Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
VADİNİN EN ZENGİN İNSANI Bir zamanlar uzak ülkelerden birisinde, verimli toprakların bulunduğu bir vadide Şeka adında kibirli bir adam yaşardı. Uçsuz bucaksız topraklarında at sırtında gezip sahip olduklarıyla gururlanmayı seven, çok cimri bir adamdı bu. Bir gün yine atıyla gezerken Salih adında ortakçı bir köylüyle karşılaştı. Salih, büyük bir
Sonra öğrencilerini düşündü: "Benden daha iyi şartlar altında yetişiyorlar: bir kere, on sekiz yaşında üniversiteye gidiyorlar." Hayalindeki öğrencilerini karşısına aldı, onlara biraz başka dersler vermek istedi: "Bakın beyler," dedi onlara, "Ben yirmi yaşında üniversiteye gidebildim, yani sizin dördüncü sınıfa geçtiğiniz
Sayfa 145 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Okunmaya o kadar değer ki
LEV TOLSTOY, İTİRAFLARIM’DAN Eğitimli ve bilge kişilerin ortaya koydukları akla dayalı bilgi yaşamın anlamını reddederken büyük insan kitleleri, bütün insanlık, bu anlamı akıldışı bilgiyle algılıyordu. Bu akıldışı bilgi ise inançtır, tam da benim kabul edemeyeceğim şey. Bu, Tanrıdır; altı günde yaradılış, şeytanlar ve melekler ve diğerleri.
28 Ağustos
Eğer hastaliklarima derman olacak bir şey olsaydı. Onu kesinlikle burada bulurdum. Bugün benim doğum günüm ve günün erken saatlerinde Albert 'tan bir paket aldım onu açtığımda içinden charlotte 'un onu ilk gördüğümde üzerinde olan kıyafetinde bulunan pembe kurdelelerden birinin olduğunu gördüm onlardan birini bana vermesini defalarca ondan rica etmiştim. Bunun dışında kutunun içinde wethstein homeros cep kitabı vardı ve bu benim çok dilediğim bir boyuttu çünkü yürüyüşlerim sırasında ernestine'ın versiyonunu taşımak çok zor oluyordu. Gördüğün gibi onlar benim dileklerimi önemsiyorlar. Onlar dostluk konusundaki küçük ipuçlarını fark ediyorlar bunlar daha üstün şeyler. Kurdeleyi binlerce kere öptüm ve beni en güzel neşelerle dolduran o güzel günleri her nefesimde cigerlerime çektim. Maalesef ki bu bizim kaderimiz wilhelm bu konu üzerinde çok fazla durmuyorum çünkü yaşamın çiçekleri sadece görseller kaç tanesi ölüp gidiyor ve hic biriz bırakmıyor? Kaç tanesi meyve verebiliyor? Meyvelerin kaç tanesi olgunlasabiliyor? Yinede çiçekler yeterlidir. Bizim bu kadar acıdan sonra olgunlaşip bozulmamiz çok garip degilmi dostum elveda bu harika bir yaz sık sık charlotte 'un meyve bahçesindeki ağaçlara tırmanıyor ve en üst dallardaki armutları sallıyorum o aşağıda duruyor ve düştükleri zaman onları yakalıyor..
