Paşam çok içiyorsunuz. Halkın dedikodusu bitmiyor. Biraz azaltsanız mı? deyince, Mustafa Kemal gülümsemiş...
Başka bişey konuşuyorlar mı peki Salih? demiş.
Hayır Paşam. Varsa yoksa içkiniz
Elini Bozok'un omzuna koymuş; Biz yedi cephede savaştık Salih.. Bir Vatan var ettik, Cumhuriyet'i ilân ettik. Bak kendin söylüyorsun, çaldı çırptı, vatanı sattı diyemiyorlar ya, bırak konuştukları içkimiz olsun...
takibe aldığım kullanıcılardan bazıları özelden yazarak neden onları takibe aldığıma yönelik soru sorup anlamlı cevaplar bekliyorlar. abi bu neyin kafası? belki bir şeyler kaparım, yeni kitaplar öğrenirim kaliteli inceleme yazıları okurum diye takip ediyorum. ne bekliyorsunuz takibe aldığım kişilerle nikahlanayım mı? Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu birden fazla evliliğe sıcak bakmıyor özür dilerim.
Roman Hakkındaki AçıklamalarımSerencam adlı bölüm ile başlayan
Kılavuzun Pusulası , alışılmışın aksine sondan başlıyor. Mazi adlı bölüm ile geçmişe dönülüyor. Bu bölümde üniversite eğitimi için ailesinden uzaklaşarak şehir dışına giden ve tek başına bir evde yaşama tutunmaya çalışan Orkun Arıkan, gizemli rüyalar görmeye başlar ve tuhaf
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Edebiyat Müze Kütüphanesi’nin bulunduğu Gülhane Parkı’na gittik! 🤓
Yaklaşık 40 değerli okurun katılımıyla gerçekleşen bu kitap buluşmasında önce hep beraber
Oğuz Atay gibi yazarların bulunduğu dönemin özelliklerini, Oğuz Atay’ın bu romanı yazmasının nedenlerini ve bu evde bir zamanlar birlikte yaşadığı sevgilisi Sevin Seydi’den de bahsettim.
Son olarak da Gülhane Parkı’na gidip Türk edebiyatında
Ayfer Tunç gibi yazarların kitaplarındaki zamanın kullanımını anlattım. Bu tür yazarların kitaplarında doğrusal zamanın kırılımının anılarla birlikte gerçekleştiğini konuşup serbestçe kitap sohbeti yaptık. ❤️
instagram.com/p/CwNpTJUt7mT
Vay anam vay!
Ben böyle roman okumadım kardaş. Böylesine güzel betimlemeylen, bu kadar güzel içine alan cümleleriylen hikâyesini yaşattıran, hissettirebilen bir roman okumadım. Hele romanı bitirdikten sonra yüzümü yudum da öyle kendime geldim, birçok sayfasında duygularımlan yaşadım da okudum işte. İpil ipil ışık gibi parlıyor kitabın cümleleri,
Anadolu’nun ücra bir köşesinde, küçük bir kız çocuğunun evlendirilmek yerine okula gidebilmesidir cumhuriyet. %10'larda olan okuma-yazma oranının %97'lere kadar gelmesidir cumhuriyet. Cumhuriyet, küçük bir yetimin, yüksek mertebedikilere kul olmak yerine, onlarla aynı haklara sahip olmasıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ifadesi ile kimsesizlerin kimsesi Cumhuriyet’imizin 100. yıl dönümü kutlu olsun sevgili okurlar. 🇹🇷
Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
100 yıl önce köle pazarında 3-5 akçeye satılan kadınları, köle pazarından alıp meclise sokan Cumhurbaşkanına, "ATATÜRK" denir..! 🇹🇷🕊️
〰️🔹
Allah için lütfen Osmanlı'yı neslimi ecdadımı kötülediğim falan yok.
İletiyi nereye çekiyorsunuz?
Allah rızası için diyorum.
Ben sadece bildiğim "Osmanlı toplum sosyolojisini
Harp meydanında savaşarak elde ettiği gücü, demokrasi için kullanan Mustafa Kemal Atatürk'ün ve silah arkadaşlarının ruhları şad olsun. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun sevgili okurlar. 🇹🇷
Son 10 gündür bu kitapla yatıp kalkıyorum desem yalan olmaz... Okuma serüvenimde bu kitap bir kilometre taşı oldu benim için. Nedenlerini dilim döndüğünce anlatmaya çalışacağım. Çünkü anlatacak gerçekten çok şey var bu kitapla ilgili. Hepsini bir incelemeye sığdırmak mümkün olamayacağı için kendimce önemli gördüğüm bazı konuları masaya