Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sende dedi. Her şeyi ben bilirim tavrı var. Evet dedim. Her şeyi ben bilirim.
Hele hele! İster miydin böyle bir dilber sevdalansın sana? İstemezdin ha? Aferin! Kızlara inanma, uzak dur onlardan. Aman aklından çıkarma bunu. Bir kızla öpüşmek, tütün içmekten daha hoştur elbette. Ama onu bir kere öptün mü, özgürlüğü yüreğinden sil artık. Seni öyle görünmez bağlarla kendine bağlar ki, bir daha koparamazsın. Bütün benliğini yitirirsin. Evet! Kendini kızlardan korumalısın! Öyle de yalancıdırlar ki! Seni dünyada her şeyden daha çok sevdiğini söyler ya, toplu iğne ucuyla şöyle bir dokun bakalım; dünyayı başına yıkar alimallah! Bilirim ben onları! He-hey! öyle bir bilirim ki!
Reklam
:D
«- Burası Milliyet Gazetesi!.. Buyrun!..» Dedim ki: «-Ben Kadir Mısıroğlu, sizin Üniversite muhâbirinizle görüşmek istiyordum!..» Muhavere şöyle devam etti: «- O şu anda burada yok. Ne yapacaktınız kendisini?!» «- Bir şey söyleyecektim O'na.» «- Ben karikatürist Turhan... Bana da söyliyebilirsiniz.» «- Öyle mi?» «- Evet, evet!..» «- Ben dünkü hadiselerde canımın sıkıntısından «Hasbunallahû veniğmel vekil!..» demiştim. Sizin üniversite muhabiriniz bu sözü «arabca küfür» zannetmiş. Bendeniz arapça küfretmesini bilmem ama türkçe küfretmesini çok iyi iyi bilirim. Sizin topunuzun anasını avradını...»
Yavuz Sultan Selim yapacağı seferleri hep gizli tutardı. Yine böyle bir sefer hazırlığı sırasında vezirlerinden biri ısrarla seferin nereye yapılacağını sorunca Padişah şöyle der: "Sen sır saklamasını bilir misin?" Vezir beklediği cevabın ümidiyle, "Evet hünkarım, bilirim" dediğinde Yavuz şu cevabı verir: "Ben de bilirim… "
Elma YayıneviKitabı okudu
Sonra sol elini sağ avcuma aldım. Ve avcumun içine bir sevinç konmuş sandım. Çünkü ne toy eller bilirim ben. Yirmi, otuz, kırk yaşında... Gene de toy. Bu onlardan değildi. Evet, yaşamak hiç de yabancısı değildi ellerinin.
Sayfa 63 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Dönüşte, çocukların odasına uğramak gibi bir soğukluk yapsam mı Olric? Her şeyi yapabilirsiniz efendimiz. Artık işimiz soğukluk yapmak değil mi? Evet Olric. Buna mecburuz. Bu kargaşalıkta çocukların yeri ayrı olsa gerek efendimiz. Onların, büyüyünceye kadar gece üstleri örtülmeli, terleyen alınları silinmeli; onlara bu fırsat verilmeli bana kalırsa, efendimiz. Peki Olric. Bu gece senin gecen. Bu gece isteklerin yerine getirilecek. Her zaman böyle hareket edeceğim anlamına gelmez bu biliyorsun. Ben yerimi bilirim efendimiz.
Sayfa 25 - İletişim Sinan Yayınları Dördüncü Bölüm
Reklam
Gene de ufak tefek üstünlüklerim vardır... Çoğu kadınlardan daha fazla kitap okurum... Birçok güzel şiiri ezbere bilirim... Çiçek yerleştirmesini bilirim... İyi giyinirim... Bir de sizi severim, evet beyefendi, siz belki de inanmazsınız, ama çok severim sizi.
Diyebiliriz ki, günümüz insanları belki de fark etmeden şirke düşüyor.
"Abdullah b. Avf b. el-Ahmer anlatıyor: Müsâfir adında bir zat; Hz. Ali, Enbar'dan hareket ederek Nehrevanlılara karşı sefere çıkmak üzereyken: "Ey Müminlerin Emîri, sakın bu saatte yola çıkma. Akşam güneş battıktan üç saat sonra yola çık." dedi. Hz.Ali, bunun sebebini sorduğunda, Müsâfir şu cevabı verdi: "Eğer bu saatte
Sayfa 442Kitabı okudu
Evet, bu tuzakla avlanır kuş beyinliler. İnsanın kanı kaynadığı zaman gönül ne kadar savurgan olur bilirim. Dil yeminler ederken gidiverir; bu alevler kızım, çok parlar ama az ısıtır, ikisi de tükenir, yeminlerinde bile, davranışlarında dahi, sen bunu ateş sanma. Şuandan itibaren o taze yüzünü daha çok sakla, hemen elde edilecek bir şey olmamalı, kolay olmamalı seninle görüşmek.
