Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
ÖNSÖZ: Argo ve Türkçede Argo Üzerine Genellemeler (I) ARGONUN TANIMLARI Belli başlı kaynaklar tarandığında, argo tanımlarında hem farklar, hem eksiklikler görülür. Bu, bilimin ve dilbilimin yaşama zaman zaman yetişemeyen soğukkanlılığından doğduğu gibi, – argonun zaten karmaşık olan yapısından, ele avuca sığmaz, değişken mi değişken
Muzaffer İzgü (29 Ekim 1933 - 26 Ağustos 2017)
Telsizler hemen çalıştı: “Konuk, ayı avlamak istiyormuş!” Konuk ki ne konuk, en büyük devletin en büyüklerinden… O büyük devletle öyle sıkı fıkıyız ki, kardeşten öte. Ne buyurursa o büyük devlet,biz hemen yerine getiririz, bir dediklerini iki etmeyiz; babamız, ağabeyimiz gibi bir devlet işte. Bu koskoca dost devletin, koskoca büyüğü, ayı
Reklam
LOJMAN Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-2/Kitabı okudu
Bir grup Kızıl Ordu Soldatının bize yaklaştığını gördüm. Pek aldırış etmedim.Yanımıza geldiler, bizi bir araya topladılar. İçlerinden birisi "Ellerinizi açın ve Allah'a dua edin. Ondan birer parça kırmızı elma isteyin," dedi. Biz ise bizden istenen davranışları anlamsız bulmamıza rağmen yerine getirdik; ne de olsa karşımızdakiler Kırmızı Ordu askeriydi. Nerede, ne zaman, ne yapacakları pek kestirilmezdi. Biraz sonra "Açın bakalım ellerinizi, elma var mı?" dedi asker. Biz avuçlarımıza baktık; doğal olarak elma falan yoktu. Sonra tekrardan gözlerimizi kapatmamız istendi. Bu kez ise aynı şeyi Stalin Amcanızdan isteyin dediler. Biz de gözlerimizi kapatıp "Stalin Amca bize elma ver..." demek zorunda kaldık. Gözlerinizi açın şimdi dediler; o sırada avuçlarımıza birer parça elma konmuştu."Gördünüz mü size elmayı kim verdi? Tabi ki Stalin." dedi askerlerden diğeri.
Sayfa 11 - Asur YayınlarıKitabı okudu
KÖŞEDE BEKLEYEN ASKER Otobüs yolcuları elinde beyaz bir baston taşıyan genç ve güzel kadının otobüse binişini içten gelen bi sempati ile izlediler. Basamakları geçti, boş olduğu söylenen koltuğu el yordamıyla buldu, oturdu, çantasını kucağına aldı. Bastonunu koltuğa yasladı. 34 yaşındaki Susan, bir yıldır görmüyordu. Bir yanlış teşhis sonucu
Bizim askerler önce geri çekilip sonra geri gelmişler ve düşmanı kapı dışarı etmişler. O harekatta biz de öyle yapıyorduk. Tüfeği sıkışan bir asker vardı. Düşman denizcisine taşla saldırdı. Mustafa Kemal,onu bize örnek gösterdi. Şimdi bu olay tüm Türkiye'de biliniyor, öyle sanıyorum ki, bugünlerde herkes askerlerden bu nedenle Mehmetçik diye söz ediyor...
Reklam
Halk Okulu: Kışla Daha İsveç egemenliği dönemindeyken Finler’in kendi anayasa kurumları vardı. Bu yasa gereğince Finler’in Seym denilen bir parlamentoları vardı. Kendilerine mahsus posta pulu ve para birimleri vardı. Az sayıda da orduya sahiplerdi. Finler, Rus egemenliğine geçtikten sonra da bu kurum ve haklarını korudular. Ancak
Böyle rahat uyuman büyük bir şans yavrum, ileride, büyüdüğün zaman, uykusuz geçireceğin günler de olacak... O uykusuz geceler herkesin başına gelir, kimse kurtulamaz. Ama daha vakit var o günlere. Şimdi uyu, rahat uyu yavrum, güzel rüyalar gör...”
Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Cengiz Aytmatov
- Hadi Gülsarı’m, yürü. Durmak işimize gelmez, gayret et yavrum, yürü! At hareket etti, araba sarsıldı, tekerlekler gıcırdadı. Yaşlı adam ve yaşlı at, ağır ağır dağ yoluna koyuldu. Tanabay atla beraber yürürken "artık gücü kalmadı zavallının" diye düşündü. "Kaç yaşındasın Gülsarı? Yirmi yaşında mı? Yoksa daha mı fazla.
