Ben inanıyorum ki Hristiyanlar İslamiyet'e Türkiyeli dinsizlerden daha yakındır. Tanışmaları ile hidayete ermeleri mümkündür.
Sayfa 87Kitabı okudu
“İnanıyorum söylediğini candan söylediğine,
Ama bugünkü karar yarın bozulur çok kez.
Hafızanın kulu olmaz kararımız,
Çabuk doğduğu için büyümeden ölür,
Nasıl ki ham meyve dalında durur da,
Oldu mu kendiliğinden düşüverir yere.
Kendi kendimize verdiğimiz sözü tutmak, En çabuk unuttuğumuz şeydir, ne yapsak.
Tutku bitti mi, istem de biter gider,
Ateşli sevinçler de kederler de
Yeminleri yakarlar kendileriyle birlikte.
Sevincin en coştuğu yerde dert en çok yerinir,
Bir dokunmada dert sevince döner, sevinç dertlenir.
Madem ki bu dünya bile yok olacak bir gün
Sevginin bitmesine insan neden üzülsün?Sevgi mi kaderi kovalar, kader mi sevgiyi?
Daha kimseler çözemedi bu bilmeceyi.”
Sayfa 85 - GonzagoKitabı okudu
Yalnızca kötülüklere karşı olmak yeterli değildir. Bugün herkesin karşı gelmek zorunda olduğu birçok kötülük söz konusudur. Bir an hiçbir ırkçı sorunun ya da Vietnam savaşının olmadığını varsayalım. Yaşamı nızla ne yapmaktasınız? İnanıyorum ki gerekli olmasına rağmen protesto etmenin insani eylemin tek biçimi olmadığı kavranmalıdır. Sanıyorum ki genç nesil için en önemli nokta şunlara dikkatini çekmesidir: Tümüyle öznel olan burjuva dünyasının ve dogmayla dogmayı destekleyen bir örgütlenmenin yönettiği dinin dışında bir çerçeve, bir yönlenme ve inanış aramak; hümanist anlamda daha fazla canlılığa varmalarına yardım edecek değerleri seçmek. İnsan olarak varoluşumuzun tinsel sorunlarıyla yüzyüze gelmekten korkmamalıyız.
İstekler nasıl yönlendirilebilir, eğitilebilir? Temel olarak iki yolla sanıyorum. İlki; kendi insanlık geleneğimizi ciddi olarak ele almakla, ki şu sıralar bunu yaptığımız söylenemez. Çoğunlukla, geleneklerimiz üzerine söylediklerimiz, vaaz vermekten öteye geçememektedir. Yalnızca birer ideolojidirler ve yaşamın gerçeklerini yansıtmamaktadırlar. Sorun insanlık geleneğimizin —ki insanlık en iyi geleneğini geçmiş 2500 yılda yaşadı— içinde bulunduğumuz yaşam biçimine bir meydan okuyuş olup olmayacağıdır. İkincil olaraksa, bir sosyalist olarak inanıyorum ki, insani istekler yalnızca farklı toplumsal uygulamalar ve düzenlemelerle, toplumda oluşturulacak farkh bir atmosferle yönlendirilebilir.
" Onların düşmanca tutumlarından korkmuyorum, senin aşkına inanıyorum. Hayatta her şey kötüye gidebilir, aşk hariç. Yeter ki bitkin düşen, bocalayıp tökezleyen zayıf iradeli biri olmasın, aşk hiç bir zaman yolunu şaşırmaz."
"Ufukların ebedi iştiyâkı var nura."
Tevfik Fikret.
Tevfik Fikret'i okurken sözlerin ilham olunduğuna daha çok inanıyorum. Verdiğimiz manalar farklı tabii ki. Nasıl ki Arabî, sözlerin kaybolmadığını; semada, arzda, ummanda saklandığını söylemiş. Belki Tevfik Fikret de mısralarının sırrını Aşiyan'a söylemiştir.
Hayat dediğin başka nedir zaten? Ben şuna inanıyorum ki, üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.
Sayfa 73 - Yapı Kredi yayınlarıKitabı okudu
Öhöm öhöm... (hep bir topluluğa konuşma yapmak ve bu şekilde başlamak istemişimdir.) Biraz erken bir konuşma yapacağım çünküüü şu an aklıma geldi ve daha fazla düşünürsem korkup yazamayacağıma eminim. Ben Ebrar Bektaş, takipçilerimin çoğu biliyodur zafen. Günlerden 25 Ocak Perşembe 2024, saat 21 sularında bu konuşmayı sizlere yapsamda
"Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır."
Karmaşık konuşuyor olabilirim ama inanıyorum ki beni anlayan ve benim gibi hisseden başka birileri de olacaktır. Hayattaki keşkelerimize, pişmanlıklarımıza rağmen bunları telafi etme şansımız olsaydı o hayatlarda mutlu olabilir miydik? Yaşamadığımız bir hayatın nasıl olacağını düşünüp dertlenmek, üzülmek kolay. Peki şuan olduğumuz hayatı daha iyi kılmak için neler yapıyoruz? Hayatımız pişmanlıklarımız, hayal kırıklıklarımız, düşlerimiz, keşkelerimiz, umutlarımız ve deneyimlerimizin bir bütünü. Bu bütün bizi biz yapan şey. Hiçbirimiz dün olduğumuz insan değiliz ve bugün olduğumuz insan da olmayacağız. Yaşam değişimdir ve Matt Haig'in de dediği gibi "Öğrenmenin tek yolu yaşamaktır."
