Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hiç mi tanıdık gelmedi? Yine kendinizi kandırıyor olabilirsiniz. Önceki bölümlerde de bol bol bahset- tiğim gibi, insan olmak demek ötekine muhtaç olmak demektir. Evet, ihtiyaçlarımızı açıkça dile getirmek en ideali dedik, ancak bazen buna alan bulamayabiliyoruz. Burada sormamız gereken şudur: ne oluyor da kendimizi olduğumuz gibi ifade edemiyoruz? Kendi ihtiyacımızın farkında mı değiliz? Farkındayız ama ifade etmek ilişkisel anlamda bir tehlike gibi mi geliyor? Bu geçmişe dair bir korku mu, yoksa şu anki ilişkime dair bir şeyler de anlatıyor mu? Eğer manipüle eden sizseniz, açıklığı ve netliği sizler için zorlaştıran nedir, bunu bulmak hem kendinize hem de ilişkinize çok iyi gelecektir. Sürekli manipüle edildiğinizi mi hissediyorsunuz? Bu söyleyeceğim hoşunuza gitmeyebilir ama bu işler karşılıklıdır.
Sayfa 89
Size de çok tanıdık gelmedi mi? Aynılarını yaşattılar....
Mao, iktidara geldikten sonra, din aleyhindeki propaganda telkinleriyle halkın beynini yıkamaya çalışırken, İslâmı hatırlatacak hiç bir şeyin kalmaması için de, çeşitli önlemler almıştır. 7 Eylül 1956'da yaptığı bir devrim ile, Müslüman Çinliler'in ve Uygur Türkleri'nin kullandığı İslâmi alfabeyi yasaklamış ve yerine daha zor olan kiril alfabesini uygulamaya koymuştur (1) Böylece yeni yetişen nesil, atalarından gelen bin yıllık İslâmi kültüründen de koparılmış olup, sadece devletin yayınladığı kitaplarla, tarihini öğrenebilecek duruma getirilmiştir. (1) [Komünizm'in Din Politikası sf: 92 (Mehmet Kartal) 1971]
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
–Ne tuhaf. diye söylendi Ali. –Sanki şu polisiye yazan adamı daha önceden tanıyor gibiyim. Asıl tuhaf olan, öyle herkese kolay kolay kanı ısınmayan bizim yabaninin daha ilk karşılaşmalarında bu yazarı sevmeye başlamasıydı. –Televizyonda görmüşsündür. Kitapları çıktığı zaman kanal kanal dolaşıp röportajlar veriyor. Gözlerini kısarak başını salladı. –Yok Başkomiserim, öyle değil, sanki çok eskiden tanır gibiyim. Yurtlarda filan öğretmenlik yaptı mı acaba? Oralarda bir yerlerde mi karşılaştık. Hiç yabancı gelmedi bana. –Size bir şey söyleyeyim mi. dedi Zeynep, duyulmasından çekiniyormuş gibi sesini kısarak. –Ben de öyle hissediyorum. Yani daha önce televizyonda filan dinlemiştim tabii, gazetedeki röportajlarını okumuştum, ama böyle yüz yüze gelince bana da tanıdık geldi adam. Sanki bir akrabaymış gibi... İyice saçmalamaya başlamışlardı.
Bi tanıdık geldi bana sanki
Cinliğe gelince şeytana pabucunu ters giydirir; işine gelmedi mi deliliğe vurur.
"Burası da neresi?" diye sordum, "İlk defa görüyorum." Hazar keyifle güldü "Tanıdık gelmedi mi?" diye sordu. Başımı salladım. "İIk defa gördüğüme yemin edebilirim." dedim. Hazar bir kez daha güldü. "Çok normal..." dedi, "Çünkü burası senin için yapıldı, sevgilim." dedi.
Size de tanıdık gelmedi mi?
İyi adamdır, dinine düşkündür, aklı başındadır, okuryazardır, ancak çalıp çırpmayı sever!
