Ben Yeni Hayat'ı okuyacağım. Üçüncü kez olacak. Bu defa derin okuma yapacağım kısmet olursa. Derin okuma yapmak için bir hedef konulur ve hedefin izi sürülür eserde. Sonuca yazar bile şaşırabilir. Yazar şaşırtan da denir :))) Tefsir yapmak gibi bir şey. Bir baştan sona, bir de sondan başa. Peki ne arayacağım? Aklımda üç şey var. Hangisi karar veremedim henüz.
İlki yazarı aramak. En kolayı bu galiba. Çok teknik ve sıkıcı.
İkincisi ölümü aramak. Bu da oldukça spekülatif ve çok işlenmiş bir konu. Çok detaya girmek gerekebilir ki, yazılacak uzun inceleme sitenin konseptine (bu kelimenin yerine ne önerirdiniz? Anlayış hariç) pek uygun değil.
Üçüncüsü kaza. Kaza kelimesi acayip bir kelime. O kadar geniş bir muhtevası var ki, şahsen benim hayran olduğum kelimelerden biridir. İşte onu arayacağım. Neden?
Acayip bir şey oldu bu eserle alakalı. Okumuştum, sonra Moskova'da bir gençle tanıştım. Bir gece başından geçen bir kazayı anlattı. Çok ölümlü bir trafik kazası. Anlattıklarıyla kitap arasındaki paralellik çok dikkatimi çekti. O zaman genciz tabii, unutmuyorum şimdilerde olduğu gibi. 1996 senesi.
Yahu dedim, sen Yeni Hayat'ı okudun mu allasen? O ne la, bizde olmaz öyle şeyler, dedi. Şaka tabii. Okudum, dedi ve başladı bir şeyler anlatmaya. Neden sonra, sen, dedim, ne anlatıyorsun ya? Dante. Okudum dedim ya, dedi. Ben OP’i kastettim dedim. Okumamış. Başından geçen trafik kazası gazetelerde iki üç gün çıkmış. Turistler de vardı ya, ondan, dedi. Usta da okumuş kaza haberini, izleğine yerleştirmiş. OP’i yakalamıştım işte o meşum gün. ))