Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
İlyada kelime anlamı olarak “İlyon’a Şiirler” manasını taşımaktadır. Dönemin İlyon’u ise günümüz Troya bölgesidir. Yani ismini tamamen bulunduğu bölgeden almıştır. Eser bize Troya Savaşı’nın sadece son 51 gününü 15600 dize ile anlatmaktadır. Tek bir ustanın eseri midir? Yoksa Homeros mu kaleme aldı? Homeros var mı? Yok mu? Gibi soruları bir kenara
Yazarımız Merlin Stone heykel sanatçısı ve sanat tarihi eğitmeni olarak yıllarca çalıştığı süre sonunda mesleği, dinler tarihi ve arkelojiye merak salmasında etkili olmuş ve bu sayede konu üzerinde uzun araştırmalar yaparak, pek çok inanışı yerinde, kendi sözlü ve yazılı kaynakları ile incelemeye karar vermiştir. Stone'un çocukluğundan yetişkinlik
Gelelim Mustafa'nın Deniz'ini kaybettiği denizden gelen bebeğe... Türkiye'nin içinden çıkamadığ göçmen meselesine esaslı bir dokunuş yapmışsınız. Televizyonlardan kıyaya vuran bebekleri, insanları gördük. Adına ne dersek diyelim, Aylan, Samir, Hamid... Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı.. İnsanlığın her anlamda can çekiştiği bir
“İnsanın içinden geçenler yüzünden okunabilseydi!
Nerde! Öyle bir sanatımız yok.” (sayfa 15)
1. Kısaca Shakespeare ve Eserlerine Bir Bakış
1606 yılında yazıldığı düşünülen Macbeth,
William Shakespeare’in en çok okunan ve oynanan oyunlarının başında geliyor. İskoçya ve İngiltere arasındaki ilişkiler üzerine yazan Shakespeare’in her oyununda olduğu gibi bu
‘’Hiçbir ütopya, toplumun bütün bireylerine sonsuza dek tatmin sağlayamaz. Maddi şartları iyileşen insanlık, gözünü daha yükseklere diker, bir zamanlar rüyasında bile göremeyeceği güç ve mülke burun kıvırmaya başlar. Dış dünya onlara her şeyi sunmuş olsa bile, insanların akıllarındaki sorular ve kalplerindeki özlem susmak bilmez.’’ (s.
Dün gece kitabı bitirdiğimden beri olan biteni algılamaya çalışmakla birlikte yazacağım incelemeyi düşünüyorum. Ne desem, nasıl anlatsam bu kitabı diye… Kendimi bir şeyler yazmak zorunda hissettim çünkü bu kitap sitede böyle boş kalmamalıydı… Şuan ne yazacağım ortaya ne çıkacak inanın ben de bilmiyorum. O kadar çok düşünce var ki kafamda, hepsi
“Bir masal iki parçanın bir araya gelmesiyle yapılır: Bu parçalardan biri masalın bedeni, öteki canıdır denebilir. Beden masalın kendisi, can ondan çıkan derstir.”
-
Jean de La Fontaine
1. Giriş:
Bu makale çalışması yalnızca Aisopos ve masallarına dair değildir. Aisopos öncesi Antik Yunan'da karşımıza çıkan masalsı metinlere, Aisopos'un hayatına,
Peyami Safa bence doğu-batı konusu ile alakalı olarak takıntılı bir insan. Fatih Harbiye kitabında da bu konuya girmişti.Yalnızız kitabı da bu temelin üzerine oturtulan bir eser. Kitapta ama
"Kan ağla, canım memleketim, kan ağla!
Güçlü zorbalık, sen oturt sapasağlam temellerini:
İyiliğin yüreği yok sana karşı durmaya!"
Macbeth uykuyu öldürdü!"
William Shakespeare; adını hemen herkesin duyduğu, çoğunluğun en az bir eserini okuduğu; dünya edebiyatına yön veren ve kendi başına bir sanat, bir
Klasikler bize tarih, kültür, gelenekler ve farklı edebi stiller hakkında çok şey öğretebilir. Fakat bu kitaptan, klasiklerin de bazen berbat olabileceğini öğrendim. Şimdi, adil olmak gerekirse, kitabın 1764'te yazıldığını ve ilk Gotik roman olarak kabul edildiğini belirtmek gerekir. Bu iki şeyi vurgular: Birincisi, 18. yüzyılda basılmış en
Gelelim Mustafa'nın Denizini kaybettiği denizden gelen bebeğe... Türkiye'nin içinden çıkamadığ göçmen meselesine esaslı bir dokunuş yapmışsınız. Televizyonlardan kıyaya vuran bebekleri, insanları gördük. Adına ne dersek diyelim, Aylan, Samir, Hamid... Suriyeli, Afganlı, Pakistanlı.. İnsanlığın -her anlamda- can çekiştiği bir noktadayız. Kapitalizm
Dune Çocukları güncellediğim incelemem gelsin o zaman:
Serinin ikinci kitabını incelerken; daha çok kahramanların insani yönlerine yer verildiğini, onların psikolojik durumu hakkında birçok şey bulacağımızı yazmıştım. Ve bu da seriyi benim açımdan keyifli ve merak uyandırıcı hâle getirmişti. Ve kısa bir devam kitabı niteliğinde okumuş, kendimi
"Her şeylerin başıboş olacağı, oğulların babalara el kaldıracakları, kadınların kocalarına düzen kuracakları, kocaların karılarını mahkemeye verecekleri, efendilerin uşaklarına insanlık dışı davranacakları, uşaklarınsa efendilerine boyun eğmeyecekleri an geldi," diyordu Jorge şimdi. "Yaşlılara saygı kalmayacak, gençler yönetimi