"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
• Evlendikten sonra birincil aileniz, eşiniz ve çocuklarınızdır.
• Evlenen değişir. Evlendiği halde bekârlığını sürdürmeye çalışan, evliliği hazmedememiştir.
• Evlilik, güç birliğidir, güç savaşı değildir.
• Evlilikte iki tarafın da kendine ait özel alanı olmalıdır. Bu kafasına göre takılmak değil, birey olmasının koşuludur.
•Evlilikte
YouTube kitap kanalımda Victor Hugo'nun Sefiller ve diğer kitaplarını nasıl daha bilinçli okuyabileceğinizi anlattım: ytbe.one/nYN27KVPeFY
Sefillik* temalı bu inceleme bana 13 gün boyunca arkadaşlık etmiş 1724 sayfalık dünyanın en uzun sefalet destanının sadece birkaç sayfalık özüdür. Elek hayat, elekten geçemeyen taşlar ise sefil
Suzan Defter.
Ayfer Tunç'tan; Dünya Ağrısı, Kapak Kızı, Yeşil Peri Gecesi, Osman, Mağara Arkadaşları, Aziz Bey Hadisesi, Evvelotel-Saklı, Ömür Diyorlar Buna, Bir Mâniniz Yoksa Annemler Size Gelecek ve Kırmızı Azap’tan sonra okuduğum 11. kitap...
Suzan Defter, 127 sayfalık ince bir roman…
Ayfer Tunç’un çok özgün bir çizgisi var. Bunun sadece
-Spoiler içermez-
Her ne kadar çocuk kitapları kategorisinde yer alsa da bu bir yetişkin masalıdır. Haklı ile güçlünün savaşıdır. Bir sistem eleştirisidir, hem de bizden bir yazarın bize dair eleştirileridir. Tanıdığım en iyi masal anlatıcısının öğüt niteliğindeki bir başka kitabıdır.
Filler diyarının sultanı bir gün karınca denen hayvanların
İncelemeye geçmeden önce şunu belirtmeliyim ki, bu satırlar kitabın okunması tamamlandığında sıcağı sıcağına kaleme alındı. Yazacaklarım her zaman olduğu gibi kişisel görüşlerimdir. Mutlak doğruluk ya da hedefi 12'den vurma iddiası taşımamaktadır...
Jose Saramago, ülkemizde önceden bir avuç insanın haberdar olduğu ama özellikle ölümünden sonra,
Korku çok insani bir duygudur. Korkmayan aptaldır zaten. Ben de korkuyorum ama korkak değilim. Cesaret korkuya rağmen bir şeyin üzerine gitmektir. O yüzden cesur olmak zorundayız. 🕊️
#Haluk Bilginer
Ürkek ruhunun sahte coşkusuna ihtişamlı bir gömlek dikmek istiyorsan, arzuyla okumalısın bu eseri..
İhtişamının ardına sakladığın esaret, böylece bedeninde hayat bulan cesaret olur belki.. Ve görürsün, inanmanın ne zor, ne kolay ve ne denli kişisel bir eylem olduğunu...
Korku ve TitremeSoren Kierkegaard · Pinhan Yayıncılık · 20151,704 okunma
''Kötü bir barış, savaştan daha berbattır.''
-Tacitus
Savaş... tanımından başlayalım. Savaş, en az iki farklı ülkenin birbirleri üzerinde farklı çıkarlar doğrultusunda başlattıkları bir akımdır ve bu zaman zaman artabilir. Peki ya iç savaş, mahalle, şehir, ev, esnaf, kelimeler savaşı? Peki ya parti savaşı? Savaş bu kadar, bu derece indirgenebilir
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ
KAHRAMAN ORDUMUZA
👉1-Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
İstiklal Marşımız "korkma" diye başlar. Biliyorsun ki bu, Resûl-i Ekrem'in Sevr mağarasında Ebû Bekir'e söylediğidir. Bunlar tesadüf değil." (İsmet ÖZEL)
İstiklâl Marşı'nın ilk kelimesi KORKMAdır. Buradaki korku ne can
Var olduğumuzdan beri insan doğası bizler için hep soru işareti oluşturmuştur. Geldiğimiz noktada bile insanı, bu gizemli varlığı tam olarak anlayabilmiş değiliz. Yazar da insanı, insana anlatmaya çalışmak gibi zor bir işe girişmiş.
Ahlak, erdem, cesaret, korku, kıskançlık, merhamet gibi birçok kavramı ele alıyor. Bu kavramların yerine göre iyi
24 saati 71 sayfaya sığdıran Stefan Zweig...
Bir yaşamın gerisinde kalan çöküşleri kaç satırda okudum bilmiyorum. Stefan neden hep insanların hayat boyu hissedeceği duyguları ince ince işliyor? Gelin bir de kendinizi bu kitaplarda aramayın.
Yine zavallı insanlar, yine hissiz insanlar ve yine nankör varlık olan insan topluluğu. Bütün duyguları
Doymak bilmez insanoğlunun iştahını kabartan yeni dünyanın nimetlerine ulaşmak gibi aptalca düşler uğruna acımasızlığın sınırlarını zorlayan bir avuç istilacının yarattığı kaosun içinden çıkıp, karanlığın yüreğine bir yılan gibi kıvrılarak yol alan, incelikli bir dehşet.Yazarın hayat tecrübesi, ya da haddinden fazla melankolik hâlet-i