Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum.
- Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı?
- O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki?
- Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var?
- Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan.
- Adalet mi efendim? Hangi adalet?
- Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Adı Huzur, tüm karakterleri huzursuz bir roman. Dört ana karakter vardır kitapta. Onların üzerinden de dört bölümle aktarılır olaylar.
İhsan doğuyla batı arasındaki sıkışmışlığın huzursuzluğunda. Mümtaz yaşamın ve aşkın..Suad
Friedrich Nietzsche ’nin temsilcisidir, iyinin ve kötünün ötesindeki insanı arar. O yeni insanın huzursuzluğunda..Nuran 1930’lu
-Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum.
-Tanrı mi efendim? Hangi Tanrı?
-O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki?
-Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var?
-Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan.
- Adalet mi efendim? Hangi adalet?
- Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Ülkemizde çok yanlış bir düşünce yapısı var: "Çocuk bakmak tecrübe işidir, okuyarak izleyerek öğrenemezsin"
50 yaş üstü bir grupla bile konuşurken çocukluktan kalma travmasını anlatıyor ve sesinin titrediğini görüyorum.
Kimisinin 5 çocuğu var ve 5.si gerçekten tam yetişmiş, çünkü artık nasıl yetiştireceğimizi biliyoruz diyorlar.
Bu kitap maalesef yaşanmış gerçek bir olaya dayanıyor. Okunma sayısına bakacak olursak pek fazla okurun dikkatini çekmemiş ya da bu kitaptan insanların haberi olmamış. Tıpkı Aziz BineBine ve arkadaşlarından haberdar olmadıkları gibi. Burada yazdıklarım kitabın okura vermek istediği mesaj karşısında son derece değersiz ve yetersiz kalacaktır.
grigory zinoviev ile whapsapp yazışması
Balkonda kahvemi içiyor, sigaramı tüttürüyordum. Whatsapp’ıma bir mesaj geldi.
Gönderen kişi: Grigory Zinoviev. Bu da neyin nesi? Haha, haliyle rehberimde öyle biri yok,
kim bu takma adı kullanmış olabilir derken ve rehberimde olmayan birinin ismi nasıl
mesajlarda görünür diye kendi kendime sorarken,
Biliyor musun Sebastian, bazen Tanrıyı hiç anlamıyorum.
- Tanrı mı efendim? Hangi Tanrı?
- O ne demek öyle Sebastian? Kaç tane Tanrı var ki?
- Bilmiyorum efendim. Sizce kaç tane var?
- Elbette bir tane var Sebastian. O da bildiğimiz Tanrı. Hani şu adaleti sağlayan.
- Adalet mi efendim? Hangi adalet?
- Yeryüzündeki ve öteki dünyadaki adalet elbette
Kitap tam olarak şöyle dünyaya bir bebek geliyor ama diğer bebeklere göre farklı yeni doğan gibi değilde yaşlı biri gibi babası ilk utanıyor bu durumu kabullenmeye çalışıyor bu sorun ortaya çıkmasın diye çabalıyor ama olmuyor çünkü çok farklı sanki çocuğu değilde dedesi gibi duruyor bu durum böyle geçiyor her yerde sorunlar yaşıyor okul hayatında,
Yazarın okuduğum 2.kitabıydı. Daha önce Kadın – Erkek Beyni kitabını okumuştum. Dili akıcı ve sürükleyiciydi. Yazarın derdinin salt bir roman yazmak olmadığını hepimiz biliyoruz. Nörobilim uzmanı olan yazarımız bu bilim dalıyla ilgili teknik terimleri harmanlayarak bize bir roman yazmış. Sürükleyici bir romanın yanında bu terimleri bize öğretme,
Gözlerini açıyorsun, tahmin ettiğin yerdesin yine - yatağında. Şansına küfredip kalkıyorsun ayağa. Bitecek bu kısır döngü sonunda, ama ben de biteceğim diye düşünüyorsun. Tuvalet, banyo, kahvaltı derken dışarıdaki hayatın içine akıyorsun. Araban yok, hiç düşünmedin almayı. Toplu taşımanın erdemine inanıyorum diyorsun gülerek. Komik olmadığının
Parçalanma , Afrika Üçlemesi serinin ilk kitabı. Bu kitabı bu kadar önemli kılan özellik nedir diye sorarsanız size şu şekilde cevap vermek isterim. “Aslanlar kendi tarihlerini yazana dek, av hikayeleri hep avcıları övecektir” diye bir söz vardır, bilirsiniz. İşte bu kitap ile söz
ESTRAGON: Ben böyle devam edemeyeceğim. VLADIMlR: Demek böyle düşünüyorsun.
ESTRAGON: Ayrılalım mı? Bizim için daha iyi olabilir.
VLADIMlR: Yarın kendimizi asacağız. Tabi Godot gelmezse.
ESTRAGON: Peki ya gelirse?
VLADIMlR: Kurtuluruz...