Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Erkekler uygun bir kadın görür görmez, iyi-kötü, güzel-çirkin, hiç bakmaz, haftalardır aç kalmış hayvanlar gibi üzerine atlarlar. Hepsinin alışkanlığı budur. Sonra da bunu aşk zannederler.
Sayfa 422 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
''Akıllı iki kız kardeş varmış, bilgiye açlarmış ve okullarındaki, etraflarından aldıkları bilgi yetersiz olmuş. Yörelerindeki en büyük bilgeye gitmeye, ondan da bilgi almaya karar vermişler. Bilge adam kızların sorduğu bütün soruları bilmiş. Kızlar daha fazla bilgi almak için bir süreliğine daha bilgenin yanında kalmışlar. Ama sonra bilgenin her sordukları soruyu bilmelerinden sıkılmışlar. “Bilgenin dahi bilemeyeceği bir soru bulalım” demiş birisi. Kızlardan biri, bilgenin bile bilemeyeceği bir soru buldum diye sevinmiş. Avucumun içine bir kelebek alacağım “Avucumun içinde bir kelebek var. Canlı mı, ölü mü?” diye bilgeye soracağım, ölü derse kelebeği serbest bırakacağım. Canlı derse, avucumu hafifçe bastıracağım. Kızlardan biri avucu kapalı bilgeye uzatmış ve sormuş: – Avucumun içinde bir kelebek var; bilin bakalım canlı mı, ölü mü? Bilge, kızın gözlerine uzun uzun bakmış ve cevap vermiş: – Senin elinde kızım senin elinde… Hayat akarken; iyi veya kötü, güzel veya çirkin, doğru veya yanlış, mutluluk veya hüzün, avucunuzdaki kelebek gibi senin elinde.''
Reklam
Herkes kitap satmamalı!
Bana kalırsa, bir "Kitapları Koruma Derneği" kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itina ile hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar; sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler; kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir. Kapaklar, dizgiler, baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları; isimlerini bile öğrenmeden. Onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. Bu adamları bir imtihandan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric. Herkes kitap satmamalı.
Sayfa 576 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Bana kalırsa, bir "Kitapları Koruma Derneği" kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itina ile hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar; sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler; kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir. Kapaklar, dizgiler, baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları; isimlerini bile öğrenmeden. Onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. Bu adamları bir imtihandan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric. Herkes kitap satmamalı.
Kaybolmuş Güzelliğin Peşinde Derler ki, Hz. isa efendimiz havarileriyle gezerken yolda çok kötü koku yayan bir köpek leşine rastlamış."Bu leş ne kadar da pis kokuyor!" diye bağırmış bir havari. Hz. isa şoyle cevap vermiş: "Dişlerinin beyazlığı ne kadar güzel!" Güzelliği hayatlarımızdan kovalı çok oluyor. Sokakta ve evde, insanda ve alemde burnumuza hep leş kokularının gelmesi bundan. Halbuki, Gafur olan Allah güzel olanı koruyan ve çirkin olanı saklayandır. O sonsuz bağışıyla çirkinlikleri setreder ve bizim de insan kardeşlerimizin ayıplarını, kusurlarını örtmemizi ister.
Sayfa 17
Doğru, iyi, yeni ve güzel, ne varsa Batıda; yanlış, kötü, köhne ve çirkin ne varsa Doğuda... Ve bu ana mizan üstüne ve nirengi noktasına göre, her sahada bataklık ve bu bataklıklarda çırpınan bir millet ve devlet...
Reklam
Bir insana tavsiyeler...
1. Utanç bir prangadır. Kendini azat et. 2. Yeteneklerin hakkında endişelenme. Sevme yeteneğin var. Bu yeter. 3. Diğer insanlara karşı nazik ol. Evrensel boyutta onlar sensin. 4. İnsanlığı teknoloji kurtarmayacak. İnsanlar kurtaracak. 5. Gül. Sana yakışıyor. 6. Meraklı ol. Her şeyi sorgula. Şimdinin gerçeği gelecekte bir hikaye olacak
Sayfa 261Kitabı okudu
-bence şeytan ve Allah diye kainatta iki kuvvet yoktur. Hepsi, her şey bir tek hakikatin, bir tek kudretin görünüşü. Cüz ve fertlerden en muazzam güneşlere kadar, insandan, göze görünmeyen böceklere kadar hep bir tek yaratıcı kudretin eseri . İyi -kötü, Güzel- çirkin, Allah-şeytan bunlar icat edilen isimler. Hepsinin arkasında, kendini halketmiş olan ve mütemadiyen halketmekte olan bir kudret var ... O, o... Kainat denilen perdeye, gölgelerini aksettirmek için yaratmak fiilinde devam eden Halik... Adı Allah, Rab , ne olursa olsun. Nurunun en parlak, en ezeli olduğu bir yer, sırrının makesi bir tek şey vardır: Aşk!
