Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"- Dinleyin Stavrogin: Dağları düzlemek gülünç değil, güzel bir düşünce. Ben Şigalyov'dan yanayım! Eğitime de, bilime de gerek yok! Bilim hiç olmasa, eldeki malzeme bin yıl yeter; ama boyun eğme öğretilmeli. Dünyada eksikliği duyulan şey bu: Boyun eğme. Eğitim açlığı aristokratik bir duygudur. Birazcık aile, birazcık aşk... derken alın size özel mülkiyet arzusu! Bütün bu arzuları bastırıp yok edeceğiz; buna karşılık sarhoşluk, dedikodu, muhbirlik teşvik edilecek... sonuçta eşi benzeri görülmemiş bir sefahate yuvarlana- cak toplum; deha daha kundaktayken yok edilecek. Her şey aynı paydada eşitlenecek. Geçenlerde İngiliz işçilerin verdiği yanıt şöyleydi: 'Biz bir zanaat öğrendik... ve bizler dürüst insanlarız; bize başka hiçbir şey gerekli değil.' Yalnızca lazım olan gereklidir: Dünyanın şiarı bundan böyle bu olacak! Ama şiddetli kasılmalar da gerekli; bu da biz hükmedenlerin işi. Kölelerin başında hükmedenler bulunmalı. Tam bir boyun eğiş, tam bir kişiliksizleşme. Ama Şigalyovculuk'ta otuz yılda bir şiddetli kasılmaya da başvurulur ve insanlar birbirini yemeye başlarlar; elbette bir yere kadar ve sırf can sıkıntılarını dağıtmak için. Can sıkıntısı aristokratik bir duygudur; Şigalyovculuk'ta istek, arzu olmayacak; arzu ve acı bizim için; köleler içinse Şigalyovculuk."
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
Reklam
BİR ŞEYLER EKSİK ," Lacan aşk hakkında konuşurken "Aşk sahip olmadığınız (sizde olmayan) bir şeyi, onu sizden istemeyen birine vermektir/vermeye çalışmaktır, Acınası bir durum gibi görünüyor, değil mi? Ortada verilecek bir şey yok, ama zaten onu isteyen de yok. Ancak "aşk" gene de var. Çünkü o öteki her kimse, onun
51. Eyalet ve Gerçekler (uzun ama buna değer)
Jeffrey'ye bakıp yeniden oturmasını işaret etti. Kendisi de yerine geçti. Profesör, Amerika sizce de bir şekilde yolunu kaybetmedi mi? Atalarımızın dağlara taşlara kazıdığı idealler yozlaştırılmadı mı? Unutturulmadı mı? Değersizleştirilmedi mi?" Jeffrey başıyla onayladı. "Bu görüşte olanların sayısı her geçen gün
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
4.cilt
826. İbni Ömer radıyallâhu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Sizden biriniz bir kimseyi oturduğu yerden kaldırıp sonra onun yerine kendisi oturmasın. Fakat açılarak halkayı genişletiniz.” İbni Ömer, kendisine yer vermek için kalkan kimsenin yerine oturmazdı. Buhârî, Cum’a 20, İsti’zân
Reklam
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
Pupa Hava, fantastik öykü ( 9.Kısım )
Kız, kaçar. Orada yanlış olan, doğru olmayan bir şeyler vardır. Tamamen çarpık bir şeyler. Bu, doğaya karşı gelmektir. Kız, bunu anlar. Little People’ın ne istediğini anlayamaz. Fakat pupanın içindeki kendi görüntüsü, kızı tedirgin eder. Yaşayan, hareket eden kendi kopyasıyla birlikte yaşamak. Öyle bir şeyi yapamayacaktır. Buradan kaçmam gerek.
Pupa Hava, fantastik öykü ( 5. Kısım )
Üçüncü günün akşamı keçinin ağzı kocaman açıldı. O ağız sanki içten itilerek açılmıştı. Sonra oradan küçük insanlar birbiri ardınca çıkıverdiler. Toplam altı kişi. Çıktıklarında boyları ancak 10 santimdi, ama yere basınca yağmur sonrasındaki mantarlar gibi hızla uzayıverdiler. Uzadılarsa da olsa olsa 60 santim kadar olmuşlardı. Sonra kendilerinin
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Reklam
_Hayat, sürprizlerle dolu bir kumardır ve hayatın ne olduğunu sadece kumarbazlar bilir. _Eğer cesur değilsen samimi olamazsın, sevemezsin, güvenemezsin, gerçeğin peşine düşemezsin. O yüzden önce cesaret gelir. Ve diğer her şey onu izler. _Risk al. Belirsizlik deme; merak de. Güvencesizlik deme; özgürlük de. Bu güvencesizlik, hayatın
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
_Yaşam, ufacık şeylerden, küçük mutluluklardan oluşuyor. Hiçbir şey büyük ve kutsal değil. O yüzden sözde büyük olan şeylere ilgi duyarsan yaşamı ıskalarsın. Yaşam bir bardak çayı yudumlamak, bir dostla sohbet etmek, sabah yürüyüşe çıkmaktır, ama illa belli bir yere doğru değil, amaçsız, son belirlemeden hareket etmektir. Böylece herhangi bir
Ben, eden bulur karşılığı peşindeyim, bulamazsam kendimi yok etmem lazım. Hem bu karşılık ileride, sonsuzlukta değil, hemen burada, yeryüzünde olmalı; bunu gözlerimle görmeliyim. İmanım vardı, görmek de isterim; o ana kadar ölürsem diriltsinler beni, çünkü her şey bensiz olursa acınırım doğrusu. Hayatta işlediğim suçların, çektiğim acıların
309 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.