Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Besmele'yle Kelime-i Şehadet Müslüman'a hak, Küffar'a yasaktır BİR'i ilke BİR'i sona delâlet Mirac'ın yolunda koşan Burak'tır İnanmak BİR haktır, Hakk'a ilhaktır
Bu güvende sıkıcı, küçültücü bir şey var. Oysa biliyorum, babam üzülüyor. Saat beşi geçti mi aklına binbir kötü şey geliyor. Yine de 'Çocuklara güven ilkesi'nin dışına çıkmaz. Ah, babamın şu' ilke'leri...
Sayfa 35 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Türkün müslümanı da Atatürkçülüğe göre bir din anlayışına sahip olacaktır. Asıl belirleyici, alameti farika olan şey Kemalist olmaktır. Din bu zeminde varolabilir. Bu temel ilke ve prensiplerin dışında kalan din "İrtica"dır.
Sayfa 55
“Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklale sahip olmakla gerçekleşebilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun, istiklalden yoksun bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye layık görülemez... Türk’ün haysiyeti, gururu ve kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet esir yaşamaktansa yok olsun daha iyidir. O hâlde ya istiklal ya ölüm!” Ankara, 1919
Otorite ve Yanılsama
"La Boétie, insanların, tembelliklerinden ötürü ve güvenli küçük zevkler peşinde koştukları için gönüllü olarak köle olduklarını savunuyordu. Büyük Engizitör ise "İnsan bir asi olarak doğar" demektedir. Disiplinsiz, tamahkâr, yalnızca kendisini düşünen, Hobbes'un anlattığı türden bir hayvan. Öte yandan bu isyankârlık kendi kendini yıkıcı bir nitelik taşır; Hobbes'un hayvanı kendini bile denetleyemez. Bu durum karşılıklı yıkıma yol açar; hayvanlar birbirlerini öldürür ve geriye kimse kalmaz. Bu nedenle, kendilerinden yüce bir kişi ya da ilke ararlar; bu korkunç yok etme iznine, yani özgürlüklerine son verecek birini ararlar. "
Sayfa 216 - AyrıntıKitabı okudu
İnsanlar herkeste herkesçe benimsenen, ortak bir değere dayanamıyorlarsa, insan için insan anlaşılmaz kalıyor demektir. Ayaklanmış insan bu değerin açıkça benimsenmesini ister, çünkü sezer ya da bilir ki, bu ilke olmazsa, yeryüzünde karışıklık ve cinayet egemen olacaktır. Başkaldırı edimi bir açıklık ve birlik savı olarak belirir onda. Aykırı gibi görünecek ama en basit ayaklanma bile bir düzen eğiliminin belirtisidir.
Sayfa 37 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
İki İlke: 1. Hayattaki seviyenizi, birlikte yürüdüğünüz insanların seviyesi belirler; zîrâ 'hem-hâl' olduklarınızla 'bir-hâl' olursunuz. 2. Yürürken yolun sonuna odaklananla dostluk etme; çünkü kestirmeyi bulduğunda seni yüzüstü bırakır; zîrâ dostluk sona değil, yola nisbetledir.
İhsan Fazlıoğlu
İhsan Fazlıoğlu
Hangi konuda olursa olsun, her şeyin özünü metotla kavramayı deneyen bir başka bilim yoktur. Genel olarak sanatlar, insanların inanışları ve zevkleri üzerinde duramazlar. Yalnız tabii ve yapma nesneleri üretme, çoğaltma ve kullanmayla yetinirler. Bilimlerse, dediğimiz gibi, gerçek varlığın bir yanını yakalarlar sadece, geometri ve benzerleri gibi. Onların edindiği varlık bilgisi bir düşe benzer. Varlığı bütün aydınlığı içinde göremezler, birtakım varsayımlara dayanır ve kanıtlayamadıkları için dokunmazlar onlara. Oysa ki, bilmediğimiz bir şeyi ilke olarak aldığımız zaman, ondan çıkaracağımız sonuçlar, yargılar, bilinmeyenle orulü olacak. Bunları ne kadar düzene soksak, hıçbır zaman tam bir bilime varmış olamayız
Üstümde zorlu bir işin yorgunluğu var, teri var, Kaderi asla suçlamam, herkesin bir kaderi var... Şikâyetsiz yaşamayı mut için ilke bilmişim, Beter ne ki bu ölçekte, beterin de beteri var. Meydan öyle geniştir ki dışarı var, içeri var; Her rüyanın bir yorumu, her eşyanın bir yeri var.
Beni denedi. Gayet özenli çalıştım. Sahteciliğe büyük yeteneğim varmış. " Ama ne yazık ki barış zamanında bundan faydalanamayacak kadar ilke sahibisin. Neyse; herkesin bir kusuru vardır." Bunlar Jacques'ın sözleri.
Reklam
Ben bir ilkeye inanıyorum yalnız, bu ilke de şu: iyiliği eğitim yoluyla öğrenememiş bir kadının önünde, iyiliğe giden iki yol açar Tanrı; hemen her zaman böyledir : biri acı, biri de aşktır bu yolların.
Kur'ân-ı Kerim'in "Tecessüs etmeyiniz! (Kimsenin özel dünyasını gözlemeyiniz)" buyruğu bu konuda ana ilke olacaktır. Ancak, bu ilke, Batının ve batılının taşkalpliliğinin sonucu olan ilgisizlik anlamına da alınmayacaktır. İlgi, sosyal yardımlaşma ve örgütlenme, "dostluk" çerçevesinde, "kardeşlik" özünde çiçeklenecektir.
Sayfa 58 - Diriliş yayınları, 47. BaskıKitabı okudu
Plotinos; İnsan tek bir parçadan oluşan bir varlık değildir.
Onun bir ruhu ve bedeni vardır. Akıl bize onun be­deninin, bir cisim olarak bileşik olmasından dolayı varlığını sonsuza kadar devam ettiremeyeceğini söylemekte ve duyular da onun bu yargısını destekle­mektedir. Beden eskimekte, yaşlanmakta, yıpranmakta, birbirine zıt kuvvet­lerin etkisi altında nihayet çözülmektedir. Eğer beden gerçekten bir parçamız olmuş olsaydı, biz tümüyle ölümsüz olamazdık. Eğer o bizim hizmetimize ve­rilmiş bir alet, bir hizmetçi olsaydı yine doğası gereği bir süre sonra ortadan kalkması gerekirdi. O halde egemen ilke, gerçek insan, bu maddeye göre form, bu alete göre onu kullanan şey olacaktır ve böylece aralarındaki ilişki ne olursa olsun, İn­san Ruh'tur.
Sayfa 144 - İSTANBUL BiLGİ ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARIKitabı okuyor
Kuzey Afrikalı Hristiyan teolog Tertullians ise, kadın düşmanlığında daha baskındır;'' sen,'' der kadına,''cehennemin kapısısın;sen, Tanrı'nın Yasasına ilke karşı gelensin; sen, şeytanın yanaşmaya cesaret edemediği erkeği kandıransın. Sen, Tanrı'nın suretinde yaratılmış olan erkeği kolayca mahvettin. Senin suçun yüzünden, Tanrı'nın oğlunun bile ölmesi gerekti.''
Bak aslanım; gayrı nizami harpte asırlardır tek bir ilke vardır. ‘Ara, bul, yok et.’ Hareket edecek, sızacak, ağın içine alacak, darbeleyecek, şeytanı bile şaşırtacaksın.
Sayfa 72 - İnkılap Yayınevi, 16.BaskıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.