Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
gözleri aşkın ve ayrılığın anayurduydu. buğusunu güzel sözlerin emdiği uzun bir günbatımıydı ağzı. bu yüzden bir sızıydı herkesin içinde. başını kaldıran da eğen de aynı umutsuz uzaklıkla dururdu. gülüşü, dağılmış orduları önce toparlar, sonra yeni bir yenilgiye sürerdi. ben, kalbim ağzıma kadar büyümüş, köküne su yürüyen ağaç yaprakları gibi
Ortaçağ’ın en büyük İrlandalı düşünürü John Scottus Eriugena Tanrı’yı saf boşluk olarak betimlemiştir. Muhtemelen dünyanın en karizmatik öğretmeni olmayan Eriugena, (söylentiye göre öğrencileri kalemlerini vücuduna saplayarak öldürmüştür onu) yaşlı Mathers gibi terslemeye ve çürütmeye düşkündür. Eriugena’ya göre Tanrı sadece sahip olmadığı özelliklerle tanımlanabilir. İyi, bilge ya da kadir-i mutlak diye tanımlamak, O’nu insani özelliklere indirgemektir ve böylece O’nu yanlış tanımlamaktır. Eriugena, tıpkı Thomas Aquinas gibi, insanlar Tanrı’dan bahsederken, aslında neden bahsettiklerinin bile farkında değildir diyen ateistlere canı gönülden katılırdı.
Reklam
Günlerden bir gün ünlü bir bilim insanı (Bertrand Russell olduğunu söyleyenler var) astronomi konusunda halka açık bir ders vermekteymiş. Dünyanın güneşin etrafında nasıl döndüğünü, keza güneşin de galaksimizin, dev bir yıldız topluluğunun merkezi etrafında nasıl döndüğünü anlatmış. Dersin sonunda arka sıralardan kısa boylu yaşlı bir kadın ayağa kalkarak sözü almış: 'Bize anlattığın her şey saçmalık. Dünya aslında dev bir kaplumbağanın sırtında duran bir düzlükten ibarettir. Bilim insanı biraz üstten alarak gülümseyip yanıt vermiş: 'Peki kaplumbağa neyin üzerinde duruyor?' 'Sen çok zekisin,genç adam,çok...' demiş yaşlı kadın. 'En aşağıya kadar hep kaplumbağa var işte!'
Henry Ford, yetmişine merdiven dayamıştı artık. Dünyanın en zengin adamı ve "ekonomik determinizm" denilen bir görüş açısının kişileşmiş simgesiydi. Bu işe atıldığında pek güzel ilkeleri vardı, yüreği başkalarına mutluluk sağlamak için çarpardı, hayatına bir anlam kazandırmaya kararlıydı. Ama milyarder olmuştu sonunda ve parası onu bir
Sayfa 156Kitabı okudu
Rusya'da Tolstoy'un mezarı kadar muhteşem ve insanı duygulandıran bir şey görmedim, Her şeyden ve herkesten uzakta olan bu kutsal hac yeri bir ormanın içindeydi. Dikdörtgen şeklinde bir toprak parçasından ibaret olan bu mezara dar bir patikadan ulaşılıyordu, başında hiç kimsenin nöbet tutmadığı, korumasız, öylece duran mezarın çevresinde sadece
Sayfa 384 - 1985, Can Sanat Yayınları Ltd. Şti.
Günlerden bir gün ünlü bir bilim insanı astronomi konusunda halka açık bir ders vermekteymiş. Dünyanın güneşin etrafında nasıl döndüğünü, keze güneşin de galaksimizin, dev bir yıldız topluluğunun merkezi etrafında nasıl döndüğünü anlatmış. Dersin sonunda arka sıralardan yaşlı bir kadın ayağa kalkarak sözü almış: "Bize anlattığın her şey saçmalık. Dünya aslında dev bir kaplumbağanın sırtında duran bir düzlükten ibarettir." Bilim insanı biraz üstten alarak gülümseyip yanıt vermiş: "Peki, kaplumbağa neyin üzerinde duruyor?" "Sen çok zekisin, genç adam çok..." demiş yaşlı kadın. "En aşağıya kadar hep kaplumbağa var işte!"
Reklam
Niçin ben hiçbir şey değilim?" Diye sorar ve buna kandırıcı bir cevap bulup veremezdi. Kendisinin dünyaya bir iş için geldiğini müphem bir şekilde hissediyor, fakat bu işin ne olduğunu bilmiyor ve etrafında kendisine "Bu benim işim!" dedirtecek bir şey göremiyordu. Yusuf bunları tahlil edecek seviyede olmamakla beraber,
Sayfa 147 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
Dünyanın en yaşlı insanı gibi göründüğü halde bir tanecik anısı bile yok gibiydi... Sanki hiç annesi babası olmamış, sanki hiç sevinmemiş, gülmemiş, ağlamamış, aşık olmamış, evden kaçmamış, cam kırmamış, top oynamamış... Aslına bakarsanız benim de hiç anım yok gibi... Sanki benim de hiç annem babam olmadı. Cam kırmadım. Yaramazlık yapmadım...
Sayfa 77 - Destek yayınlarıKitabı okudu
“Dünyadaki insanların yaş ortalamasını yükselt!” diyerek YZ’mizi hepimizin ömrünü uzatacak yeni ilaçlar, daha güvenli otomobiller vs. icat etmeye yönlendirelim mi dediniz? Bu komutu gerçekleştirmenin en kolay yolunun dünyanın en yaşlı insanı dışında herkesi öldürmek olduğunu hesaplarsa?
Sayfa 168 - Bilim ve Gelecek Kitaplığı
Reklam
Gazetelerde okuduğum bir haber, beni yine Japonların özür dünyalarının derinliklerinde sarhoş etmişti. Dünyanın yaşayan en yaşlı insanı olduğu tespit edilen bir Japon amcaya duyguları sorulduğunda, “Bu yaşa kadar yaşadım, devlet bana emekli maaşı bağladı, sağlık sigortamı ödedi, halen yaşayıp devlete yük olduğum için çok özür dilerim” demişti... Şimdi bu amcaya Türkiye’deki süper emekliliği nasıl anlatırsın?
Nasıl başladı, ne vakit başladı, bilemiyorum. Ama ilk belirtiler, dokuz yaşımda iken patlak verdi. Misafirlerle bahçede oturuyorduk. Yaşlı bir zat saati sordu. Aksi gibi, kimsede saat yoktu. Eniştem içeri, saate bakmaya koştu. Ben o aralık: “Üçü yirmi geçiyor” diyivermişim. Bu tutturuşa, önce kimse şaşmadı. Boğazda, geçen vapurlara bakıp zamanı
Babil Kralı yaşlı Belus, • dünyanın en önemli insanı olduğuna inanıyordu; çünkü nedimleri kendisine böyle söylüyor, tarih yazmanları da bunu kanıtlıyordu.
⊰ adını aşk koydum ⊱ “Gözleri aşkın ve ayrılığın anayurduydu. Buğusunu güzel sözlerin emdiği uzun bir günbatımıydı ağzı. Bu yüzden bir sızıydı herkesin içinde. Başını kaldıran da eğen de aynı umutsuz uzaklıkla dururdu. Gülüşü, dağılmış orduları önce toparlar, sonra yeni bir yenilgiye sürerdi. Ben, kalbim ağzıma kadar büyümüş, köküne su yürüyen
Sayfa 100 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
192 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.