Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gençlere Öğütler
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
GENÇLERE ÖĞÜTLER..
— Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
Reklam
AKINCILAR ?..
*Gaza kim ettiler Allahu ekber Dediler her nefes Allahu ekber* Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Sayfa 61 - Kartal Kanatlı YiğitlerKitabı okudu
Türkiye Birincisi Asla yeterince iyi olamadım. Aileme, anneme babama, onların bana harcadığı paraya layık olamadım. Hayır, serseri değildim, geri zekalı da değildim, bir amacım da vardı ve bunu gerçekleştirmek istiyordum. Çalışkan olmak... istiyordum. Çalışkan olmak için oturup çalışmak lazım ben de biliyorum, söyledim ya geri zekalı değilim.
Eşinize karşı müşfik olun. Şefkat ilişkiyi zenginleştirir, derinleştirir. Onun hikâyesini öğrenin zira bir insanın hikâyesini bilmek onu anlamayı ve ona şefkat göstermeyi kolaylaştıracaktır. Bir kişinin yaptığı her davranış için bir nedeni vardır. Nedenleri bilmek, muhatabınızı anlamanıza ve ona şefkat göstermenize yardım eder. Zaman zaman evli
Sayfa 188Kitabı okudu
Bir Yudum Kitap
Ben çocukken Bakırköy'de bahçeli evlerin sıralandığı küçük bir mahallede oturuyorduk. Sokakta oynamayı severdim. Aynı yaşta bir sürü çocuk, bazen futbol ya da misket oynardık bazen de arka mahallelere meyve toplamaya giderdik. Kural şuydu: Hava kararmadan evde olunacak. Babam lokantalarda çalıştığından gece eve geç gelirdi, bu yüzden bu kural
Sayfa 172 - İletişim Yayınları
Reklam
Gençlere Öğütler — Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi,
"Gençlere Öğütler — Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bilki, her gün ve her saat çalışmanın en müsait zamanıdır. — Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsait yeridir. — Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi
_Eğer birinin ruhunu görmek istiyorsanız, ona hayallerini sorun. _İnsan doğasındaki en derin prensip, "takdir edilme" isteğidir. _Alaycı tiplerin aslında acılarını gizlemeye çalıştığı gerçeği doğrudur. _İnsanın dünyadaki durumu, kedinin kitaplıktaki durumu gibidir; görür ve duyar ama hiç bir şey anlayamaz. _Yanlış anlayanlar tarafından
Feminist çevreler İslamın kadını ezdiğini öne sürüyor.
Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? -İslam'ın kadın anlayışı son derece nazik ve kadını koruyan bir yaklaşımdır. Batı'da kadın özgür gibi gözükür; fakat asla özgür değildir. Erkekler kadınlara değer vermezler ve kadınlara karşı gösterilmesi gereken saygı ve nezaketi göstermezler. İslam, kadının bütün yaşamını koruma altına alıyor. Babam on sekiz yaşıma ulaştığımda bana, “Artık sana bakmayacağım, kendine iş bul ve evden ayrıl." demişti. İtalya'da hep böyledir. Fakat Müslüman aileler çocuklarına bu şekilde davranmıyor. Meryem'in anne ve babası maddi sorunlar yaşamalarına rağmen, çocuklarına çalışma zorunluluğu getirmiyordu. İslam'a göre kadın evli değilse babası ona bakmak zorundadır. Eğer evliyse bu sefer de eşi kadının geçimini sağlamakla yükümlüdür. Kadına karşı bu denli güçlü bir koruma ne Avrupa'da, ne de Amerika'da var.
