"Başkalarına muhtaç olmak, ayıp bir şeydir!"
Bu sözünü hiç unutamadım onun. Unutmam da... Kim tarafından ve ne zaman yaralandığını hiç bilmiyorum ama güzel ve çekici bir kadındı. Güzelliği, en çok kendisini umutsuzca özlemesinden kaynaklanıyordu. Güzelliği, yüzündeki yitik seslerden, can çekişen anılardan, yüreğindeki umutsuz kanayıştan
Sen, o ince çizgide duran bir şehirsin Gazze.
Herkesin kolay kolay başaramadığı, ya bir tarafa ya diğer tarafa kaydığı bir noktada, milim eğilmeden dimdik duruyorsun.
Sen, derin acılara gark olurken, hüzün bağrını delik deşik ederken, isyana düşmeyen mümtaz bir şehirsin.
Bilirsin ki Gazze, insanı zehirleyen acılar değildir.
Yine bilirsin ki
_Sık ve çok gülmek, zeki insanların saygısını ve çocukların sevgisini kazanmak, dürüst eleştirilerin takdirine layık olmak ve yanlış arkadaşların ihanetlerine katlanabilmek, güzelliği takdir edebilmek, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek, sağlıklı bir çocuk, bahçelik bir arazi ya da daha iyi duruma getirilmiş bir sosyal durum yoluyla bu dünyayı
Tırnaklarım, ölü bir ağaçtan kopmuş kabukların
kenarlarına benziyordu. Giysilerim ise, en güzel kısımlarını sivri ve keskin
çakmak-taşlarına bağışlamışlardı. Başım da uykusuzluktan şişip davul gibi
olmuştu. Sanki içinde hiçbir düşünce yokmuş gibiydi.
Acaba ne kadar uyumuşt um? Bir anl ık ya da bir saatl ik bir uyku muydu,
yoksa sonsuza kadar mı
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
Canınla süpür Cânânın kapısını
Merhaba Canan, rahatsız etmediğimi ümit ediyorum, yanına geldim çünkü söyleyeceklerim var sana, bugün senelerdir bir türlü bitiremediğim bir meseleyi burada nihayet başlatmaya geldim, lafı uzatmayacağım, biliyorum ki uzatırsam sadede hiç gelemeyeceğim, ben seni seviyorum. Canan, öyle böyle değil çok seviyorum, hani
Merhaba Canan, rahatsız etmediğimi ümit ediyorum, yanına geldim çünkü söyleyeceklerim var sana, bugün senelerdir bir türlü bitiremediğim bir meseleyi burada nihayet başlatmaya geldim, lafı uzatmayacağım, biliyorum ki uzatırsam sadede hiç gelemeyeceğim, ben seni seviyorum. Canan, öyle böyle değil çok seviyorum, hani derler ya "gördüğüm ilk
Dayanılmaz olan tek şey hiçbir şeyin dayanılmaz olmasıdır.
Hayat Fiziğine Giriş:
Her doğum, en az iki ölüm eder. Biri yaşamak, diğeri yaşatmak isteğine bağlı, iki ölüm.
Ancak hayata gelenin, hayatta kalması için o ölümler sayesinde nefes aldığından habersiz olarak yaşaması gerekir. Aksi takdirde, söz konusu kişi bir savaştan ibaret olur ve
(Gazi Üniversitesi, Ziya Gökalp Sempozyumu,
Ankara, 8 Mart 2004)
Seksen dört yıl önce, 25 Ekim 1924 tarihinde, Büyükada'daki
evinden sedyeyle getirildiği Taksim-Harbiye arasındaki Fransız
Hastanesi'nde öldü. Kesin bir tanı konulamamıştı, bir süredir devam
eden hastalığına aksi olsaydı bile ülkenin ve adı geçen sağlık
kurumunun o günkü
KIZILELMA
Bir varmış, bir yokmuş, Tanrı’dan başka
Kimseler yok imiş, yakın zamanda
(Bakû’)da milyoner bir kız var imiş;
Türklüğü çok sever, yurda yâr imiş;
Adı (Ay Hanım) mış, hanlar soyundan;