıkmadan önce başka neyi tamamlamaya çalışıyordun?” Temel çizgiyi belirlerken açık ve kapalı sorular sorabilirsiniz. Bununla birlikte şüphe duyduğunuzda, sorduğunuz soruların biçimi oldukça önemlidir.
Reklam
Duyguları gözlemlemek
Evet. Kendinize şunu sormayı alışkanlık haline getirin: Şu an da içimde ne olup bitiyor? Bu soru size doğru yönü gösterecektir. Ama, onu analiz etmeyin, sadece izleyin. Dikkatinizi içinizde odaklayın. Duygunun enerjisini hissedin. Eğer bir duygu mevcut değilse, dikkatinizi daha derinlere, bedeninizin içsel enerji alanına yöneltin. O, Var'lığa açılan kapıdır.
Felaketlerin Kaynağı Özel Mülkiyet Toprağa, taşınmaz mülklere tapu dağıtmak uygarlığın ve çağdaş olmanın değil özel mülkiyet ve dolayısıyla miras yoluyla vahşi sömürgeye kaynak aktarmanın bir aracı olarak felaketlerin yaşanmasının başlangıç noktasıdır. Çok yakın zamanda Kahramanmaraş ve civar on bir ilde çok yıkıcı bir deprem bize özel
İkinci Adam YayınlarıKitabı okudu
Dersi öğrencinin size soru sormasını sağlayacak biçimde anlatın Siz derste bir öğrenciyi kaldırıp soru sorabilirsiniz, bu çok yaygın bir öğretmen alışkanlığıdır. Klasik öğretmenin yansıttığı tablo "burada soruları sadece ben sorarım” tablosudur. Çağını ve çağrısını idrak eden bir öğretmen böyle yapmaz. Öğrencinin aklına soruların takılmasını ve bu soruları büyük bir rahatlık ve özgüvenle sormasına zemin hazırlar. Soru sorma kıvamı öğrencinin dersi yüksek düzeyde kavradığını gösterir. Her şeyi sizin anlattığınız şekilde anlayan bir öğrencinin zihni sorgulayıcı, tashih edici özelliği olmayan bir zihindir. Sizin anlattığınız şeyin bir sonrasına sıçrayabilecek bir zihin oluşturmak lazımdır.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.