Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bencillik arıyorsan ben sana söyleyeyim bak, asıl bencilce olan depresyondur. Çünkü sahibini ve  yaşadıklarını evrenin merkezine koyar. Açlar, hastalar, savaşlar, depremler, tufanlar bile önemini kaybediverir. Sevgilinin gidişini düşünürken korkunç facialardan sağ çıkmış ve yaşamak zorunda kalmış insanları mesela görmezden gelirsin. Onlar inatla ayakta kalmaya uğraşırken, sen yıkılmaktan medet umucak kadar körleşirsin. Ama şükretmeyi öğrenirsen sadece yaşama karşı nankörlükten değil bencillikten  de kurtulursun. Sahip olduklarına minnet duymak seni şımarıklıktan, yıkıcı hırstan, tatminsizlikten, dinmeyen aç gözlülükten korur.
6 )Sözel judo: eleştiri ateşi altında olduğunuzda karşılık vermeyi öğrenin değersizlik hissinizin nedeninin süregiden de öz eleştirileriniz olduğunu öğreniyorsunuz Bu durum sürekli kendinize nutuk çektiğiniz ve sertt gerçekçi olmayan bir şekilde zulmettiğiniz üzücü bir iç konuşma şeklini alır Genellikle öz eleştiriniz başka birinin sert bir
Sayfa 143
Reklam
“Ey şairlerin eski lâneti, yakman sürekli, konuşmak yerine, durmaksızın değerlendiren duygularını oluşturmak yerine onları ve bildiklerini sanırlar hâlâ, içlerinde neyin neşeli olduğunu veya acıklı ve şiirlerinde, yerebileceklerini veya övebileceklerini onları, aynı hastalar gibi, kullanırlar acının dilini, anlatmak için sızlayan yerlerini, kendilerini sert sözcüklere dönüştürmek yerine bir katedralin taş ustasının taşın soğukkanlılığına dönüşmesi gibi inatla”
Gelecek nesillere savaş esnasında işlenen gerçek ve korkunç doğruları öğretmek bizim görevimiz, bunları saklamamalı ya da hiç olmamış gibi davranmamalıyız. Bunları hatırlamalıyız ki geçmişin hataları tekrar etmesin. Tarih kitapları, şarkılar, romanlar, oyunlar, filmler ve anıtlar yaşananları unutmamaya ve barış içinde ileriye gitmemize yardım etmek için son derece gereklidir..
Sayfa 391 - Arkadya YayınlarıKitabı okudu
"Şükretmek bencillik değildir. Aksine, şükrederken diğerlerinin yarasını görür ve sadece kendinle meşgul olduğun zamanlar için utanırsın. Dünyanın senin ve yaranın etrafında dönmediğini anlarsın. Bencillik arıyorsan ben sana söyleyeyim bak. Asıl bencilce olan depresyondur. Bencilcedir, çünkü sahibini ve yaşadıklarını evrenin merkezine koyar. Açlar, hastalar, savaşlar, depremler, tufanlar bile önemini kaybediverir. Sevgilinin gidişini düşünürken, korkunç facialardan sağ çıkmış ve yaşamak zorunda kalmış insanları mesela, görmezden gelirsin. Onlar inatla ayakta kalmaya uğraşırken, sen yıkılmaktan medet umacak kadar körleşirsin. Ama şükretmeyi öğrenirsen, sadece hayata karşı nankörlükten değil, bencillikten de kurtulursun. Sahip olduklarına minnet duymak, seni yıkıcı hırstan, şımarık tatminsizlikten, dinmeyen açgözlülükten korur."
Sayfa 221Kitabı okudu
Yani" dedim, "başkalarından esirgeyip bana sunduğu nimetler ve benden esirgeyip başkalarına verdiği dertler için Allah'a müteşekkir olmalıyım, öyle mi? Bundan daha bencilce bir şey duymadım!" "Şükretmek bencillik değildir" dedi Ses. "Aksine, şükrederken diğerlerinin yarasını görür ve sadece kendinle meşgul olduğun zamanlar için utanırsın. Dünyanın senin ve yaranın etrafında dönmediğini anlarsın. Bencillik arıyorsan ben sana söyleyeyim bak. Asıl bencilce olan depresyondur. Bencilcedir, çünkü sahibini ve yaşadıklarını evrenin merkezine koyar. Açlar, hastalar, savaşlar, depremler, tufanlar bile önemini kaybediverir. Sevgilinin gidişini düşünürken, korkunç facialardan sağ çıkmış ve yaşamak zorunda kalmış insanları mesela, görmezden gelirsin. Onlar inatla ayakta kalmaya uğraşır- ken, sen yıkılmaktan medet umacak kadar körleşirsin. Ama şükretmeyi öğrenirsen, sadece hayata karşı nankörlükten değil, bencillikten de kurtulursun. Sahip olduklarına minnet duymak, seni yıkıcı hırstan, şımarık tatminsizlikten, dinmeyen açgözlülükten korur. Anlatabiliyor muyum?"