"1944'te kürsünün başına geldiğime göre, aşağı yukarı on yıldır bir şeyler öğretmeye, bilimin ve araştırmanın ne olduğunu anlatmaya çabalıyorum. Şimdi bile üniversitedekileri kendi hallerine bıraksam, çoğu eskisi gibi çarpma - bölmeye dönecekler. Mühendisliğin bu işlemler ötesinde bir şey olduğunu ve bilimin, beş katlı apartman yerine on
Sayfa 144 - İletişimKitabı okudu
26 Nisan
Bugün, Blake Edwards’ın –başoyuncu Peter Sellers– “The Party” [Tatlı Budalar] adlı filmini gördüm. İyi niyetli ve korkunç sakar bir adamın hikâyesi. İlk defa bir komedinin, beni bu kadar yorduğunu, bana acı geldiğini gördüm. Öyle bir insan ne yapabilir? Ya bütün hayatınca, kendinin ne olduğunu bildiği için, hiç kıpırdamadan, tırnağını
Sayfa 4 - İletişim Yayınları - Bütün Eserleri 6 - *Marmaledov: Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sında Raskolnikov’un âşık olduğu Sonya’nın alkolik babası.Kitabı okuyacak
Reklam
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Eşref Edip ve Bediüzzaman -RÖPORTAJ -1952
IZDIRABIM İstanbul seyahatinden muzdarip olup olmadığını sordum. Üstad; “Bana ızdırap veren, dedi, yalnız İslâm’ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi, onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içine girdi. Şimdi mukavemet güçleşti. Korkarım ki cemiyetin bünyesi buna dayanamaz çünkü
Ağır çok ağır geçiyor saatler, günler, haftalar, aylar. Buraya gireli neredeyse bir yıl olacak. Mırıltıyla ve kırk saniyeden fazla konuşmayalı tam on bir ay, yirmi gün var. Yine de, bir kere, yüksek sesle konuşma fırsatı buldum. Üşütmüş, çok üşütmüştüm. Hastalığımın doktora çıkmak için yeterli bir gerekçe olduğunu düşünerek listeye yazıldım. İşte
Evim şehrin en tenha köşesindedir. Hem yürüyor, hem şarkı söylüyordum. Neşeli olduğum zamanlar, sevincini paylaşacak dostu, ahbabı olmayan kimsesiz her mutlu insan gibi ben de mutlaka bir şeyler mırıldanırdım. Tam o sırada başıma hiç ummadığım bir serüven geldi. Kanalın parmaklığına dayanarak duran bir kadın gördüm. Parmaklığın demirine abanmış,
Reklam
Mustafa İnan, ben kalıbımın adamı değilim, bünyem de ne kadar zayıf diye üzülüyordu. Ben çocukluğumdan beri bir türlü düzelmedim doktor. Damdan düştükten sonra bir daha, dört yaşımdan beri tam olarak kendime gelemedim. Bugüne kadar bütün hayatım boyunca geçim sıkıntısı çektim sayılır. Borçtan çok korktuğum halde gün geldi asistanlarımdan bile borç
"Tanrı'm çayı demledim, daha önce hiç bu kadar ölmemiştim"
__Görülmemesi gereken şeyler gördüm...İnsan öyle şeyler görmemeli. Üstelik ufaktım da ben... Bir askerin, koşarken sanki sendeler gibi olduğunu gördüm. Yere düşüyor. Uzun süre eliyle tırmalıyor toprağı, çekip bağrına basıyor... Savaş esirlerimizin köyün içinden geçirilişini gördüm. Upuzun sıralar halinde. Üzerlerindeki yırtık, yanmış
Sayfa 211Kitabı okudu
Komşu ebeler de, doğum günümü, saatini dikkate alarak, birincisi, hayatta mutsuz olacağımı, ikincisi, hayalleri, ruhları görmeye hak kazanacağımı ileri sürmüşlerdi. Onların inancına göre, hangi cinsten olursa olsunlar, cuma gecesinin geç saatlerinde doğan bütün çocuklarda bu iki özellik olurmuş. Dünya gerçekten benim coğrafya kitabımın belirttiği
Bir Kerameti
Sami Efendi hazretlerinin, bu eserle ilgili bir de kerametlerine şahid oldum: O yıllarda bir sene böbreklerimde rahatsızlık vardı. Konya'ya geldiğimde, Doktor Ali Kemal Bey, Ankara'nın Ayaş'ındaki kum döken kaplıcalara gitmemi tavsiye etti. İçmeceler diyorlardı. Oraya, gittim. Burada iken, üç gece üst üste Sami Efendi'yi
Sayfa 318 - Kaynak Yayınları, 6. Baskı (2010)Kitabı okudu
_Rüyamda bir kelebek olduğumu mu gördüm, yoksa şu an insan olduğumu düşleyen bir kelebek miyim, bilmiyorum. Chuang Tzu _Mükemmel bir insanın zihni ayna gibidir. Hiçbir şeyi kavramaz ve hiçbir şeyi ummaz. Böylece mükemmel insan hayatın içinde hiçbir çaba harcamadan hareket eder. ****** _Kalpteki incelik sevgi yaratır; sözlerdeki incelik güven
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.