Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Eğer biz ET'ler başarılı olamazsak, devreye biz ET'lerin çakallar olarak nitelendirdiği çok daha sinsi bir tür girer. Ortaya çıktıkları zamansa, devlet başkanları ya devirilir ya da ölümcül kazalarda yaşamını yitirir. Çakalların başarısız olduğu yerlerde, genç Amerikalılar öldürmeye başlar ve ölmeye gönderilir.(Afganistan ve Irak'ta olduğu gibi)
Rabbimiz! Bizi Evine kabul Et. Dünyâ'da sıkışmış kalbimizi(kalplerimizi) Merhametinle Genişlet ve nefesimize nefes Kat. Ne gidecek yerimiz var, ne de yardım isteyecek birileri. Kimsesizliğimizle, yoksulluğumuzla, çâresizliğimizle Evinin önünde bekliyoruz. Karmakarışık bir rûhumuz var, plastik duyarlılıklar arasında yolunu kaybetmiş. Rûhumuzdaki düğümleri çözebilmek için, yüreğimizdeki derin kırışıklıkları açabilmek için, bir namaz ferahlığı bulabilmek için Evinin önündeyiz işte. Arkamızdalar ve önümüzde uzayıp giden denizi aşmaktan başka çâremiz yok. Bize denizde yol Aç. Yakalayacaklar yoksa. Çocuklarımızı ve kadınlarımızı ve yaşlılarımızı yakalayacaklar. Bizi topraklarımızdan sürecekler. Çocukluğumuzdan, ilk gençliğimizden, ilk aşklarımızdan, ilk kavgalarımızdan, ilk oruçlarımızdan, ilk günahlarımızdan sürecekler. Denizde yol Aç biz(ler)e. Kalbimizi sürelim, gözyaşlarımızı sürelim, şehâdet parmaklarımızı sürelim, Mûsâ'nın Duâsı'nı sürelim denizin sularına ve uçsuz bucaksız bu denizde bize de yol Aç. Rabbimiz!
Sayfa 116 - Profil YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
13. HİKAYE TAMAMLAMA ETKİNLİĞİ - HİKAYEMİZİN TAMAMI part-1
Güzel bir hikaye tamamlama serüveninin daha sonuna geldik.. Sürprizlerle dolu ve başlangıçta 19 kişinin katılımıyla ( 19 u koruyamadık tabii :) sonrasında 15 kişi kalarak hikayemiz tamamlandı.) Fantastik olarak kurgulanmaya başlayan hikayemiz, yazım süreci içinde Fantastik-Bilim Kurgu ya dönüşmüş ve birbirini tamamlayan herbirisi şahane
KADERE DAİR İKİ RİSÂLE
KADERE DAİR İKİ RİSÂLE (Abdülmelik b. Mervân'ın Hasan el-Basrî'ye Gönderdiği Mektup ve Hasan el-Basrî'nin Abdülmelik b. Mervân'a Gön-derdiği (Cevabî) Mektup). TAKDİM Yayına hazırlayıp tercüme ettiğimiz bu Risâle, Hasan el-Basrî‟nin baĢta kader meselesi olmak üzere, temelde itikadî/kelâmî görüĢlerini içeren en önemli ve en meĢhûr ese-ridir. Bu
Ev Sahibi
Başka birinin evine girmek gerçekten zor bir şeymiş. Bugün hayatımda ilk defa hırsızları takdir ettim. İnsan başkasının evine girerken karşısına ne çıkacağını bilemiyor. Dışarının havasıyla içerinin havasının birbirinden farklı olması mıydı beni engelleyen, yoksa içeride karşıma çıkabileceklerden bunca zaman sonra korkmam mıydı, bilemiyorum... Ama
Değerli 1K Okurları! Yaklaşık 1 ay önce bir etkinlik düzenlemiştik; İslam Düşüncesi Üzerine Kitap İncelemelerİ. Bu bağlamda İnceleme yapan arkadaşların iletilerini ayrı zaman dilimlerinde paylaştım. Şu an hepsini bir araya getirdim ve sizlerle paylaşmak istiyorum tekrardan:))) Öncelikle; İnceleme zahmetinde bulunup da değerli vakitlerini
Reklam