Elips KitapKitabı okuyacak
Aslan Asker Şvayk
JAROSLAV HAŞEK ve ARSLAN ASKER ŞVAYK Çek yazarı Jaroslav Haşek, 24 Nisan 1883'te Prag'da doğdu, 2 Ocak 1923'te Lipnice'de öldü. Hakkında anlatılan sayısız hikâyelerle fıkralar onu, Çek halkının bir kahramanı haline sokmuştu. Gerçekten Haşek dergilerde, gazetelerde, yıllıklarda yazdığı birçok serüvenlerden çok, kendi başından geçenler
Sayfa 5 - VARLIK YAYINEVİ - BÜYÜK ESERLER KİTAPLIĞI: 200 Temmuz 1971Kitabı okudu
Reklam
Aslan Asker Şvayk
Hizmetçi kadın, “Başımıza gelenleri duydunuz mu efendim?” dedi Şvayk’a. “Sevgili Ferdinand’ımızı öldürmüşler!”* Şvayk, yıllar önce, ahmaklığı heyet raporuyla resmiyet kazanınca ordudan ayrılmak zorunda kalmış, köpek satıcılığına başlamıştı; soysuz hilkat garibelerini millete soylu köpekler diye yutturuyordu. Köpek satıcılığının yanı
Sayfa 15 - 1 Aslan Asker Şvayk Dünya Savaşı’na burnunu sokuyor - Birinci bölüm CEPHE GERİSİNDE - Can Yayınları 2006Kitabı okudu
Aslan Asker Şvayk
Kupa Meyhanesi’nde tek bir müşteri vardı: Devlet güvenlik örgütünde görevli sivil polis Bretschneider. Meyhaneci Palivets bardakları yıkıyor, Bretschneider de onu kapana kıstırmaya çalışıyordu, ama boşuna. Palivets, ağzı bozuğun tekiydi. “Göt”ten, “bok”tan, “sıçmak”tan başka laf bilmezdi. Ama aslında mürekkep yalamış adamdı; önüne
Sayfa 19 - 1.Aslan Asker Şvayk Dünya Savaşı’na burnunu sokuyor - Birinci Bölüm CEPHE GERİSİNDEKitabı okudu
Kuru Fasulye
1999 Mart'ında pek çok kitap yazmış, ilginç bir köy imamı ile ilgili araştırma yapmak için Edremit'e gitmiştim. El Ezher'de okumuş, Teşkilat-ı Mahsusa'da çalışmış, Çanakkale-Filistin cepheleri, Milli Mücadele derken, yıllar sonra Edremit'e dönmüş, binlerce kitabını Edremit kütüphanesine bağışlamış birisi: Tahir Harimi Balcıoğlu Onun ile
Sayfa 107 - Şehitkale Yayıncılık
Karşına Çıkan Bütün Engellere Rağmen Yılmayan Matematikçi SOPHIE GERMAIN
Romalılar Sirakuza'yı ele geçirip şehre girmişlerdi. Bu sırada, Arşimet bir geometri sorusu üzerinde çalışıyordu. Çalışmasına o kadar yoğunlaşmış ve dikkatini vermişti ki ne Romalıların şehre girdiğini ne de şehrin alındığını fark etti. Sonunda Romalı bir asker hızla Arşimet'in yanına geldi. Arşimet'e; " Roma generali Marcellus seni bekliyor. " dedi. Askeri dikkate almayan Arşimet, çalışmasına devam ederek: " Şimdi bir problem üzerinde çalışıyorum sonra gidebilirim. " diye cevap verdi. Bu cevaba öfkelenen asker ünlü matematikçi Arşimet'i orada öldürdü. Sophie, Arşimet'in ölüm hikâyesini duyduğunda çok etkilendi. Başında onu öldürebilecek bir asker beklerken nasıl oluyordu da bir matematik problemi üzerinde bu kadar yoğunlaşabiliyordu. Küçük Sophie " Matematik çok ilginç bir alan olmalı! " diye düşündü ve o anda kararını verdi.
Sayfa 118 - TİMAŞ
Aziz Nesin - Başka Nasıl Anlatmalı?
"...Tehlike üzerimize çullandı çullanacak... Aymak zamanı ha geçti, ha geçiyor... Bu tehlike, dinsel gericiliktir, bağnazlıktır, yobazlıktır, gericiliktir, ortaçağı bile yaşamadan ortaçağ karanlığına gömülmektir; üstelik 'Atatürkçüyüz! Atatürkçüyüz!' diye diye sürünerek, inleye inleye akılcılıktan kaçıp gericilik batağında eriyip
Sayfa 35 - "Başka Nasıl Anlatmalı?" başlıklı makalesinden, 25 Mayıs 1993. - Aziz Nesin,Bir Tutam Aydınlık,Adam Yayınları,1.Basım Nisan 1994,s.35-36
1.177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.