Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"kabul" dedim ," ama bir sorum olacak". " Buyrun " " özgürlukle neyi kastediyorsunuz" " istediğiniz her yere girip çıkabilirsiniz , aynı arkadaşlarim ve benim gibi" "bunun bir hapishanenin içinde dolaşmaktan ne farkı var , bu bizim için yeterli olamaz" " olmak zorunda" ülkemizi , arkadaşlarimizi, ailemizi goremiyecek miyiz yani" " ben fırsatını bulursam kacmayacagima söz veremem " diye atıldı ned hemen " sizden buna söz vermenizi isteyen yok " dedi komutan " ama bu zalimlik " dedim " hayır bu merhamet
Sayfa 37
Elif mı noktadan,yoksa nokta mı eliften çıktı?
- Pekålå, "an" dediğin nedir? Sırf inkårdır, sırf yokluk. İkrarda zamansızlık demektir. İk. rarla inkârı ayırmak da mutlak zaman demektir. - Peki, Elif-ba ne demek? - Käinattaki realiteler...
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Çakalın Öpücüğü
''Sen de bir duş alsan iyi edersin'' dedi Sam. ''Altı saat bir arabada pis bar halısı gibi kokan bir adamla oturamam.'' Dean banyo kapısını gösterdi. ''Önce hanımlar.'' ''Teşekkürler'' dedi Xochi ama kapı kolunu tutup duraksadı. ''Bir sorum var. Q nedir?'' Dean kıs kıs güldü. ''Q, Kanatlı Yılan'ı izlemediysen Canavarlar Kulübü'nde yerin yok.''
Sayfa 84 - Artemis YayınlarıKitabı okudu
“Bu durumda şimdilik işimiz bitti. Sormak istediğiniz bir şey var mı?” “Cevap vermek isteyeceğiniz bir sorum yok.”
Sayfa 254Kitabı okudu
Gerçi indik de bir de kalabilsek. "Ayyy ayyy başım başımmm. Aman belimm.." "Cann.." O da ne? Biri mi seslendi bana? "Evet Can,ben seslendim." "Allah Allahh.. Ne oluyor yav, gaipten sesler mi duymaya başladım?" "Sana birşey olduğu yok Can seninle konuşmaya çalışıyoruz." "O da ne? Aa-a-aayy çiçeği... Sen mi konuştun?" "Evet ben konuştum." Kesin kafa üstü düşünce böyle oldu. Endişe etmene gerek yok Can. Biz senin gibi meraklı ve sorunların peşine düşen çocuklarla hep konuşmak isteriz zaten. Bizimle ilgili soruların varmış. Sana yardımcı olabiliriz." Ben bu işten birşey anlamadim valla. Anlayan varsa bana bir anlatsın. "Hazır mısın Can?" "Neye hazır mıyım?" Küçük bir yolculuğa. Yaprağıma dokun be gözlerini kapat. Şimdi seni bizim dünyamıza götüreceğim. " Sizin dünyanız mııııı?..."
Ala Rengin Yine de izin verirseniz bu sözde ulusal kurtuluş savaşının söz- de kurtuluş şairlerinden birinden bir dize okuyacağım. "Bayrakla- n bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır". Sabahattin başkanın hümanist refleksle itiraz edeceğini biliyorum. Kuşkusuz hiçbirimiz kan ve ölümden söz etmekten zevk almıyor, sorunların kansız, ölümsüz çözümünü istiyoruz. Ancak yu- karıdaki dizenin geçmiş yüzyıldaki ulusal kurtuluş mücadelelerinin gerçeğini dile getirdiğini de kabul etmeliyiz. Siyasal mücadele ni- yetler, dilekler üzerinden değil gerçekler üzerinden verilir. Burada sorum şudur: Yeryüzünde kendi topraklarında özgürce dalgalanmak İçin Ala Rengin kadar uğruna kan dökülmüş bir başka bayrak var mıdır? Benim bildiğim kadarıyla yoktur arkadaşlarım. Yine benim bilgilerime göre dünyada hiçbir toprak uğruna, vatan kabul edilmesi İçin Kürd toprağı kadar vatan evladını feda etmemiştir. Her parçada uğruna on binlerce vatan evladını feda ettiğimiz halde, Kürdistan vatanımız olarak kabul edilmemekte, Ala Rengin topraklarımızda özgürce dalgalanmamaktadır. Ve sözde ulusal kurtuluşçular, sözde ulusdevletçiler tarafından 'sözde' sözcüğüyle aşağılanmaya çalışıl- maktadır, isyanım bunadır.
