Sen ki, güzelliklere aşık, hayata bağlı, umudu hep içinde taşıyan, arkadaş canlısı, dost biriydin Ali'm. Sen ki, çevrendeki edebiyat dostlarınla en güzel sohbetlerini yapardın. Sen ki, edebiyatımıza en güzel eserlerini kazandırdın. Ama "Karanlık Güç"ler yazmana izin vermedi. Çünkü onlar emeğe düşman, onlar güzele düşman, onlar umuda
O güzel atlara binip giden o güzel insanlardan biriyle, Aziz Nesin'le ve onun kıymetli bir eseriyle tekrar beraberiz sevgili okur dostlarım...
Son günlerde 'timeline'larımızın bu değerli aydınımız ve onun eserleriyle dolup taşmasına vesile olan #28388406 etkinliğini tertip eden
Herkese merhaba
Daha önce iki kez okunmayı deneyip yarım bırakmıştım bu kitabı. Hayatıma girme zamanını doğru ayarlayamamışım galiba:)
Kitapların da insanlar gibi olduğunu düşünmüşümdür hep. Doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza girmeliler...
Ama kitabı okuduğum süre içerisinde defalarca yarım bırakma isteği kapladı içimi. Yine mi doğru zaman
Bir çocuğun anne özlemi etrafında hayatı izleyişinden nereye varabiliriz ki? Proust, Swann’ların tarafı veya Guarmantes tarafından bakarak bize ne söyleyebilir?
Aslında anlatılan hikâyelerin hangi tarafta olduğunun bir önemi yok. İnsana, davranış biçimlerine, davranışın özündeki tutarsızlıklara dair bir sorgulama izleyeceğiz birlikte. Hangi
Bitti.
Sanki kitap değil de hayat bitmiş,
Çevirdiklerim sayfa değil de hayatın günleriymiş gibi...
Gitti.
Giderken beni bıraktı geride. En son Martin'in ardından böyle bakakalmıştım. Oysa ne diyordu rahmetli Erdal Tosun, "Vedalaşmak asıl kalana değil, gidene koyar." Öyle olmadı işte. En çok bana koydu bu gidişler. Varlıklarından
“Küçük Kara Balık”, 12 Eylül darbesi döneminde ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülkede yasaklanmış olup günümüzde de İran’da yasaklanan kitaplar arasında bulunmakta. Peki bu yasakların sebebi ne?
Kitap 56 sayfadan oluşuyor ama yasaklanması gerektiğini düşündüklerine göre, yeteri kadar mesaj içeren bir kitap olduğunu okumadan da anlamak mümkün
Deniz KILIÇ
sayfasındayım. Kitabım ile ilgili geri dönüş yapan tüm okurlara teşekkürlerimi iletiyorum.
Çok güzel dönüşler aldım. Bu benim ilk kitabımdı ve ilk kitaplar hakkında ki efsaneleri bilirsiniz. Bu kitap benim efsanem. Kitapta “Belis”yani
Okumada geç kalmış olduğum bir kitap. Armand Davul ile Marguerita Gautir’in tutkulu ve bir araya gelmelerinin nerdeyse imkansız olan aşklarını akıcı şekilde anlatan Kamelyalı Kadın eseri okuduğunuzda siz etkisi altında alabilecek güzel bir kitap.
Kitap şimdiye kadar okuduğum en güzel kitaplar arasında ilk 10’a girebilecek bir eser. Aşkın yanında
Vahşet nedir? Sınırları var mıdır?
Keyifle okuyacağınız bir inceleme yazmayı çok isterdim, size güzel şeyler anlatmayı, tarifsiz duygulardan bahsetmeyi.
Üzgünüm, çünkü 15 yaşındaki bir kız, sokaklarda oyunlar oynaması gereken bir kız, saçlarını annesine ördürüp okula gitmesi gereken bir kız, güzel güzel elbiseler giyip seke seke gezmesi gereken
"Bazı yollar yıllar alır.."
Bu Ef' in imkansızı olan Efla 'sına yolculuğunun hikayesi..
Her şey Kasım ayında bir gün izne gelen Ef'in O'nu görmesi ve bir gülümsemeye kanmasıyla başlıyor. Öyle ki Ef;
" Kasım ayının yaprakları dalından ayıran ayazı beni onun gülüşündeki sıcaklıktan ayırmaya yetmiyordu. Kilitli
Ve bir gün 'ölüm' fikrini değiştirir..
"Ertesi gün hiç kimse ölmedi."
Ölmemek; insanların başına gelmiş ve gelebilecek olan en güzel şey midir? Yoksa bir felâket midir?
Hızlı bir girişle "Ertesi gün hiç kimse ölmedi." diyerek başlıyor hikaye. Böyle bir girişle kitabın içine girmemek ve o dünyada kaybolmamak çok zor..
Ölümün
Tesadüf diye birşey yoktur. Seçimlerimiz vardır. Birçok olasılık içinden sadece birini seçeriz. Ve bu seçimimiz geleceğimizi belirler. Kendinizi boşlukta mı hissediyorsunuz? Yolunuzu mu kaybettiniz? Kararsızlık mı yaşıyorsunuz? Ruhunuzu mu arıyorsunuz? Bu sorularıma cevaplarınız “evet” ise kitabı mutlaka okumalısınız? David, üniversitede olasılık ve istatistik derslerine giren bir öğretim görevlisidir. Bir gün ders verdiği sırada hastalanır ve hastalığı ilerleyince görevini bırakmak zorunda kalır. David'in en iyi bildiği konu olasılık konusu olduğu için kumara başlar. Kumar oynarken öngördüğü en düşük olasılık gerçekleşir ve kumarhaneye çok fazla borçlanır. Bu esnada fenalaşınca doktora götürülür. Epilepsi hastalığına yakalanmıştır. Doktor, David'in beyni üzerinde birçok deneysel tedavi uygular. Bu tedavilerin sonucunda David bütün olasılıkları görmeye başlar. O artık olasılıkları hesaplamayı bırakmış onları görmeye başlamıştır. Kitapta ayrıca David'in ajan sevgilisi Nava ve şizofren kardeşi Jasper da var. Bu kitap, felsefesi, bilim kurgusu, aksiyonu, polisiyesi, psikolojisi ve duygusallığı ile okurken sizi ta içine çekiyor. Ve bir an kendinizi unutacaksınız. Sorunlarınız uçup gidecek. Kitapta kendinizden parçalar bulacaksınız. Ben de öyle oldu. Kendimi ikiye ayırdım. Kitabı okumadan önceki ben ve kitabı okuduktan sonraki ben. Bu kitap sanki cevaplanmamış sorularımı cevapladı ve beni değiştirdi. İçimdeki boşluğu doldurdu. Kitabın anlatımı,dili oldukça sade ve akıcı. Kolay okunuyor. Sözün kısası, Olasılıksız'ı okuyun olasılıklar içinde kaybolmayın diyorum...Keyifli okumalar
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 201985,9bin okunma
‘’İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek” tüm direnişçiler in kullandığı en bilinen en yaygın slogandır, duymayanınız yoktur.
Bu konuya incelemenin sonunda değinmek istiyorum.
Kitabın okuru oldukça fazla. Gerek siteden gerekse farklı kaynaklardan okuduğum kadarıyla anlaşılabilir özeti ;
New York’tan Buenos’e giden bir yolcu gemisinde yolculuk yapan