Sayfa 32 - Ren
Siyaset "hayır"i "evet" edasıyla söylemekmiş. Ben aşkta "evet" mânasına "hayır"lar bilirim.
Ötüken
Reklam
Gene de ufak tefek üstünlüklerim vardır... Çoğu kadınlardan daha fazla kitap okurum... Birçok güzel şiiri ezbere bilirim... Çiçek yetiştirmesini bilirim... İyi giyinirim... Bir de sizi severim, evet, beyefendi, siz belki de inanmazsınız, ama çok severim sizi.
... 1917 kışında ve doğuda Çardaklı Boğazı'nın doğusuna düşen 2506 rakımlı tepe karşısındaki bölüklerimiz bazen, kar altındaki çamlıkların ağaç diplerinde, buz tutmuş dere kenarlarından kazana atmak için ot toplamaya, daha açığı otlamaya çıktığımızı bilirim. . . . Şahlanmış dağlar ve bu asi iklimde gün gecelere dö­nüştü mü, ortalığa birden, bir sessizlik çökerdi. Diller birden tutulur, yüzler sararırdı. Ve bu hal, hiç kimse tarafından, hiçbir sahne yaratılmadan, sessizce kendi kendine olurdu. Ama duraklama o kadar ani olur ve konuşmalar öylesine birden kesilirdi ki, bu hava yalnız muharebelere katılanları değil, hepimizi de aynı korkunç sessizlik içine gö­merdi. Bu sarı bir sessizlikti. İrademiz haricinde hepimiz, bu sessizliğe gömülürdük. Böyle anlarda öyle sanırdık ki biz, bu yüksek dağlarda, bu kış gecelerinde, bu karaltı zeminliğinde, yalnız değiliz. Vadilerden, kayalıkların aralıklarından, bulunduğumuz bu yere birtakım ruhlar sızmaktadır. Bu ruhlar, sessiz kanatlarını dalgalandırarak, havamızda uçuşmaktadırlar. Biz bu kanat dalgalanmalarının ses vermeyen çarpışını, ölü rüzgarlarını, sanki başlarımızın üzerinde, hatta yüzlerimizde hisseder gibi olurduk. Evet, ölü rüzgarlar, ölü ruhlar. Ama hayata doymamış, buruk ve şikayetçi ruhlar...
"Renkli mi?" diye sordu.Gözlerini benimkilerden ayırmadan resmi işaret etti. "Bunu sen mi yaptın?" Omuz silktim, gözlerindeki nemli parlaklığı farkedince boğazımda bir sızı meydana geldi. "Evet. Sanırım yaptım." Rowan İPad'i tekrar Laura'ya uzattı ve beni sertçe kendine çekip sımsıkı kucaklayarak yüzünü boynuma gömdü.Bir süre hiçbir şey demedi. Sadece sarıldı bana. "Renkli çalışmışsın," diye fısıldarken beni hâlâ bırakmamıştı. Rowan'ın kollarında gülümsedim. "Ne diye bilirim ki Cellat. Sanırım renklerimi ortaya çıkarıyorsun."
Sayfa 317 - Sloane & RowanKitabı okudu
Kar-ma Karma! Bom diri bom bom bom!
"Ben karmayım" karşısında durarak korkusuz bakışlarımı ona çevirdim. "Beni tek bir kategoriye koyarsan hayatının hatasını yaparsın. Sakarlığıma ve gevezeliğime aldanıp aptal olduğumu düşünme. Çünkü sana bir dahi nasıl olunur, zevkle gösteririm. Yeri geldiğinde aptal olmasını da iyi bilirim zeki olmasını da. Bazen benden korkağını bulamazsın, bazen ise benden cesuru olmaz. Evet, çok konuşurum ama susacağım yeri de iyi bilirim. Fazla mı yemek yiyorum? Ben üç gün boyunca hiç yemek yemediğim günleri bilirim. Beni hafife alırsan aptallık edersin çünkü ben, bugüne kadar gördüğün tüm insanların karmasıyım. Bencil de olabilirim, fedakar da. Kurban da olabilirim, soğuk kanlı r katil de! Kısacası ben sen de olabilirim, Sedef de ama emin ol, Yankı olmamı istemezsin. Zorlarsan çok pis zorlarım, Fulya.
Sayfa 190 - Sedef Yankı SarmaşıkKitabı okudu
Uzatmayalım efendim, İtalyanlar evvela arsayı Yanbastı Fettah Paşanın ikinci hareminden Paşa namına satın alıp, sonra da üstüne köşkü kuruyorlar ve köşkün altın anahtarını başmabeyinciye teslim ediyorlar. Siz Yanbastı Fettah Paşanın köşkünü bilir misiniz? Demek bilmiyorsunuz... Mutlaka gidip görün; zaten Betül Hanımın izini bulmak için nasıl olsa
Sayfa 101 - Nesin Yayınevi / Yanbastı Fettah Paşazade Sarsak Mecdi Beyin KöşküKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.