Reklam
Hepsinden önemlisi, benim kişisel sorum olan "Arzuları olan bir varlık olarak ben kimim?" sorusuna hala bir cevap yoktu. Şunu anladım ki, o bilim dalları çok ilginç ve çekiciydiler, ama kesinlikleri ve açıklıkları, hayata dair sorulara uygulanabilirlikleriyle ters orantılı; bu türden sorulara uygulanabilirlikleri ne kadar azsa, o kadar
Anlatırlar; âlim bir zat bahçe işleriyle uğraşırken Allah'a inanmayan bir adam yanına gelmiş, demiş ki: "Üç sorum var; cevaplarsan iman edeceğim, cevaplayamazsan sen inkar edeceksin, var mısın?" O da, "varım" demiş. Birincisi; "Allah var diyorsunuz, ama görmüyoruz. Ben görmediğim bir şeye nasıl inanayım?"
Peki sizin ne olurdu :) ?
Robinson Crusoe'ya bir sorum var: Bay Crusoe! Issız adaya düşeceğinizi bilseydiniz yanınıza alacağınız üç şey ne olurdu?
Evlilik
Yalnız bir sorum var sana derinliğini anlamak için bir iskandil gibi atıyorum bunu ruhuna gençsin ve çocuk ve evlilik istersin ama sorarım sana çocuk istemeyi hak etmiş bir adam mısın sen muzaffer – nefsini yenen misin? duygularına söz geçiren – faziletlerine buyuran mısın?
Sayfa 96 - İbda Yay. 3.Baskı, Temmuz 2021
Reklam
...Hâlâ üç kuruş maaşla hayatını o müzeye adamayı sürdürecek misin?" diye sordu. Sesimi çıkarmadım. ' Aklını başına topla Leyla,' diye uyardı. 'İstanbul'u Savunma Derneği filan, bunlarla bir şey olmaz. Solcu sevgilin uyuzunu kaşımak için böyle etkinliklere katılabilir.Ama sen mantıklı bir insansın. Benim gibi sen de
Sayfa 132 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Senden soracak bir tek sorum var. Doğru, dosdoğru, yüreğindeki gibi karşılık ver.
"Hocam," dedi, "bir sorum var sana." "Sor, evlat!" "bu hazreti İsa var ya... Ne yer, ne içer göğün dördüncü katında?" Kızmıştı Hoca. Yürüyüp gitmek istedi, gönlü razı olmadı. "Behey uğursuz oğlu uğursuz," dedi, "şu kadar zamandır bu köydeyim, daha bir gün Hocamız ne yer ne içer, sordunuz mu hiç! Tanrı'nın buyur ettiği İsa, onun yanında aç mı kalacak?"
Affedersiniz ama bir sorum var. Hem orada hem burada yaşamaya benzer bir özlem duydunuz mu hiç? Ne zaman olduğu önemli değil. Hiçbir zaman öyle ki, bir an bile de hissetmediniz mi? Öyle mi? Bir an çok önemlidir mesela.
Sayfa 101
Bir padişahın ay gibi güzel bir kızı vardı. Alem bu kızın aşıkları ve aşkından dolayı yollarını kaybedenlerle doluydu. Fitne her zaman uyanıktı. Zira bu kızın yarı açık gözleri her zaman mestti. Yanağı kafur gibi beyazdı. Saçları misk gibi kokardı. Ab-ı hayatın dudağı dudaklarına susamıştı da ab-ı hayat bile kupkuru hale gelmişti. Zerre kadar
Sayfa 143Kitabı okudu
504 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.