Makyajsızdır bu güzel çehreler
Yüzlerini sen pudrasız bırakma Allahım
Ya kaldır şu FaceSwaplarını
Ya fondotensiz bırakma Allahım..
Toplanın ey Goriot Baba’nın kızları,siz de Laios’un şişikliği kollarına vurmuş dar t-shirtlü oğulları.Bu kitap size inmiş İncil’dir.Gelin okuyun,topluca okuyun ve resmini instagrama Brazil Santos’la beraber atmayı
Fakir Baykurt bu romanı ile;
1970 TRT Sanat Ödülleri (Tırpan),
1971 Türk Dil Kurumu Roman Ödülü (Tırpan), 1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülünü (Tırpan)
olmak üzere üç tane ödül almıştır. Komik olan ise, Fakir Baykurt bu romanını ilköğretim müfettişliği görevinden
Kabul ediyorum ben hiçbir kitapta böyle hırpalanmamıştım. Gerçekleri böyle sert, isyankar dille duymak insana acı verebiliyormuş. Ki bunu yazar çok güzel başarmış. Ve ben bende yarattığı hisleri içimden dökmezsen içim- içimi yiyecek :)) Oyalanmadan incelememe geçeyim.
Kim bu "Küçük adam"lar? Yoksul, beş parasız insanlar mı? Yoksa
Ben de şiir okurum bazen :)
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Karadutum şiirini seslendirmeye çalıştım. Vaktiniz varsa bir dinleyin bakalım nasıl olmuş acaba?
youtu.be/nDfzL1bQShg
Kemal Sayar kitaplarındaki kendinizi yazara yakın hissettiren üsluba alışkın okurlar için yeni şeyler söylemeyeceğim. Bu eserler hakkında benim en çok dikkatimi çeken nokta; Psikiyatri, tasavvuf, modern dünyanın sorunları ve medeniyetimizin bu sorunlara ilişkin cevaplarıyla ilgili çok derin konuları sıradan insanların anlayabileceği bir üslup ve
Haydi 1 den 337 ye kadar bir sayı söyleyin , ben de size müzik listemden denk gelen şarkıyı söyleyim , sizde açıp dinleyin . Bakalım şansınıza ne çıkacak???
Hayatında bir tane köy romanını eline almayan, birkaç tane Türk Klasiğini dahi okumayan insanların köy çocukları üzerinden çıkar sağlamasına göz yuman kitleler kandırıldık, aldatıldık demeye mahkûmdur. Toplumcu Gerçekçi Edebiyat sizlere yapılan yardımları reklam "gösteriş" olarak yansıtan çıkar sahibi insanları ayırt edebilmeniz
Ömer Hayyam; İranlı matematikçi,şair,filozof ve astronom; İran ve Doğu edebiyatında rubai türünün kurucusudur. Doğu’da şair kimliğiyle tanınsa da matematik bilgisi ve yeteneği zamanının çok ötesindeydi. Binom açılımını ve bu açılımlardaki katsayıları buldu. ‘’Celali takvimini oluşturdu. Çeşitli bilim dallarıyla ilgili eserler yazdı. En ilginci de,
Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri bir gün Arafat Tepesi’nde oturuyordu. Nefsi ona şöyle fısıldadı:
“Bâyezîd! Senin bir benzerin var mıdır acaba? Kırk beş defa haccettin ve günde bir hatim indirdiğin için binlerce defa hatmetme bahtiyarlığına eriştin.”
Bâyezîd-i Bistâmî Hazretleri, nefsinin bu kendini beğenmişliğine üzüldü. Derhâl toparlandı ve
Li-3, değerli Rastafaryan, sen de ben gibi Çerkes, Abhaz mısın? Öylesin galiba Yasinciğim. Öyleyse, öyle evet, bu iletim sana ithaf olsun. Sen anlarsın beni.
Biz kendimizi hiç ifade edemedik galiba. Yok be ne alaka, biz kendimizi çok iyi ifade ettik aslında. Ettik de, insanlar değil atlar anladı.
Gülmüyor musun? Kimse gülmüyor mu? Dinleyin öyleyse. Herkesin gülmesini istiyorum. Hadi bakalım.. Kalkın ayağa ve gülün! Güldüğünüzü görmek istiyorum, anlaşıldı mı, gülün!
YouTube kitap kanalımda Mürebbiye kitabında en sevdiğim kısım olan Kadın ve Yeryüzü novellasını önerdiğim videoyu izleyebilirsiniz: ytbe.one/bvZ6WLQv0uY
Anılarımın adamı Zweig beni yine yanıltmadı. Bakalım bu kitabında neler demiş bize Bay Zweig?
Mürebbiye öyküsünde, her şeyin arkasında yalan ve bir kasıt arayan çocuklar meydana çıkıyor.
"Beni dinleyin Bay Scott, “dedi. "Tam bir cehennem hayatı sürmüş bu hayvan. Çektiği onca çileden sonra kalkıp da şimdi karşınızda kuzu gibi davranmasını bekleyemezsiniz ki! Durun bakalım, azıcık zaman tanıyın ona."