Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Allah bilmez mi bir şeyleri nasıl içeriri? Görmez misin? Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen böyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki böcekler bile sana duaya duracak.
Bir hayatı olduğunun çok da farkında değildi. Hayat için ne yapması gerektiğini bilmiyor, hayat zaten onu yaptı zannediyordu. Kendisini onun içinde duracak, beğendiklerinin yanına varacak, mor çiçekleri seçip başkalarına da gösterecek zannediyordu. Mor çiçekleri görmesi ama göstermemesi, dağa çıkması ama dağı sevdiğini bildirmemesi, herhangi bir sevdiğini ifşa etmemesi, gergin olmadığını bile bildirmemesi gerektiğini anladı. Hayat ile o gece tanıştı ve hiç sevmedi. Ama bunu ona belli etmemesi gerektiğini saniyeler önce öğrenmişti.
Sayfa 60
Reklam
Bir gün yaşadıklarını anlatacak Kimse kalmayacak Bir gün baban ölecek Annen seni duymayacak Ev bir hayalet enkazı Bir zaman daha duracak Ev bir hayalet enkazı Sen çok uzaklara gideceksin.
Umman'ı bir gün göreceğim. Bu onu son görüşüm olacak. Gülhane Parkı'nda bir adamla yürüyecek. Onu değişmiş bulacağım. Biraz daha olgun, biraz daha yuvarlak yüzlü ve mutlu. Tavuskuşlarının önünde konuşacaklar. Ben az ileride bir bankta oturuyor olacağım. Onları seyredeceğim. Güzel ellerine bakacağım; hala seramikler yapıyor mudur diye soracağım kendime. Kuğuların yanına gidecek, bir çocuk sevinciyle seyretmek için beyaz kuşları. Yanına yaklaşacağım, gözlerine bakacağım. "O adam ben olabilirdim," diyeceğim, bir çınar ağacına yaslanıp ona bakan adamı göstererek. "Saçlarını iyice büküp bir omzuna bırakan, güzel şeyler yaparken dünyayı unutan Umman'ı hala seviyorum," diyeceğim. Son cümleyi belki de söylemeyeceğim. Hiçbir şey anlamayacak Yıllarca düşünüp duracak sözlerimi.
" Hayatımın anlamı nedir..? " sorusuna alabildiğim tek yanıt şuydu : " Hayatım diye adlandırdığın şey aslında sensin , sen parçacıkların rastlantısal bir şekilde gelmesinden oluşan geçici şeysin.. Bu parçacıkların karşılıklı etkileşimleri ve değişimleri sende hayat dediğin şeyi oluşturmaktadır.. Bu parçacıklar bir süre daha süreklilik gösterecek , sonra bunlar arasındaki etkileşim duracak ve senin hayat dediğin şey de tüm sorunlarınla birlikte son bulmuş olacak..
İlgi kültür sanat
Hani çiçekler vardır - sanırsın, hep tomurcuk kalacaklar (öylesine uzun sürmüştür ki gelişmeleri, serpilmeleri, olgunlaşmaları); oysa, gün gelir, inanamadığın bir hızla, pırıl pırıl açıverirler ya - işte, öyle : birdenbire geliverir yaşamanın anlamı. Yıllar sürer, çünkü, o küçücük tomurcuğun gelişmesi, sonra çiçeklenmesi; sonra olgunlaşması, meyveye duracak hale gelmesi. Yıllar ve yıllar...
Reklam
Kalbiniz bir gün duracak, aklınız unutacak; tıpkı benim gibi... Ama ruh, asla sevdiğini ve sevildiğini unutmaz.
Sayfa 388 - Feniks KitapKitabı okudu
"Bir örümceğin dünyayı sarsması yeni bir şey değildir. Örümceğin gücünü küçümsemeyin. Kalbinizi açın ve ben, yeni bir yatağa giren koca bir nehir gibi içine akayım. Kendimizi ortaya koymaktan hep kaçacak mıyız, yoksa bir yaradan diğerine koşup duracak mıyız? İsterseniz yüz tecrübe daha, yüz yara daha... İnce bir cerrahidir bu; ama yaralı bir kalpten gelen aşk yaralara şifa olur."