Şarlman'ın reformlarıyla beraber hem manastırlar hem de büyük feo­ dal mülkler yeni tarım faaliyetlerini teşvik etmiş ve X. yüzyıl "fasulye dolu yüzyıl" olarak tanımlanmıştır. Bu ifade harfiyen anlaşılmamalıdır, çün­ kü günümüzde fasulye olarak bilmen ürün sadece Amerika'nın keşfiyle Avrupa'ya gelmiştir ve antikçağda sadece börülce adı verilen fasulyeler bilinmektedir. Buradaki fasulye terimi baklagil anlamına geliyorsa ifade doğrudur, çünkü X. yüzyılda tarımda meydana gelen büyük değişiklik­ ler sonucunda çok yoğun şekilde bakla, nohut, bezelye ve mercimek, yani bitkisel protein açısından zengin baklagil tarımı yapılmıştı. Ortaçağda yoksullar, tavuk yetiştirmedikleri veya kaçak olarak avlanmadıkları süre­ ce (çünkü ormandaki av hayvanları derebeylerine aitti) et yiyemezdi. Kötü beslenmeleri ise tarlaların bakımsızlıktan harap olmasına neden olurdu. Oysa X. yüzyılda baklagiller yoğun olarak yetiştirilmeye ve çalışan insan­ ların enerji ihtiyacım karşılamaya başlar: Protein katkısı artınca insanlar güçlenir, erken yaşta ölümler azalır, daha çok çocuk doğar ve Avrupa'nın nüfusu yeniden artar.
undefined
Artık Kâbil'de hiç kimseye güvenemezdiniz; belli bir ücret ya da gözdağı karşılığında, herkes birini satmaya hazırdı; kardeş kardeşi, hizmetçi efendisini, arkadaş arkadaşı. Ahmet Zahir'i, on üçüncü yaş günümde akordeon çalan sanatçıyı düşündüm. Bazı arkadaşlarıyla bir araba gezintisine çıkmış, daha sonra, ensesinden kurşunlanmış cesedi yol kıyısında bulunmuştu. Refik'ler, yoldaşlar her yerdeydi; Kâbil'i iki gruba ayırmışlardı: dinlenenler ve dinlenmeyenler. İşin en kurnazca kısmı da, kimin hangi tarafta olduğunu kimsenin bilmemesiydi. Bir elbise provası sırasında, terziye rasgele söylenen bir şey, gelişigüzel bir yorum, sizi doğruca Poleh-çarki zindanlanna götürebilirdi. Et alırken kasaba sıkıyönetimden yakınan biri, kendini bir anda parmaklıkların ardında, bir Kalaşnikov'un namlusuna bakarken bulabilirdi. Bir akşam yemeğinde, evinizin mahremiyetinde bile ölçüp biçerek konuşmak zorundaydınız; refik'ler sınıflara kadar girmişti; çocuklara ana-babalarını ispiyonlamayı, neleri duyup kimlere aktarmaları gerektiğini öğretiyorlardı.
Sayfa 134 - Everest (cep) Yayınları
Fahiselik mesleginin tarihi
Klasik metinlerde, Misir hiyerogliflerinde, Sümer yazitlarinda, Eski ve Yeni Ahit'te fahiselerin adi gecer. Ama meslek olarak örgütlenmesi, Isa'dan önce VI. yüzyili buldu; yasa koyucu Solon'un Yunanistan'da devlet kontrolü altinda genelevler acmasi ve "et ticareti" ni vergilendirmesiyle oldu bu. Atinali is adamlari buna cok sevindiler, cünkü eskiden yasak olan bu ticaret artik yasallasmisti. Fahiseler ise bundan böyle ödedikleri vergiye göre siniflandirilacakti. En ucuzlarina ' porne ' denirdi, genelevin patronlarina ait kölelerdi bunlar. Ikinci sirada ' peripatetike'ler ' gelirdi, bunlarda sokakta calisirlardi. Son olarak da, fiyatlari ve kalitesi en yüksek olan ' hetaira'lar ' gelirdi; bu kadin arkadaslar tüccarlara yolculuklarda eslik eder, iyi yemek yer, paralarini bildikleri gibi harcar, ögütler verir, sistemin politik hayatina karisirlardi.
