Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ölümün bir acıyla durdurulduğu yüzümle Geri çekilmiş yüzümle, geri çekilmişliğe dargın yüzümle Öyle bir çelişki gibi ölümsüz Yaşamakta olurum.
Sayfa 407 - YKY
Çelişki seni öldürür. Çelişki işkencedir. Çelişki buz tutmuş bir göldür. Çelişki buz tutmuş gölün çatladığı andır. Çelişki, göldeki çatlağa saplanıp donmaya başlamandır. Çelişki, yardım istemek için açtığın ağzına dolan sudur.
Reklam
Tağut ve deccal’ın ortak özellikleri
1- Allah'a asi yapar, kulluktan çıkarırlar 2- İslam düşmanıdırlar 3- İnsanı dinden çıkarır, müşrik yaparlar 4- Onlarda Allah'ın sıfatları yoktur (zaten Allah birdir, eşi ve benzeri yoktur). Onlar ise bir değil, çokturlar, birbirlerine benzerler. Yani hakiki manada: .yaratamazlar (sinek dahi, Hacc Suresi:
HİS YALANCISI
Patlayan kabuk adına, Düşen gökyüzüne, Tüten bulutlara, Üflenmiş umutların siyahında. Bir çelişki var, Biraz sakinleşir durur, Kozyatağı üzerinde.
İnsan hem ya­pan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır. Bu çelişki onun, kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçleştiren en önemli etmenlerden biri olmuştur.
Duygularla olduk olmadık anlamlara bürüyüp aşık oluyor, o kişi tarafından istenmediğimizdeyse soyumuz kuruyacakmış gibi krizlere giriyoruz. Hayır, kurursa kurusun, bu çağda böyle ilkel yaklaşımlar da nedir? Çelişki tam burada işte. Aklını korteksine toplayıp sistemi reddedenlerin genleri devam etmiyor. Akıllılar ölüp gidiyor yani, hadi geçmiş olsun. Biz, hayatta kalan diğer kafasızların torunlarıyız özetle. O yüzden dedelerimiz ve ninelerimizle aynı tuzaklara düşüyor, hâlâ armut gibi aşık oluyoruz Osman.
Sayfa 113Kitabı okudu
Reklam
Çelişki de buradaydı zaten. Yemeğe ihtiyacı olduğu zamanlar kimse yemek vermediği gibi yemeğe de davet etmemişti. Oysa şimdi binlerce yemek satın alabilirdi, paraya pula ihtiyacı yoktu, ama tuhaf olan şimdi sağdan soldan yemek davetleri almasıydı. Neden ama?
Marx'a göre üretici güçler (insani emekgücü, çalışma tarzı ve maddi üretim araçları) gelişmelerinin belli bir aşamasında hakim üretim ilişkileriyle (mülkiyet ve iktidar ilişkileriyle) çelişkiye dü­şer. Bu çelişki üretici güçlerin sürekli gelişmesi sonucu ortaya çıkar. Endüstrileşme, feodal-benzeri mülkiyet ve iktidar ilişkile­riyle çelişkiye düşen yeni üretici güçler üretir. Bu çelişki üretim ilişkilerinin değişimi yönünde baskı yapan toplumsal krizlere yol açar. Çelişki, proletaryanın burjuvaziye karşı yürüteceği, komü­nist toplum düzeninin kurulmasıyla sonuçlanacak mücadelesiyle çözülecektir.
Pdf
Bugüne kadarki bütün toplumlar, görmüş olduğumuz gibi, ezen sınıflarla ezilen sınıflar arasındaki çelişki üzerinde var olur.
Reklam
"Biz insanlar çelişki dolu tuhaf yaratıklarız. Baksana halimize, kendi inşa ettiğimiz hapishanelerde yaşıyoruz - adına ev, aile, akrabalar, töreler diyerek... Sonra bu duvarların arasında boğulup, çıldırıyor, ama yıkılmasın diye de uğruna hayatımızı siper ediyoruz...
İnsan hem yapan, hem bozan, hem seven, hem kıran bir varlıktır. Bu çelişki onun, kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçlendiren en önemli etmenlerden biri olmuştur.
Sayfa 15 - Remzi Yayınevi / Birey ve ToplumKitabı okuyor
+1
Diri diri parçalara bölündüğüm duygu­suna kapılmıştım uzun zamandır.Bedenim olsa neyse,ruhum da kalbimle çelişki halindeydi sürekli;anlaşamı­yorlardı bir türlü.Garip bir dağılma,çözülme sürecin­den geçiyordum.
Sayfa 58 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
"Benim kastet mediğim özgürlük..." Günümüzdeki gibi zamanlarda, içgüdülerine bırakılmış olmak, fazladan bir beladır. İçgüdüler birbirleriyle çelişir, birbirlerini bozar, yıkarlar; modernliği fizyolojik öz-çelişki olarak tanımlamıştım. Eğitimin aklı, demir bir disiplin altında, bu içgüdü-sistemlerinin en azından bir tanesinin, bir diğerinin kuvvet kazanması, güçlenmesi, egemen olması uğruna felç olmasını ister. Bugün birey, ancak budanarak olanaklı kılınmalıydı: olanaklı, yani bütün... Tam tersi oluyor: bağımsızlık, özgürce gelişme, laiser aller talebi tam da hiçbir dizginin yeterince sıkı olamayacağı kişiler tarafından en ateşli bir biçimde öne sürülüyor — politikada da böyle, sanatta da. Ama bu dekadansın bir belirtisidir: bizim modern "özgürlük" kavramımız, içgüdü-yozlaşmasının fazladan bir kanıtıdır
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.