Arthur Machen tarihlerinde arasında yaşamış ve Gotik bilimkurgunun oluşmasına öncülük etmiş Galli bir yazardır. Yazarlık dışında gazetecilik, çevirmenlik ve oyunculuk da yapmıştır.Özellikle 1890'lı yıllarda, yazdığı fantastik ve korku öyküleri ile dikkat çekmiş ve edebiyat dünyasının öne çıkan isimlerinden biri olmuştur. Kelt atalarından kalma kültürle beslenen Machen, bunu kaçınılmaz bir şekilde eserlerine yansıtmış ve fantastik dünyasını kuraraken bu mirası sonuna dek kullanmıştır.
Jorge Luis Borges, Machen ile ilgili şunları aktarır: “Machen için yapılacak muhtemel tanımlamalar onun yapıtlarında fark ettiğim özelliklerden çok daha önemsizdir. Bu özelliklerden biri; kötülüğün, birçok doğa ve tanrıbiliminde olduğu gibi yalnızca iyiliğin yokluğu olarak var olması değil de iyiliğe karşı sürekli olarak mücadele eden bir yaratık ya da yaratıkların oluşturduğu bir koalisyon olarak var olması ve zafer kazanmasıdır.”
Bir süre düşündükten sonra bir güzel sanat olarak yemek yemenin, düşmüş insanlığın peşinde koşabileceği en keyifli meşgalelerden biri olduğuna karar verdi.
1863 yılında doğmuş olan Arthur Machen,kendisinden sonra Poe ve Lovecraft gibi bir çok büyük isme ilham vererek gotik bilim kurguyu inşa eden isimlerin başında gelir.Yüce Tanrı Pan ile döneminde oldukça ses getirmiş,faydalandığı mitolojik öğeleri günün teknolojisiyle harmanlamıştır.Böylece ortaya çıkan etkileyici Yüce Tanrı Pan,bir çok sanat eserine referans sağlamış,okuyanlarda derin izler bırakmıştır.
Dr.Raymond’ın deneyiyle korkutucu bir figüre dönüşen antik Yunan tanrısı Pan’ın sıra dışı olayları sizi esrarengiz bir maceraya davet ediyor.
Keyifli Okumalar
Yüce Tanrı PanArthur Machen · Ren Yayınları · 20191,253 okunma
Yüce tanrı pan, kapalı olan kapıların kapalı kalmasının önemini vurguluyor ve insanların merak çukurunda kendi canını kendi aldığını gösteriyor.
Ben gerilip korkmadım. Daha çok fantastik bir cinayet romanı okuyormuşcasına bitirdim. Güzeldi.
Yüce Tanrı PanArthur Machen · İthaki Yayınları · 20181,253 okunma
Korku filmlerini, öykülerini, oyunlarını çok severim. Ama bu sevgimle çelişen bir korkmama durumum da var. Korku filmleri beni eğlendirir, fakat korkutanı bulmakta zorlanırım. Günümüzün klasik "jumpscare" korkuları benim üzerimde bir etki yaratmıyor ve maalesef artık korku sineması (istisnalar var elbette) bunlarla dolmuş durumda. Türk