1. Kitap
Doğu’dan Batı’dan 99 Teselli
Kederli günlerden geçen derviş, rüya âleminde bir adaya uğrar. Gördüğü şey mucizevidir. Peygamberler, veliler, âlimler ve filozoflar bir halka şeklinde oturmakta ve anlaşıldığı kadarıyla birini beklemektedirler. Derviş de onlarla birlikte beklemeye durur ancak asıl misafirin kendisi olduğunu anlaması uzun
"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
İnsan zihni ,sürekli tohumların ekildiği verimli toprak gibidir. Tohumlar düşünceler, fikirler ve kavramlardır. Söz tohum gibidir ve insan zihni son derece verimlidir. Mühim olan oraya ne ekilip üretildiğidir. Bir tohum ,bir düşünce ekersiniz ve o büyür. Burdaki tek problem bu verimli toprağa korku tohumları ekilir. Kullandığın sözcükleri özenle seç. Sözler sizin yaratma gücünüzdür. Sözler bize doğrudan yaradandan gelen armağandır. Hangi dili konuşuyorsanız konuşun,niyetimiz söz vasıtasıyla şekillenir. Düşünerek kullandığınız sözlerle yaşamınızdaki olayları yaratırsınız. Sözle duaları oluşturursunuz.
Eser güzel, hakkını yiyemem lâkin ahlaki bir kaç sorunu var: Biz insanlar ahlakımızla varız ve ahlakımız kadar insanız. İşte bu cihetten bir eser kaleme alınacaksa eğer muharririn en ufak bir ahlâk açığı vermemesi gerektiğini nazarımda elzem addederim. Çünkü biz okuyucular okuduklarımızdan etkileniyor ve kalbimize alıyoruz. Ve belki de en kötüsü
Okur musunuz bilmem lakin yazdım.
İncelemeye başlamadan önce, felsefi bilgileri bu denli basit ve eğlenceli bir üslup ile kaleme alan Nigel Warburton 'a şükranlarımı iletiyorum :)
* Metnin uzunluğu gözünüzü korkutmasın, madde madde elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.
Kitabımız kronolojik bir sıraya göre dizilmiş, 40 bölümden oluşuyor.
-Gözleriniz Oğuz Atay, çok gürültülüler, çok şey bağırıyorlar... Bakışlarınız özellikle; acıyı haykırıyor gibiler... Neden diye sormak istiyorum ama bilmem ki siz bana cevap vermek ister miydiniz?
+Yorgunum, Sevgili Duygu...
-Ahh, özür dilerim. Rahatsız etmek istememiştim. Şeyy... İlk kez bir kitabınızı okumuştum da... Ve sadece size hayran
-Spoiler içermez-
Her ne kadar çocuk kitapları kategorisinde yer alsa da bu bir yetişkin masalıdır. Haklı ile güçlünün savaşıdır. Bir sistem eleştirisidir, hem de bizden bir yazarın bize dair eleştirileridir. Tanıdığım en iyi masal anlatıcısının öğüt niteliğindeki bir başka kitabıdır.
Filler diyarının sultanı bir gün karınca denen hayvanların
Üç mükemmel şeyde, yani iyi düşünceler, iyi sözler ve iyi eylemlerde kararlı ol; üç iğrenç şeyde, yani kötü düşünceler, kötü sözler ve kötü eylemlerde asla kararlı olma.
Yoksulluk, açlık, acı ve keder dolu bir yaşam...
Nadir olarak yazdığı yazıları gazeteye satan ve bunun parasıyla geçinen bir yazar. Aldığı para bir hafta zorlasa belki iki hafta için onu idare ediyor. Başını sokacak herhangi bir yer varsa ve haftada üç-dört kere de boğazından bir şey geçtiyse ondan mutlusu yok. Yoksulluğa alışmış hatta
Ateistin kutsal kitabı mı olur kardeş? Kitapsız değil mi bunlar yahu? Dur biraz başa saralım.
"Bütün çocuklar ateisttir, tanrı fikri onlarda yoktur."
// Baron D'Holbach
Kitapta geçen bu alıntı ile başlayalım. Okula başlar başlamaz aynı sene yaz tatilinde, çoğu çocuk gibi camiye Kuran kursuna gönderildim. Küçükken de Allah ismi hep
Birine burnun eğri diyerek onu deliliğe sürükleyebilirsiniz..
Evet. Yanlış okumadınız. Vitangeo Moscarda'nın hikayesi aynen bu şekilde başlıyor. Karısının laf arasında, gülerek söylediği birkaç cümle onun hayatını alt üst ediyor. Kulağa çok basit belki de komik gibi gelen o sözler onu fazlasıyla etkiliyor. Kendine, hayatına ve tüm insanlara bakış