Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İnsanın rüyada olması -uykuda ve uyanıkken- teslimiyeti bihakkın yaşaması anlamına gelir. Hayal içinde olmak ferdi endişelerin bulanusı şeklinde tezahür eder. Rüya ise inancın kaynaklarına dayanmak suretiyle bir berraklık halidir. Hayal, tıpkı bir bataklık gibi sizi yavaş yavaş yutar, eritir. Rüya ise sizin mevcudiyetinize gelen bir açıklık, bir sarahattir; sizi ikaz eder ve sağlam bir zeminde ilerlemenize yol açar.
479
Ben Ölüme uğrayamadığım için - İncelik gösterip O aldı beni - Sadece Bizi taşıyordu Araba - Bir de Ölümsüzlüğü. Yavaş yavaş gidiyorduk - Onun acelesi yoktu Ve ben de bırakmıştım bir yana
Sayfa 29 - iş bankasıKitabı okuyor
Reklam
Yavaş yavaş insanları tanır oldukça insandan korkunun bir strateji olduğunu, stratejik olarak ancak korkulacağını, insanın insan foyası dökmede mahir olamayacağını çünkü bildiğinin ve foya diye yapıştığının gerçeğin yüzde biri etmediğini artık görüyor, biliyordu. İnsan foya dökerken bile kendi foyası içindeydi. İnsanın foyasını anca Allah dökebilirdi, başka biri foya döktüğünü sanırken başka bir grup insan için yeni bir cila yapıyordu çünkü.
Sayfa 172 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Kokusunu içinde saklayan bir tomurcuk gibi yaşa ve yavaş yavaş sabırla açıl.
"Kendime sormaya başla­dım.Yavaş yavaş da olsa görmeye başladım ki, bilmek yeterli değil. Gözlemleyen bilincim gelişmeli, büyük resmimi oluş­turmalı ve yaşamla ilgili en derindeki niyetimi keşfederek bu doğrultuda tutarlı seçimlerimi yapmalıydım."
Sanki yavaş yavaş kendimi öldürüyorum ve kendimi öldürürken bir yanım da onu kurtarmaya çabalıyor.
Reklam
Cinsel arzunun bu denli acele, ısrarlı ve yoğun olduğunu göstermiş olan erkek, boşalmadan hemen sonra kadının bedenini terk etmek ister. Kendi arzularına ve erkeğinkilere çok daha yavaş ve çekinerek teslim olan kadın erkeğin cinsel organının onda kalması isteğini hisseder.
Yalan söylemek ve inandırmak içine işlemişti. Damarlarında bile yalan akıyordu. Ama bunu öğrenmeye mecbur kalmıştı. İçindeki gerçeği fark ettiği gün, o kadar korkmuştu ki gömüldükleri yerden çıkmasınlar diye üstlerine fazladan toprak atılan ölüler gibi kendi gerçeğinin üstüne de tonlarca yalan atmıştı. Ve şimdi, yavaş yavaş tırnaklarıyla kazıyordu.
Mustafa Kemal,generale "Teşekkür ederim,"dedi."Tarihimizi okumuş, bizi öğrenmişsiniz. Fakat şunu bilmenizi isterim ki biz emperyalist pençesine düşen bir kuş gibi yavaş yavaş aşağılık bir ölüme mahkûm olmaktansa babalarımızın oğulları olarak vuruşa vuruşa ölmeyi tercih ediyoruz."
Sayfa 203
"Ama kötü fikirlerin ürkütücü yanı, şeytani zihinlerle yavaş yavaş yakınlaşmalarıydı."
Reklam
cam kenarında oturduğum masadan yüzüme sokağı vuran tülün gölgesinde düşünüyorum: yavaş yavaş anıların da terk ediyor beni gitgide azalıyor günün birinde birlikte bir fincan kahve içebilmenin sadakati hayali neden mümkün olmuyor ayrılmak yok pahasına tüketmeden her şeyi.
Dün gece, akıl üstadına gizlice şöyle dedim: "Benden dünya sırlarına dair hiçbir sözü saklama." Kulağıma eğildi ve yavaş yavaş şöyle dedi: "Bu sır ancak irfanla bilinebilir, söze mahal yok. Sus."
''Önce konuşur, sonra düşünür,'' dedi Hüsamettin Bey, yavaş bir sesle.'Hepimiz gibi.''
Cenab-ı Hakk herkese bir kemal noktası tayin etmiştir. Buna tasavvufta arş-ı kemal derler. Her insanın bir arş-ı kema­li vardır. İbadet ve hizmetleriyle o noktaya çıkamayan insanı Cenab-ı Hakk musibetler marifetiyle kemaline erdirmektedir. Kader, manevi yolculuklarında yavaş gidenleri musibetler ara­cılığıyla hızlandırmaktadır.
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.