Şu karantina günlerinde eskiye özlem çekiyorum: Büyüdüğüm sokaklara, özgürce saçmalayabildiğim insanlara, Yeşilçam filmlerine, Zeki Müren'e, Beyaz Show'a hatta.
Ne güzellikler çıkıp gitmiş hayatımızdan, koşuşturmalar çabuk unutturmuş hepsini. Yeni zevkler üretmişiz kendimizce, doğadan, doğallıktan uzak: Mesela kırmızı araba alcam demişiz kendimize en fazla, ya da üst katlarda balkonu kocaman bir daire. Unutmuşuz kırmızı gelincikleri, yemyeşil çimlere uzanışımızı, gökyüzünün o zamanlarki kadar mavi oluşunu... Maddeye vermişiz mücadelemizi, uyuşturmuşuz beynimizi, borçlanmışız mutsuzluğa..
Şimdi biraz daha içimize döndük, kendimizle baş başa kaldık, bir şeyleri fark edip ne kadar değerli olduklarını hasretle hissettik çoğumuz.
Bu fırsattır belki de, bize yarayacak şeyler alarak çıkarız bu süreçten, akıllanırız, daha çok severiz, daha çok kıymet biliriz...
İyi ki anılar var, bir zamanlar mutlu olduğumuzu hatırlatarak umudumuzu hep diri tutan anılar...
Uçurtma uçurmak istiyorum şu an, çocukken doya doya uçuramamıştım.