Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Ne yapıyorsun?” “İçiyorum.” “Niçin içiyorsun?” “Unutmak için.” “Neyi unutmak için?” “Utancımı unutmak için.” “Neden utanıyorsun?” “İçmekten utanıyorum.”
Yürümek iyidir. Her zaman iyi. İşe yarıyor. Yoksulsun ve taksi pahalı ya da zenginsin ama vücudundaki yağ­ ları eritmek istiyorsun; yürümek işe yarar. Düşünmek istiyorsan yürürsün. Fikirden, hayalden arınmak istiyor­ san yine yürürsün. Kalabalık sokaklarda hayatı hissetmek için yürümen lazım. İster yaşlı ol ister genç, insanların mer­ hametsizliğini ve kötülüğünü unutmak için yürümelisin. Çocukken her durak lezzetli bir ödül anlamına gelir, bir sonraki durağa ulaşmak için yürümeye devam etmelisin.
Reklam
312 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap okudukça kimseyi yargılayamaz oldum.
Evet Nermin Yıldırım’ın okuduğum 2. kitabı olur kendisi, yazarın dili sevdiğim bir tarz mahalleden birileriyle konuşur gibi hissediyorsunuz mahalleden diyorsam sığ değil coşkulu,sıcak kendine has kelimeleri var , kalıpları var,kara mizah dersen o da var… hem de dibine kadar. Gelelim kitabın konusuna bilirsiniz neyi unutmak isteriz hayatta, utanç, suçluluk,pişmanlık duyduğumuz anlar, acı verici ve yargılanacağımız olaylar bunlardır genelde. Kitapta da öyle oluyor ana karakterimiz evli ancak bileceğiniz üzere yasak aşk yaşıyor, kitap yasak aşkı anlatmıyor yasak aşk bittiğinde geriye kalan hislerle başa çıkmaya çalışan ana karakterimiz Feribe’nin sürecini anlatıyor…yolu Mazi İmha Merkezine düşüyor ve İngilizce kuru alır gibi unutma kurları almaya başlıyor sonra o sürecin psikolojik, traji komik anlatısı bizi içine alıyor… Nermin yıldırım seçimlerimizi çocukluk yıllarımıza dayandırıyor kitaplarında,yine ana karakter psikolojik olarak çocukluktan yaralı, yine Dokunmadan’da olduğu gibi anne yarası var… anne yarası insanı hayatı boyunca peşine bırakmaz , bu böyledir. Psikolojik temele dayandırılan kurguları seviyorsanız tavsiye ederim, yazarın dili, tarzı için bile okunur diye düşünüyorum. İyi okumalar!
Unutma Dersleri
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20193,647 okunma
448 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Çarpıcı bir sonu olan , kadın sorununu Atatürkçü çizgide ele alan Unutmak romanı başlarda sıfat kullanımını sıkıntılı bulduğum bir kitaptı aslında. "Deryadil", "lerzan" gibi ifadeler fazla ağdalı geldi . Romanda sonuca doğru olayları tarihi arka planlarla birlikte açarken Cumhuriyet'in yüzyılında geçirdiği değişimleri de yavaşça okurun önüne seriyor. Demokrat Parti ve CHP çekişmesi zamanlarında fazla didaktik kalıyor yazar. Ancak kurguladığı kahramanları iyi sahiplenmiş ve iyi çalışmış belli ki. Üslup olarak kendimce erkek tondan başlanmış ,didaktik tonda devam etmiş , kurgu kahramanlarıyla ilgili kısımlarda ve sonda kadınca tamamlanmış diye düşünüyorum . Eksikleri ve bana geçmeyen kısımları olsa da 2. baskıyı hak etmiş bir kitap olmuş.
Unutmak
UnutmakElif Akpolat · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20238 okunma
"Affetmek ve yapılan hataları unutmak erdemlerin en büyüğüdür."
Sayfa 76 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Uyumaya çalışırsınız. Uyumak ve unutmak? Bazen uyku ve unutuş, ne kadar kurtarıcıdır."