Reklam
Kadın olsun Erkek olsun bu gibi sebeplerle evliliği yürümeyen bir çok aile var
"Kadınlık yapmadı mı baba? Ne kadar nankörsün. Şu ev her gün pırıl pırıl temizlenirdi; çamaşır, ütü, yemek, bir gün neyin eksik oldu?" "Kadınlık deyince sen bunu mu anlıyorsun kızım? Kadınlik ev işi yapmak demek mi? Senin saydığın şeyleri bekarken benim annem de yapıyordu. Ben bu saydığın şeyleri parayla da yaptırabilirdim. Bir
Kurban Bayramında Dedenizin Aldığı Koç
Yalnız sana sokulur, seni sahiplenirdi, ama dedenle büyükannene biraz uzak dururdu. Onlara kafa tuttuğu, boynuz vurduğu olurdu kimi zaman, sana asla. Sonra, bayram gelip çattığında ağlamana, bağırıp çağırmana aldırmadan bahçenin dibinde keserlerdi. Kahrolurdun! Koçun kanı toprağa akar, derisini yüzen kasap sanki sana çalardı bıçağı, senin canın yanar, senin kanın akar, senin derin yüzülürdü. Küserdin herkese. Herkes orada olurdu bayramda, annenle baban, teyzelerin. Eve yılda bir uğrayan hayırsız amcan bile. Onların varlığı avunman için yeterli değildi. İlle deden gelecek, başını okşayıp teselli edecek seni, ille aynı şeyi, her kurban bayramında anlattığı öyküyü anlatacak. İbrahim'e gökten bir koç inmeseydi onun yerine senin kurban edileceğini söyleyecek. Sen de gözyaşlarını silip kara kara düşünecek, derin bir iç çekişten sonra dedene hak verecek, Allah'a koçu gönderdiği için şükredeceksin. Yoksa sen yatacaktın bıçağın altına, senin kelleni kesecekler, ciğerinden kebap bağırsaklarından mumbar yapacaklardı. Hep böyle olur, her bayramda dedenin alıp getirdiği, kendi ellerinle besleyip okşadığın, alıştığın, erkek kardeşinmiş gibi bağlandığın koç senin yerine kurban edilir, ciğerin kebap etinden surra işkembesinden çorba bağırsaklarından mumbar yapılır, bir kısmı evde yendikten sonra artanı fakir fukaraya dağıtılırdı. Koçtan geriye, büyükannenle üzerine uzanıp açık pencereden yıldızlara baktığın sedirdeki pösteki kalırdı yadigâr.
Sayfa 37 - Doğan KitapKitabı okudu
Babam, Tanrı’dan rahmet dilerken ben katılmamıştım duaya ve babam “Hep bizimle ol!” sözleriyle duayı bitirdiğinde ani bir sarsıntının beni evdekilerin arasından çekip aldığını hissetmiştim. Tanrı’nın inayeti bütün evdekilerin üzerindeydi ama ben aralarında değildim. ... Her zamanki gibi annem iyi geceler dileyip gitmişti ama henüz odada ayak seslerinin yankılandığını işitiyordum, kapı aralığında elindeki mumun ışığı parıldıyordu henüz. Az sonra, diye geçirdim içimden, az sonra annem yine dönüp gelecek, durumu sezdi çünkü, bir öpücük konduracak yüzüme ve soracak, iyi kalpli ve umut verici bir şekilde soracak, anlamak isteyecek; işte o zaman ağlayabileceğim, o zaman annemi kucaklayıp söyleyeceğim ona, o zaman her şey düzelecek, o zaman kurtulacağım. Derken kapı aralığındaki aydınlığın yerini karanlık aldı ama ben bir süre daha kulak kabarttım, annem gelecek, dedim kendi kendime, mutlaka gelecek.
Alma ekranı / olma kanseri
Görgünün önemsendiği, aile terbiyesi almış sıfatının çok sık kullanıldığı yıllarda, iyi aile olmanın koşulu varlıklı olmak değil, görgülü olmaktı. Aileler mal varlıklarını sergilemeyi görgüsüzlük olarak kabul ederler, davranışlarıyla, nezaketleriyle asaletlerini ortaya koymaya çalışırlardı. Maddi durumları birbirinden farklı olsa da, benzer
❛❛ HERKESİN OKUMASI GEREKEN ALTIN TAVSİYELER,
◆ Çalışmak için müsait gün ve saat bekleme. Bil ki, her gün ve her saat çalışmanın en müsâit zamânıdır. ◆ Çalışmak için müsait yer ve köşe arama. Bil ki, her yer ve her köşe çalışmanın en müsâit yeridir. ◆ Bir günde ve bir zamanda yapman lâzım gelen bir işi (bir dersi, bir vazifeyi) ertesi güne bırakma. Zira her günün derdi gibi, işi de kendine
392 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.