Sayfa 187Kitabı okudu
Aşkının neyin üzerinde değil neyin altında durduğuna dikkat et. Sıralamana itibar et. Aşkı nefisten o zaman ayırırsın. Nefsinin altında bıraktıkların kadar eksik, üzerine koyabildiklerin kadar fazlasındır ancak. Çünkü aşk küllîdir. Bütünler, bir'ler. Ama küll ile cüz arasında mesafe başlayınca, parça bütünden kopunca hiçbir şey artık eskisi gibi kalmaz. O zaman aşk, aşk olmaz...
Reklam
Körünen köy
Hilâle düşman kim desem, 'Haç'değil mi gardaş, Haç? ! .. Ayasofya benim desem, 'Suç' değil mi gardaş, Suç? ! .. Namaz kılmak yasak amma, Papa girer eyler dua Kim layiklik derse buna, 'Piç' değil mi gardaş,
400 syf.
9/10 puan verdi
Kadının bedeni bir et idi ve erkek ona sahip oldu. Onu baharatlarla çeşniledi. Onu menisiyle aşağıladı. Kadının kokusu güzeldi, ağzını sulandırıyordu erilin. Tuzu eksikti biraz öyleyse onu dövüp biraz gözyaşı ile tadına tat katmak gerekliydi. Eti keserken de aslan payını kendisi önüne çekti evin reisi. Etin sunumunu güçlendirmek için bile olsa bir tutam maydanozdan tiksinmekti onun babadan kalan mirası. Et içindi hepsi. Hangi etin masaya daha önce geldiğinin bir önemi yoktu. İkisi de bir dişi idi birisi yaşarkan ölüydü diğeri ölmek üzere kontratlı doğurulmuştu. Boy boy posterler, reklam afişleri hazırladı etçiler. Ölü hayvanların uzuvları kadınların birer organlarıydı. Parsel parsel bölünmüştü evladından sütü için ayırılmış annenin bedeni. Modern hayvancılık adında defalarca tecavüze uğramıştı o anneler. Günde 150 litre tükürük ürettiler de yine de etleri için akan salyalarla yarışamadı Simmental'ler. Ot yiyene kadın dendi, vicdanlıydı kadınlar çünkü. Anneydiler ne de olsa onlar. Erkek neydi peki? Hanelere birer Hitler mi gerekiyordu da birisinin bu role soyunması gerekmişti. Ot yemek kadınlıktıysa; ot, tahıl, buğdağ, pirinç yerdik analardan doğmuş birer ana yavruları olarak. Gezegenin büyük kısmı veji tüketiyordu, kendi türü de dahil insanın. Tembelliği seçti ve GIS kanserleri tavan yaptı et için politika yaratan kapitalist porno tacirlerinin hastanelerinde. Pilav yedik, kadınlara güvendik. Sağlık ve merhamet için oruç tuttuk kültürel lanetimize... Oğuz Beyiniz
Etin Cinsel Politikası
Etin Cinsel PolitikasıCarol J. Adams · Ayrıntı Yayınları · 2013709 okunma
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum diğer Rus romanlarını/hikayelerini de göz önüne alırsam, çayın oldukça önemli olduğunu söyleyebilirim. Bununla ilgili de şu linkteki bilgilendirici ve şaşırtıcı yazıyı okuyabilirsiniz: seyler.eksisozluk.com/ruslarin-bugune... Dostoyevski'nin İnsancıklar'ındaki, bu kitapla
Palto
PaltoNikolay Gogol · Tutku Yayınevi · 201736,8bin okunma
395 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir kitabın yarısında inceleme yazılır mı ? Yazılır .. Sevgili Kafka ben sana Nikola desem sanırım kızmazsın. Çünkü aslolan Kafkalar Milena'lar değil sen'ler ve ben'ler ... Sana giriş gelişme sonuçsuz hikayeler yazabilirim .. mesela bu sabah yüzümü yıkarken aynaya baktığımda "hüzün de yakışmış yüzüme" kelimesinin altından bir
Milena'ya Mektuplar
Milena'ya MektuplarFranz Kafka · Varlık Yayınları · 201754,5bin okunma
671 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.