Reklam
"Yani" dedim, "başkalarından esirgeyip bana sunduğu ni­metler ve benden esirgeyip başkalarına verdiği dertler için Allah'a müteşekkir olmalıyım, öyle mi? Bundan daha bencil­ce bir şey duymadım!" "Şükretmek bencillik değildir" dedi Ses. "Aksine, şükre­derken diğerlerinin yarasını görür ve sadece kendinle meşgul olduğun zamanlar için utanırsın. Dünyanın senin ve yaranın etrafında dönmediğini anlarsın. Bencillik arıyorsan ben sana söyleyeyim bak. Asıl bencilce olan depresyondur. Bencilcedir, çünkü sahibini ve yaşadıklarını evrenin merkezine koyar. Aç­lar, hastalar, savaşlar, depremler, tufanlar bile önemini kay­bediverir. Sevgilinin gidişini düşünürken, korkunç facialar­dan sağ çıkmış ve yaşamak zorunda kalmış insanları mese­la, görmezden gelirsin. Onlar inatla ayakta kalmaya uğraşır­ken, sen yıkılmaktan medet umacak kadar körleşirsin. Ama şükretmeyi öğrenirsen, sadece hayata karşı nankörlükten değil, bencillikten de kurtulursun. Sahip olduklarına minnet duymak, seni yıkıcı hırstan, şımarık tatminsizlikten, dinmeyen açgözlülükten korur. Anlatabiliyor muyum?"
İMPARATORLUGUN BIRAKTIKLARI
İngiliz İmparatorluğu'nun Hindistan'da geriye bıraktığı ne vardı? Bu soruya Alex von Tunzelmann, lndian Summer isimli kitabına tam da benim işaret ettiğim fikri zemini dile getirerek başlıyor: Başta, iki millet vardı. Biri büyük, kudretli ve muhteşem bir imparatorluğa sahipti. Harika bir idaresi, çok zarif bir kültürü vardı. Yeryüzünde
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun. _Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur. _Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç? _20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun. _Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
"Başkalarından esirgeyip bana sunduğu nimetler ve benden esirgeyip başkalarına verdiği dertler için Allah'a müteşekkir olmalıyım öyle mi? Bundan daha bencilce bir şey duymadım!" "Şükretmek bencillik değildir" dedi Ses."Aksine, şükrederken diğerlerinin yarasını görür ve sadece kendinle meşgul olduğun zamanlar için utanırsın. Dünyanın senin ve yaranın etrafında dönmediğini anlarsın. Bencillik arıyorsan ben sana söyleyeyim bak. Asıl bencilce olan depresyondur. Bencilcedir, çünkü sahibini ve yaşadıklarını evrenin merkezine koyar. Açlar, hastalar, savaşlar, depremler, tufanlar bile önemini kaybediverir. Sevgilinin gidişini düşünürken, korkunç facialardan sağ çıkmış ve yaşamak zorunda kalmış insanları mesela, görmezden gelirsin. Onlar inatla ayakta kalmaya uğraşırken, sen yıkılmaktan medet umacak kadar körleşirsin. Ama şükretmeyi öğrenirsen, sadece hayata karşı nankörlükten değil, bencillikten de kurtulursun. Sahip olduklarına minnet duymak, seni yıkıcı hurstan, şımarık tatminsizlikten, dinmeyen açgözlülükten korur. Anlatabiliyor muyum?"
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Amerika'nin Yüksek mahkemesine bağlılık derecesi.
Başkan Lincoln, Amerikan anayasasının “Tanrı’nın Amerikan halkına lutfunun bir işareti olduğunu” söylüyordu ve toplumda oluşan samimi kanaat oydu ki, bu anayasa Amerikan halkının “seçilmiş bir halk" olduğunun da bir göstergesini teşkil ediyordu. Amerikan anayasası toplumun anlam dünyasına boyut kazandıran, varoluşlarını anlamlandıran ve bu
Öğrencinin konuşmasında bilincinin ve niteliklerinin ışıltısı belli olsun, sözlerinin tek kılavuzu aklı olsun.Ona şunu öğretin:Sadece kendisi fark etmiş bile olsa muhakemesinde rastladığı hataları kabul etmesi, peşinde olduğu sağduyunun ve samimiyetin sonuçlarıdır.İnatla itiraz etmek, herkesin bildiği davranışlardır ve genellikle en aşağılık ruhlarda görülür.Fikrini değişiktirmek ve kusurlarını düzeltmek, bir tartışmanın en canlı yerinde kötü kararından vazgeçmek, bunlar da tam tersine nadir rastlanan güçlü ve felsefi niteliklerdir...
_Dişi kedi Saha, kedisine aşık taze damat Alain ve kediyi kıskanan yeni gelin Camille’nin hikayesi. _Ey çirkinim, ey yağmur altında azıp koşanım, ey yoldan çıkmışım, küçük pumacığım, inci renkli iblisim, sevgili kedim, doruklar güzeli. Sen pırıl pırıl, saf bir kedi örneği değilsin. Seni ilk baştan çıkaran o kuyruksuz beyaz kediyi hatırlasana.
_Hayat öylesine sürprizlerle doludur ki, sırtındaki küfeyi alır kiminden, elmasları yükler taş yerine. _Onların zırvalara inanmalarının sebebi, cahillikleri. _Sefil egolarının değer ölçüleriyle ölçüp, gerçeğe, güzele ve iyiye ağızlarından salyalar saçarak nutuk çekiyorlar. _Köle tiplerden oluşmuş hiçbir devlet yasayamaz. Köleden doğan yine köle
72 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.