Filmin uluslararası başarısının "İşte mutluluk bu!" der. Filmin uluslararası başarısının ilginç bir yönü, hem mutluluk idealini hem de mutluluğun günümüzdeki hayatımızın her alanına ne ölçüde nüfuz ettiği hakkında çok şey söylemesidir. Mutluluk her yerdedir: televizyonda ve radyoda, kitaplarda ve dergilerde, spor salonunda, yiyecek ve diyet tavsiyelerinde, hastanelerde, işte, savaşta, okullarda, üniversitelerde, teknolojide, internetde, evde, siyasette ve elbette ki market raflarında. Mutluluk kültürel imajınımıze musallat olmuştur; hayatlarımızda gündelik olarak (per diem) ve bıkkınlık verecek ölçüde (ad nauseam) yer etmiştir; mutluluk hakkında bir şey duymadan veya okumadan geçirdiğimiz günler nadirdir. Gerçekten de internette “mutluluk” kelimesi için basit bir arama yaptığımızda yüz binlerce sonuca ulaşırız. Örneğin Amazon’da adında mutluluk kelimesi geçen kitapların sayısı yüz yılın başından önce 300’ün altındayken bugün 2.000’i aşmıştır. İnsanların Twitter, Instagram ve Facebook’ta mutlulukla ilgili paylaşımlarının haftalık sayısında da aynı artış gözlemlenir. Mutluluk, kendimiz ve dünyamız hakkında sağduyulu anlayışın temel bir parçası haline gelmiştir. Mutluluk kavramına artık öylesine aşinayız ki, onu kanıksamış durumdayız. Bu bize öylesine doğal gelir ki, mutluluğu sorgulamak cüretkarca değilse bile alışılagelmişin dışındadır.