... yumuşak ve olumlu ihtiraslar kendini sevme hissinden, haşin ve çirkin îhtiraslar da benlikten doğuyorlar. O halde insanı esasta iyi yapan, ihtiyaçlarının az oluşu ve kendisini başkalarıyla az mukayese edişidir. Kötü yapan da çok ihtiyaçları oluşu ve çok gösteriş yapmak isteyişidir. Bu prensiplere göre 'çocuk ve adam ihtirasları'nin iyilik veya kötüliğe doğru ne şekilde yönlendirildiklerini anlamak kolay bir işti.
Sayfa 177Kitabı okudu
-İster iyi, ister kötü, ister gü­zel, ister çirkin, sözlerinden şunu anlıyorum ki, kardeşim, sen hepsinden hoşlanıyorsun.
millet daha birini bulamıyor beeKitabı okudu
Reklam
Xl. Kitap
"Sana dürüst davranmak istiyorum," diyen birisi nasıl çürümüş ve sahtekârdır. Ey insan, sen ne yapıyorsun? Bunu söylemene gerek yok. Dürüstlük kendiliğinden anlaşılmalı. Yüzünde yazmalı, sesinde çınlamalı. Tıpkı sevgilinin, sevgilisinin bir bakışında her şeyi anlayabilmesi gibi dürüstlük baktığın an gözlerinden taşmalıdır. Kötü kokan bir insanın yanından geçerken fark edilmesi gibi hemen anlaşılmalıdır sade ve dürüst bir insan. Çalışılmış sadelik bir kılıçtır. Kurdun kuzuya dostluğundan daha çirkin bir şey yoktur. En çok bundan kaçın. İyi, nazik ve samimi birisi, bu nitelikleri gözlerinde barındırır ve dikkatten kaçmaz.
Sayfa 117Kitabı okudu
"Benim köyümde, hiç olmazsa bir Karacaoğlan şiiri bilmeyene, o bir aptaldır, diye kız vermezlerdi kolay kolay... O Karacaoğlan ki, 'Üç derdim var birbirinden ayrılmaz / Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm', demişti. Ve şimdi bugünkü dünyada bir şiir, bir roman okumamış çok kişi var. Kötü, çirkin bir epope olamazdı. Halk onu birkaç yıl hiç dinlemez, kusardı. Şimdi televizyonlar kötü dizilerle, kötü türkülerle, kötü oyunlarla dolu. Halkın elinden hiçbir şey gelmiyor. Her yönüyle, beyniyle, yüreğiyle gece gündüz yıkanan bir insanlık..."
Sayfa 96 - Epope Aydınlığı yazısındanKitabı okudu
Anlamak ne kadar güç! Gerçekten, biz iyi ile kötü, gü­zelle çirkin arasına bu kadar büyük sedler çekmekle ha­ta ediyoruz. .
Sayfa 127Kitabı okudu
Toprağa, göğe, suya, ateşe, tuza, somuna gönül vermemişiz ki. Türkülere ağıtlara teslim olmamışız ki. Çirkin ve güzel diye tutturmuşuz. İyi ve kötü diyoruz. İşimize gelmeyeni damgalayıp duruyoruz. Gönlümüzün tutmadığını, aklımızın kesmediğini kınamayı âdet haline getirmişiz.
İz Yayıncılık
Bir kadının ne kadar güzel olduğunu bilmesi iyi mi, yoksa kötü mü? Ben küçükken anneannem hep, ‘’Güzelin kaderi olmaz, Allah çirkin kaderi versin.’’ derdi. Yaşadıkça bu atasözünün ne kadar doğru olduğunu gördüm. İnsanın kaderini değiştiren güzelliği değil, güzelliğin arttırdığı beklentileridir. Hayattan ve insanlardan ne kadar çok şey beklersek, hayal kırıklıklarımız da o kadar çok ve derin oluyor. Güzellik bazen çok bencilleştiriyor insanları. Bazen de başkalarını daha kolay küçümseyebiliyor güzel insanlar. Ve bu büyük avantaj, böylece bir dezavantaja dönebiliyor ve mutluluğu, adam yerine koymadıkları o çirkinler kadar bile tadamıyorlar.
Sayfa 31 - Doğan KitapKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.