Matt Haig
The Midnight Library
Her ne kadar protestocu söz ustası kendini ezilmişlerin ve haksızlığa uğramışların savunucusu olarak görürse de onun şikâyetleri, birkaç istisna hariç, özel ve kişiseldir. Onun acıması genellikle iktidardakilere duyduğu nefretin bir ifadesidir. “Hayatı pahasına da olsa, kitlelerin ıstırabına, tahammül edemeyecek kadar insanlık sevgisi taşıyan müstesna adam çok nadiren görülebilir” Thoreau bu gerçeği öfkeli bir şekilde şöyle ifade etmiştir: “İnanıyorum ki bir reformisti bu kadar çok üzen şey onun ıstırap çeken arkadaşları için duyduğu üzüntü değil, kendi kişisel sıkıntılarıdır. Eğer bu sıkıntısı düzeltilirse... o arkadaşlarını bir özür bile dilemeden unutacaktır”
E-pubKitabı okudu
Risk Almak Güzeldir
🧠İlerleme her zaman bir risk taşır; aynı anda hem kendi kalenizde sabit durup hem karşı takıma gol atamazsınız.🧠
FREDERICK WILCOX
Bir şeyler yapmalıyız. Yerimizde sabit bir şekilde, hareketsiz kalarak değil. Yeniliklere adım atmalıyız, düşe kalka da olsa, belki de korkarak, yola çıkmalıyız.
Elimizden geleni yaparak değil, risk alabilme gücüne sahip olabilmek için, elimizden gelenin daha fazlasını yapmalıyız. Korkusuz korkak olsak bile zaman zaman, yolumuzda yürürken engellere takılıp düşsek bile, hızlıca ayağa kalkarak devam etmesini öğrenmeliyiz.
Bir şeyler yapmadan, eylemsiz kalarak, gelmez o başarılar, gelmez… Düştüğümüzde yerden kaldırmaları için birilerini bekleyerek, gelmez o başarılar…
İleriye gidebilmemiz için, harekete geçmek gerekiyor. Yürümek, bir bebek için bile özgüven hissi, özgürlük hissiyken, biz nasıl bu kadar risk almaktan korkar olduk?
Benim mottolarım var.
Bunlardan biri de “Risk almak güzeldir.”
Risk almaktan korkmuyorum. Çünkü; Biliyorum ve inanıyorum ki risk aldığım her şey de ben istersem yapabilirim. Ben istersem üstesinden gelebilirim. Ben istersem başarabilirim.
Ben istediğimde “risk” dediğim engeller bile önümden kenara çekiliyor.
Uzun lafın kısası; Risk almaktan korkmayın. Yeterki siz isteyin ve bir şeyler yapmak İçin adım atın. Verdiğiniz mücadelenizin karşılığında, “risk” dediğiniz engellerin, bir bir devrildiğini göreceksiniz.
Engeller beni durduramaz, gelişimime ancak katkı sağlar. Bakış açınızı değiştirin. Sen değiş. Senin dünyan değişsin.💫🍀
#esrakapılı #bahaneleresığınmakyok #engellersenidurduramaz #bakışaçısı #riskalmakgüzeldir 
Bahanelere Sığınmak Yok 
Esra Kapılı
Kral Kaybederse Kitap Yorumum
Hepimizin bildiği üzere, son yıllarda Gülseren Budayıcıoğlu, kitaplarından ziyade, hikayelerinin televizyon dizilerine aktarılması ve iyi bir rating alması açısından sürekli gündemdeki yerini korumayı başarmıştır.
Tipinden tut zenginliğine kadar her konuda fevkalade bir hayat süren Kenan'ın, alıştığı karşı konulmaz cazibesi ve el üstünde tutulmasının, sözün özü krallar gibi bir hayat sürmesinin, hayatının gidişatıyla birlikte elinden kayıp gitmesini, bir başka deyişle tahtını kaybetmesini en uç duygularda gezinerek okuyoruz.
Gülseren Budayıcıoğlu hikâyelerini benim için okunası kılan en önemli özellik yaşanmış olduklarıdır. Gerçek hayat hikayelerini okumanın insana hayatta vizyon kazandırdığına inanıyorum. Bu hikayede de öğreniyoruz ki düşmez kalkmaz bir Allah. Tek tek empati kurduğumda karakterlerin yaşadıkları ile birlikte farklı ruh hallerine bürünüp duygusal geçişler yaşadım.
Gülseren Budayıcıoğlu kitaplarının hepsini okudum, beğendim.
Kırmızı Pelerin 
Camdaki Kız 
Gülseren Budayıcıoğlu 
Camdaki Kız 
Madalyonun İçi 
Hayata Dön 
Günahın Üç Rengi 
Kral Kaybederse 
Hayatın Sesi
