Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İsmail Büyük

İsmail Büyük
@ismailbuyuk_
Hayatınızdaki en önemli iki gün; doğduğunuz gün ve neden doğduğunuzu anladığınız gündür... youtu.be/RgKKgzVhMgY
Bu dünyaya gelmek için hiç kimse bizim fikrimizi sormadı. Hiç kimse gelmek istiyor musun, burayı tanımak istiyor musun demedi. Hepimiz bizim isteğimizin dışında doğduk ve bir gün yine, kontrolümüz dışında ölüp gideceğiz. Ve hepimizin olmasını istediği hayalleri vardır. Bir de yaşamak zorunda olduğu hayatı… Olmasını istediğimiz ve olmak zorunda olduğumuz bir yerde sürüp gider ömür denilen kısıtlı zamanımız.
Reklam
Aslında hepimizin düştüğü bir hata bu. Sadece en kötü zamanlarımızda, başımız derde girince, yokluktayken, sınava girerken, kısaca kendimizi çaresiz hissettiğimiz zamanlarda dualara sığınırız. Oysa ne büyük yanlıştır bu! Keşke en mutlu olduğumuz, her şeyin yolunda gittiği zamanlarda da dua etsek. Yüce Allahımızı her an, her saniye aklımızdan çıkarmasak ve bize verdiği güzel hayat için şükür etsek.
Mutluluk hiçbir zaman gerçekleşmesini istediğiniz tek bir olaya bağlı olmaz. Örneğin; sevdiğine kavuşma hayali kuran birini, evlilik yolunda atılan her adım mutlu eder. Kimisi için ocağında kaynayan bir çayının olduğunu, kimisi için akşam eve döndüğünde sıcacık bir gülümsenin karşılayacağını bilmek mutluluk kaynağıdır. İnsan aslında mutlu olmayı kafasında çok büyütür. Mutluluk etrafınızda olup biten, akıp giden hayatın ta kendisidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir insan hayatı boyunca sadece kendi gibi davranırsa gerçekten karakter sahibi olabilir. Ortama ve kişiye göre değişkenlik gösteren insanların, insanlıkları da sorgulanmalıdır. Kazansan da kaybetsen de neysen o olmalısın. Ancak o zaman insanların gözünde saygı kazanır ve net bir izlenim bırakırsın.
Umut bazen iyi bazen de insanı mutsuzluğa sürükleyen bir duygudur. İnsan bir konu hakkında tüm umutların tükendiğini hissederse, kendine yeni yollar arar. Aynı noktada bekleyip durmaz. Fakat gerçekleşeceğine dair en ufak bir umut onu beklemeye şartlandırır. Tüm dünyası, gördüğü o küçücük umutla şekillenir.
Reklam
İnsanlar çoğu zaman kendilerine bir hedef belirlerler ve o noktadaki kişi gibi olmak isterler. Hatta bazen öyle abartırlar ki sadece düşünceden ibaret olan bu hayalleri gerçekmiş gibi görürler. Ve bir süre sonra kafalarında kurdukları kişiye kendileri de inanmaya başlar. Olmak istedikleri kişiyi anlatırken, kurdukları yalanların farkına bile varmazlar.
Oysa hayata sadece kalp gözüyle bakan birinden asla kötülük gelmez.
Onlar sizinle aynı takımı tutmak, aynı renkleri, aynı yemekleri veya aynı oyunları sevmek zorunda değiller. Sizin istediğiniz mesleği seçmek zorunda da değiller. Bırakın çocuklar kendi hayatlarını, kendi istedikleri renklerle boyasınlar.
Allah bizi sadece yemek, içmek için, bu dünyanın güzelliklerini sömürmek, dahası dünyaya kötülük etmek için yaratmış olamaz. Hepimizin bir varoluş amacı vardır. Kimimiz insanlığa faydası olacak işler yapmaya çalışırız, kimimiz bir çocuğa umut oluruz, kimimiz ise bizden sonraki nesillere yol gösterecek eserler bırakırız. Ama illa ki bir şeyler yaparız, günlerimiz sadece nefes alıp, anın tadını çıkarmak olmamalıdır.
Eğer hayattan tam olarak ne istediğimizi, neler yapmaktan hoşlandığımızı ve bizi gerçekten neyin mutlu edeceğini tespit edebilirsek işimiz çok daha kolay olur. Kendimize bir hedef belirleriz ve bütün çabamızı onu gerçekleştirmek için kullanırız.
Reklam
İnsan bir şeyi tam anlamıyla görebilmek için yüreğiyle bakmalıdır. Gözler sadece herkesin gördüğünü görür. Gerçekten özü görmek istiyorsanız, kalbinizle bakmalı ve hissetmelisiniz.
Evrene pozitif enerji yayın derler ya hani. Eğer bir şey hakkında olumlu düşünür ve gerçekleşeceğine yürekten inanırsak, başarırız. Tam tersi daha baştan karamsar bakıp, yapamayacağımızı düşünürsek, olacağı varsa da olmaz. Unutmayın, hayatınız sizin elinizde şekillenen bir hamurdur!
Yok etmek sadece zorbaların ve cahillerin işidir. Bir insan zekasıyla yenemeyeceğini anladığı anda ya şiddete başvurur ya paranın gücüne. Birisi sizinle aynı fikirde değil diye onu yok edemezsiniz. Medeni ve erdem sahibi insanlar böyle yapmaz. Çok okuyan ve bilginin gücüne inanan her insan, sadece konuşma yolunu seçer. Sizden olmayanları yok etmek yerine, bilginin ve fikrin gücüyle, sizin gibi düşünmesini sağlamalısınız.
Hani bazı anlar olur ya, insana kendi bile fazla gelir. Kimseyi görmek, konuşmak istemez. Kimseye tahammül edemez. Oysaki tüm canlıları, insanlar da dahil seviyordur. Fakat hayat öyle şeyler yaşatır, öyle boşluklarda bırakır ki insanı, an gelir o çok sevdiğimiz insanlara bile tahammül edemez oluruz.
İnsanı insan yapan, yüzüne güzellik katan ve onu sevdiren tek şey kalbinin temizliğidir. Yoksa hepimiz aynıyız, etten ve kemikten oluşmuş bedenleriz. Bizi birbirimizden ayıran tek şey kalplerimizin özelliğidir. Eğer temiz ve güzel bir kalbiniz varsa, bu dışınıza yansır. Fakat kararmış, herkesin kötülüğünü isteyen, kıskanç biriyseniz, kalbinizin kötülüğü yine yüzünüze yansır. Ve dünyalar güzeli olsanız bile, kalbinizin karanlığı güzelliğinize gölge düşürecektir.
175 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.