Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
Yaşar Kemal ustayı anlatmaya geldim.
BİR LİSELİNİN ÇİLESİ :)
Bir Sürgünün Anıları incelememde, lise yıllarımın abimin beni yönlendirdiği iki büyük yazarı okumakla geçtiğini, başka bir incelememde de o yazarı anlatmak istediğimi yazmıştım. İşte o büyük an geldi.
O
Hacı Agalansak da mı Hacılansak, Hacılanmasak da mı Hacı Agalansak?
Efendim? Peki, peki yeterince anlaşılmadı farkındayım… Biraz daha açık olmakta fayda var...
Kitaba tam 35 alıntı yapmışım. Daha fazlasını pek ala yapabilirdim. 105 Sayfalık bir kitap nasıl bu kadar anlam yüklü olabilir, nasıl bu kadar halimizi ve ülkemizi anlatabilir size
Buradan bütün anne babalara sesleniyorum; çocuklarınızı amansız bir sınav yarışı içinde helak etmeyin. Sınava girene kadar onlarla empati kurun konuşun. Benim oğlum, kızım doktor olacak mühendis olacak diye onlara baskı yapmayın. Kendi hırslarınız için çocuklarınızın hayatını karartmayın...Şimdi dilerseniz kitabımıza geçelim. “Kaçak Kız" romanını usta yazarımız Muzaffer İzgü yazdı. Genç bir kız olan Üzüm ÖYS Sınavını kazanamayınca anne baba baskısından kurtulmak için evden kaçar. Babası onun doktor olmasını istemektedir. Üzüm ise tiyatroya gönül vermiştir. Genç kız tiyatro oyuncusu olmayı çok ister. Bir gün evden kaçarak sokaklarda dolaşmaya başlar. Sokakta ayyaşlara rastlar. Ayyaşlar onu yanına çağırır ama o gitmez yanlarına. Sonra bir kafede içki içer ve otogara gider. Herhangi bir otobüse binip yaşadığı yeri terk etmek ister. Bu sırada adı Fırat olan bir genç ile tanışır. Kitabın devamında süpriz bir son sizi bekliyor. Ben kitabı okurken kendimi kahramanımız Üzüm'ün yerine koyarak empati yaptım. Onun çıkmaz sokağını gördüm ve içimde yaşadım. Çok duygulandım. Kitabın dili ve dialoglar oldukça sade ve akıcı. Üzüm sınav stresinden kaçıyor ama biz kitabı okurken duygularımızdan kaçamıyoruz... Okuyun Üzüm'ün dramından kalbiniz sızlayacak...Keyifli okumalar
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
YouTube kitap kanalımda Yaşasın Orgazm kitabını önerdim: ytbe.one/ObfKUmJ9FXM
Oğuz (Yaş 14) : Orgazm ne demek anne?
Annem : Çok ayıp. Nerden duydun o kelimeyi? İleride öğrenirsin.
Oğuz (Yaş 24) : Yaşasın Orgazm!
"Kişinin eşini daha iyi tanıyabilmek için evlenmeden önce hayatını geçireceği kişiyi çıplak görme izni vardır."
Isaac Asimov , 1920 Rusya doğumlu bir Amerikan vatandaşıdır. 1992’deki ölümüne dek hakkında yazmadığı bir kategori bırakmayan Asimov, bilimkurgu yazarı olmasının yanı sıra, iyi bir bilim insanıdır da. Bir Kimya profesörü olan Asimov, hayatını tam zamanlı
İncelemeye kitaptaki önsözle başlamak istiyorum:
"Uygarlık çağının ortasında, yasalar ve gelenekler aracılığıyla, dünyayı yapay olarak cehenneme çeviren ve ilahi kaderi insanlık belasına bulaştıran toplumsal lanetlenme hali devam ettikçe, yüzyılın ilki insanlığın emeğinin sömürülmesinden dolayı aşağılanması, ikincisi kadının açlık yüzünden
HAZİRAN AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ
Ama bu sefer geleceğini söylemiştin abi demişti Mustafa. Hadi sen git benim biraz işim var diye geçiştirdi Mustafa’nın abisi. Zaten babaları vefat ettiğinden beri bir kez mezarına gitmişti Mustafa’nın abisi. O da cenazenin kaldırıldığı ertesi haftaydı. Yine tek başına beş kilometrelik mezarlık yolunu yürüyerek gitti
İlk sayfasından itibaren beni içine alan; uzun zamandır bu kadar tadına vararak okuduğum, anlamlı ve amacı olan bir kitap görmemiştim.
Bende uyandırdığı etki o kadar muazzam oldu ki daha otuzuncu sayfasında beğeneceğini düşündüğüm arkadaşlarıma kitabı önerir oldum. Uzatmadan sizlere bir kaç fikir edindirmek adına kendimce kitabı tanıtmak
-mmm- kahvenin en sevdiğim yanıydı; kokusu. En sevdiğim yerdi, evin mutfağı; yaptığım yemekler... İran'dan kaçak getirttiğim çay... veranda da biraz sonra keyfini süreceğim kahvemin son dokunuşlarını yapıyorum. Beni sinsice bekleyen Mükremin de, verandada duran minderimin üzerine uzanmış uyukluyordu, belki kitabım bitene kadar da uyuklayacak gibi.
Tütün olurdu eskiden. Tütün. Sarı tütün. Eski zamanlarda. Güzel zamanlarda. Tiki tak tiki tak tiki tak. Tütün işlemeyi bilen insanların olduğu zamanlarda. Tiki tak tiki tak. Unuttuğumuz/unutturulan zamanlarda. Tiki tak tiki tak. Tek derdimizin sigara içilmesi olmadığını bildiğimiz zamanlarda. Tütün olurdu. İnsan boyu tütünler. Yeşil yeşil. Damarlı