“Kendini dünya acısı aracılığıyla tanımlayan, yabancılaşmanın verdiği ıstırabın duygusu olarak gören Romantizm akımın üzerinde Eichendorff’un bu akıma isyan eden “güzel yabancı” ibaresi süzülür. Uzlaşmanın sağladığı ortamda, yabancı olan, felsefenin emperyalizmi aracılığıyla ilhak edilmeyecek, yabancının belli bir yakınlıkla durmakla birlikte
"Bir zamanlar düşünürdü göğsümde yüreğim..."
(Homeros- İlyada, XIX -330)
Düşünmenin göğüsten bilindiği bir zamandan...
Homeros'un İlyada'sı Akhilleus'un öfkesi "Söyle tanrıça, Peleusoğlu Akhilleus'un öfkesini söyle" ile başlayan ve Hector'un ölüm töreni ile son bulan epik geleneğin kuşkusuz en ünlü eseridir. Troya
Geçiyor vakit işte öyle beyhude,
Oturdum bir denizin eşiğine.
İzliyorum dalgaları hayallerimde.
Bir kuru sandalyenin üzerine oturup,
Dalgaları dinliyorum, ruhum yine gezmelerde.
Kimseler yok bulamıyorum,
Anlatamam derdimi kimseye.
An olur Aşık olurum, An olur En-el Hak.
Özüm benliğime bağırır, oturma haydi kalk.
İşte bu haykırışlardı aratır sokak sokak.
Şimdi kül olmaya hazırlanmalı,
Gelecek yakın da ölüm, olmalı anlım ak.
Ne oluyor diye sormayın, bilmiyorum.
Avareyim, bi çareyim, öyle işte geçiyorum.
Bir denizin eşiğinden sesleniyorum.
Sözü hep kendime söylüyorum.
Boş şeylere ne çok hevesleniyorum.
Hakikat meydanında, gözlerimi açamıyorum.
Gelmeli şimdi bir dostun evine,
Bedenim burdayken ruhum denizin eşiğinde.
Aslında hepsi hayaldi, gülümsüyorum halime,
Özlemimde hasretimde ileride,
Yürümem için yolu gereken istek özümde...
Ve ölüm budur işte; nar çatlıyor ve kan rengindeki damlacıklar damlamaya başlıyor. Ve ince beyaz tüller dalga dalga kızıla boyanıyor. Ve kızıl rengin dalgaları durmadan genişliyor ve genişliyor ve genişliyor.
Biraz günışığı, biraz rüya ve biraz umut
Toplamda 6 bölümden oluşan bu kitapta ,ana bölüm olan, sadece ilk 2 bölümü açacağım.
1. Bölümde evrenin yaradılışındaki 7 güne tanık oluyoruz.
Şairane ve sesleniş havasında yazılmış bu hikayede önce yaradılış ve evren hakkındaki sorgulamalardan, düzensizliklerden, acılardan bahsediliyor.
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
Ursula K. Le Guin'in Yerdeniz adlı büyüleyici, ince, ışıltılı hayal gücüyle dolu eserini okumaya devam...
Atuan Mezarları, serinin ilk kitabı olan Yerdeniz Büyücüsü'nün devamı. Yerdeniz Büyücüsü, herhalde şu dünyada en çok sevebileceğimiz bir kaç büyücüden biri olan Çevik Atmaca'nın, yani Ged'in büyüme öyküsüydü: Ged büyürken yaptığı doğru ve
Hayat da zamanın oyuncağıdır.
Ama tüm dünyaya hükmeden zamanın da
Er ya da geç bir sonu olmak zorundadır.
(William Shakespeare, Kral IV. Henry - 1, s. 128)
İlk olarak 1925 yılında, Raci’nin Hatıraları adıyla yayımlanan A’mâk-ı Hayal, Batılı bir anlayış içeren romanlardan farklı bir kurguda yazılmasıyla dikkat çeker. Nesir olarak kaleme alınan,
BİBLO
“Biraz da kil alabilirmiyim?”
-"tabi ki, ne kadar lazım?..”
“Yani.. , - bilmiyorum ilk defa yapacağım"...
O an sanırım Bilgin’in neler düşündüğünü anlamışsınızdır. Ya bu adamı burada boğmak istemiştir ya da terslemek fakat o aksini yapmış daha nelerin olacağını da şimdiden sezmiş sükûnet ile alışverişine bir heyecan ile
“İnsan güruhu korkutucudur.” - Euripides
1. Euripides’e Dair:
Tarihçi Philokhoros’un aktardığı bilgiye göre, toprak sahibi bir babadan, soylu bir anneden geldiği düşünülen Euripides,
Ve ölüm budur işte; nar çatlıyor ve kan rengindeki damlacıklar damlamaya başlıyor. Ve ince beyaz tüller dalga dalga kızıla boyanıyor. Ve kızıl rengin dalgaları durmadan genişliyor ve genişliyor ve genişliyor.
Mehmed Uzun
Nar Çiçekleri
Tanrı'nın Psikopat Çocukları...25.12.2017
Bir kitap düşünün, bir polisiye kitabının olağandışı bir emekle hazırlandığını ama kitlesinin az olduğunu düşünün. Ne garip değil mi? Araştır, araştır ve araştır. Alein Kentigerna şu ana kadar okuduğum en iyi polisiye romanlarından ilk 3 diye sıralanırsa o sıradan birini alacaktır.
Ben, ben bilemiyorum.