Unutmak rehavete neden olabilirdi. O zaman, en başa geri dönmek zorunda kalabilirlerdi.
Dex KitapKitabı okudu
23.02.2024
Kaçış... Bu kelime zihnimde yankılanıyor, her köşesini dolduruyor. Kendimden, anılardan, korkulardan, her şeyden kaçmak istiyorum. Belki senden de biraz. Bu kaçış, belki de bir unutuluş arzusu. Her detayı silip atmak, beyaz bir sayfa açmak istiyorum. Zerre tanesi kadar küçük ama çığ kadar ağır sebepler... Göz yaşlarım pınarlarımda kurudu, kalbim buz tutmuş gibi. Aylar, yavaş yavaş ölümün soğukluğuyla üzerime çöküyor. Mevsim değişti, toprak da ben gibi beyaza büründü. Birkaç fotoğrafta gülümseyen iki insan... Birkaç eski anı... Geçenlerde o eski yerlere uğradım. Her köşe değişmişti, tıpkı sen ve ben gibi. Aynı sokaklarda yürüdük ama ayak izlerimiz kaybolmuştu. Aynı kafede oturduk ama fincanlarda soğuk kahve kokusu vardı. Aynı parka gittik ama salıncaklar boştu. Her şey değişmişti, geriye kalan tek şey anılardı. Solgun ve kırılgan anılar... Bir zamanlar ne kadar mutlu olduğumuzu hatırlatıyorlar. O zamanlar her şey daha basit, daha güzeldi. Sorumluluklar, endişeler yoktu. Sadece sevgi ve umut vardı. Ama şimdi... Her şey karmaşık ve karanlık. Sevgi kayboldu, umut tükendi. Geriye kalan tek şey kaçma isteği. Uzaklara gitmek, her şeyi unutmak istiyorum. Belki bir gün geri dönerim, belki de dönmem. Kim bilir? Belki de bu kaçış sonsuza dek sürer. Ama şu an tek isteğim özgür olmak. Kendimden, anılardan, korkulardan ve senden özgür olmak. Kaçmak ve yeniden başlamak... Belki de başka bir yerde, başka bir zamanda... Yolculuk uzun ve zor olacak. Belki de yolda kaybolacağım. Ama pes etmeyeceğim. Özgürlük için her şeye değer. Bir gün... Bir gün özgür olacağım...
"kökenlerinden duyduğu korkuyla"
Unutmak olanaksız olduğundan, tek çıkışı inkârda bulan ve kökenlerinden duyduğu korkuyla büyülenmiş sanrılı bir yüzyıl sonunun çıkmazı...
Reklam
Vakit geçip duruyor. İçimde şiirler dolusu ağlamak var Dönüp duruyor her biri içimde. Yaşım genç,biraz da geç. Kalbim öylesine genç,kalbim ölesiye genç. Şarkı diyor ki; Dağlara mı yazdın,sulara mı yazdın,tez unuttun beni. Unutmak.. Nasıl manidar bir eylem. Yerince can alan,yerince can kurtaran.. Hayat karşısındaki sancılarıma şifa
" Düşler dünyasına dalıp gerçek dünyayı, yaşamayı unutmak doğru değildir... "
Sayfa 190Kitabı okudu
Altımdaki zemin bedenimin bir parçası gibi oldu; soluklarım gittikçe ağırlaşıyor, yavaşlıyor. Uyumak istiyorum; gözlerimi yummak, başımı bu serin, tozlu zemine yaslamak. Dalıp gitmek. Uyanınca, belki otelin banyosunda gördüklerimin bir rüya olduğunu anlarım: musluktan akan, küvetteki kanlı suya karışırken şırıldayan su; küvvetin yanından sarkan sol kol; sifon kapağının üzerindeki kanlı ustura -bir gün önce traş olurken kullandığım ustura- Ve gözleri; yarı aralık ama ışıksız. Her şeyden çok, bu gözleri unutmak istiyorum.
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.