Sayfa 291Kitabı okudu
İnsanlar için en iyi yaşam tarzı, her birinin duracak bir yeri olması, genel ortamdaki rolünü ve neler başarabileceğini bilmesidir. Bir insanı yok etmek için durduğu yeri yok etmek yeterlidir.
Bizim neslimizin adı dejenerasyondur. Film afişlerinde iyi duracak bir nesil adı: D-Generation! Yani nesilsizler nesli. Hiçbir nesle ait olmayanların çağı. En korkulması gerekenlerin nesli, çünkü hiçbir tanımı, sınırı, kuralı yok. Muhtemelen, bu son nesil olacak.
Reklam
9.VI. – Günlüğü tutulmaz bugünün Hiçbir saniyesi tükenmeden yaşanıp duracak ömür boyu Nerde, nasıl, nelere karşı… Sorular yok, anlamsız olan hiçbir şey yok çünkü bugün Günlüğünü tutmayacağım bugünün Sadece bir tarih düşeceğim ömrümün tenha bir sayfasına Cumartesi, dokuz haziran
Tütsü,'yü sevmek
Bir Balkan ülkesinin başkentin deki bir sarayda gördüm Tülsü'yü. Daha otuzunda bile değildi. Bense altmışımı geçmiştim. İki erkeğin arasında, mermerden parmaklığın geniş küpeştesine yanlamasına oturmuştu. Elindeki geniş karınlı bardakta al kırmızı bir içki vardı. Ayakta duran iki erkeğin konuşmalarına güldükçe, kırmızı içki çalkalanıyordu. Saçları kızıl, gözleri koyu siyahtı. Beş yıl önce hiç ummadığım bir yerde... Hep ummadığım yerlerde ve zamanlarda görüyorum Tülsü'yü. Bir ilçedeki bir bankaya girmiştim, bir de baktım, az ötedeki banka memuruyla konuşuyor. Gözleri yeşildi, saçlarını topuz yapmıştı. Hemen çıktı bankadan, kapıdaki arabaya binip gitti. Son olarak geçen yıl gördüm, bir Akdeniz kentinin bir kıyı motelinde. Yirmi başında var yok, incecik bir dal... Ben odamın önündeki çardağın gölgesinde kitap okuyordum. "Affedersiniz, saatiniz kaç?" sesine başımı kaldırdım ki, karşımda Tülsü... Yanında bir delikanlı. Denizden daha yeni çıkmışlar, su damlaları üstlerinde tomur tomur. Saati söyledim. Teşekkür etti. Yüreğim duracak sandım. Gittiler. Bir daha görmedim o motelde.
Nesin yayınlarıKitabı okudu
Allah bilmez mi bir şeyi nasıl istediğimizi? Görmez mi? Yürekten isteyeceksin, böyle o an senin ellerin, gözlerin, saçların bile dua edecek. Sen öyle isteyeceksin ki gökteki kuşlar, yerdeki karıncalar bile seninle duaya dura­cak.
Bugün, Paris'te çıkan bir moda, ertesi günü İstanbul'da aynıyle görünür. Şahsiyeti bu derece alçaltan bu hareket, ne zaman duracak? Ne zaman sona erecektir?...
Bundan iki yüz milyon yıl sonra ise bu hayat dolu gezegen, üretken gezegen, Güneş'in genişlemesiyle yok olacaktı.... "Bütün yaşam yok olacak, bütün zihinler duracak ve her şey, sanki hiçbir şey hiçbir zaman olmamışçasına geriye dönecek. Dürüst olmak gerekirse, evrimin uğruna yolculuk yaptığı hedef de budur; çılgıncasına ölmenin varıp varacağı "hayırlı" son. ... Yaşam dediğimiz şey, karanlıkta yakılan ve hemen ardından sönen bir kibritten farksızdır. Er veya geç ulaşılan sonuç ise ... Onun anlamdan tümüyle yoksun kalmasıdır."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.