Reklam
Bu satırlar size de tanıdık gelmedi mi ? =)
Akıl çelişkilerle çekişmelerle doludur. Başkalarının güvenini kazanmak için yalan söyleriz. Birine yakınlaşmak için gerçek kişiliğimizi gizleriz. Mutluluğu onu elimizden kayıp gitmesine neden olacak şekilde kovalamaya çalışırız. Haksız olduğumuzda bunun tersini kanıtlamak için elimizden ne gelirse yapmaktan kaçınmayız...
Tanıdık gelmedi mi?
Halkın açlığına değinecek olursak: Halktan alınan vergi çok yüksek Ve bu yüzden açlar.
Sayfa 80 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Tut ellerimi yabancı, uzak kaldığın tenim aramadı mi sanıyorsun çürüyen et yığınına dönüşürken, ne yapabilirim, tanıdık gelmedi birbirimize ,birbirimize yabancı yerlerimiz bizim.
Sayfa 175Kitabı okudu
Sizce tanıdık gelmedi mi?
Japonya eğitim sisteminin öğrencinin bireysel özelliklerini rahatça geliştirmesini pek göz önüne almadığını düşünüyorum. Bugün de müfredata göre bilgi yığılıyor ve sınavdan geçmeye odaklı bir sistem var. Söz konusu olan; bir okuldan hangi üniversiteye kaç kişinin girmeyi başardığının, hem öğretmenler hem de ebeveynlerin büyük bir ciddiyet, umut ve endişeyle baktıkları tek şey olması. Ne kadar üzücü değil mi?
Reklam
Gözlerini açtığı zaman oda gene karanlıktı. Sevgi’yi görmüştü. Onu eskisi gibi sevdiğini söylemişti. Sevgi’ye bakıyordu. Onun konuşmasını bekliyordu. Sevgi, başını önüne eğmiş düşünüyordu. Oysa, bir şey söylemesi gerekiyordu. Hikmet, ne sonuç aldığını öğrenmek istiyordu. “Ne diyorsun?” diye sordu Sevgi’ye. “Ne diyeyim?” diye karşılık verdi Sevgi.
Fazla tanıdık gelmedi mi?
"Kuve, kelime anlamı olarak sorgulamadan inanan anlamına geliyordu."
Sayfa 146Kitabı okudu
Size de tanıdık gelmedi mi?
Konfüçyüs, bir kimsenin bütün hayatına rehber olabilecek bir şey var mıdır, sorusuna: "Karşılıklı davranış kelimesi kullanılamaz mı? Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma!" diye cevap vermiştir. Konuşmalar, 15/23)
Sayfa 445Kitabı okudu
bir yerden tanidik gelmedi mi ?
24 saatlik kuluçka süresi... VİRÜS hava yoluyla bulaşıyor. Zayıf düşürücü etkileri farklar sergiliyor. Bazı insanlar 3-4 gün boyunca katatonik durumda kalırken, diğerleri 24 saat içinde iyilesebiliyor. Çok genç ve zayıf bunyeli vakalar dışında tam iyileşme neredeyse evrensel. Bununla birlikte enfeksiyonun tekrarlanmayacagina dair Bir garanti yok. İnsanların yeniden enfekte olması başlı başına bir endişe; mantıken bağışıklık sistemi istilayi bir kez savusturduğunda,antikorlarin aynı patojen tarafindan yeniden enfekte olmayı önlemesi gerekir ... Bu durum virüsün mutasyona uğradığını işaret ediyor.
Scrooge titreyerek,"neden zincirli sin ve böyle ağır yükler taşıyorsun?"diye sordu. Hayalet, "yaşarken yaptığın zincire bağlıyım,"diye yanıt verdi."her halkasını kendim dövdüm. Tamamen kendi Özgür irademle oluşturdum bu zinciri. Bu, sana tanıdık gelmedi mi?" Scrooge artık korkudan öleceğini düşünmeye başlamıştı. "Sen de yaşamını iş ve para üzerinde kurdun. Senin de zincirin hazır, ancak henüz göremiyorsun. her gününü zincirine yeni bir ağırlık eklemek için kullanıyorsun".
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.