Her topluluk liste yapmış zamanında, Goodreads'ın bolca var mesela. Bu da onlardan biri - en zor 100 kitap (200'lük versiyonu da var) En azından BBC ve benzeri medya kuruluşlarına göre daha evrensel. Biz de bu liste işine girsek diyorum bir ara (#39501741 iletisinde girdik:) - 1000 kitap kullanıcılarının okurken
Çevreme kaygılı gözlerle baktım, şimdiden başka bir şey yoktu. Şimdinin gerçek özü kendini açığa vuruyordu: Şimdi var olandı, şimdi olmayan hiçbir şey var değildi. Geçmiş var olan bir şey değildi. Hem de hiç. Ne eşyada ne de düşüncemde. Kendi geçmişimin benden kaçtığının çok uzun zamandan beri farkındaydım. Ama önceleri ulaşamayacağım bir yerde olduğuna inanıyordum. Benim gözümde geçmiş bir tür emeklilikti sadece: Bir başka var olma biçimi, bir tatil ve hareketsizlik haliydi. Rolünü oynayan her olay, usulca bir kutunun içine çekiliyor ve bir fahri olaya dönüşüyordu: Hiçliği düşünmek bu kadar zordur işte. Artık biliyorum: Şeyler göründükleri gibi, onların ardında... hiçbir şey yok.
"Birisini sevmeye kalkışmak, önemli bir işe girişmek gibidir, bilirsin... Hatta başlangıçta bir uçurumun üzerinden sıçramanın gerektiği bir an vardır. Düşünmeye kalkarsa atlayamaz insan. Bundan böyle artık bu gerekli sıçrayışı yapmayacağımı biliyorum."
Yüzümün yansısı bu.
Yapacak işim olmadığı günlerde
onu seyreder dururum.
Gördüğüm bu yüzden
hiçbir şey anlamıyorum.
Başkalarının yüzleri anlam taşıyor.
Benimki öyle değil.
Güzel mi yoksa çirkin mi,
bunu bile söyleyemem.
Çirkin galiba çünkü böyle demişlerdi.
Bana dokunan bu değil.
Yüzüme böyle nitelikler
atfedilmesine şaşıyorum aslında.
Bir toprak parçasına yahut bir kayayagüzel ya da çirkin demek gibi bir şey bu.